Bela Bartok ve Halk Müziğinden Yararlanma
“Halk müziği”nden yararlanma eğiliminin oldukça uzun bir geçmişi vardır. Bach’ın Beethoven’in kimi yapıtlarında halk ezgileri kullandıklarım biliyoruz; ancak, halk ezgisinin amaçlı, bilinçli bir kullanımı ya da yorumu ilk kez romantiklerde görülür. Chopin mazurkalarında, Liszt rapsodilerinde, Grieg, Dvorak, Smetana gibi “ulusal” nitelikteki besteciler de çoğu yapıtlarında halk müziğini geniş ölçüde kullanmışlardır. O dönemlerde, şehirli halk müziği daha iyi biliniyor, bununla köy müziği arasında belirgin bir ayırım gözetilmiyordu. Etnografya, folklor ayrı birer bilim dalı olarak heniiz doğuş evresindeydi, köy kültürü sanatçıların pek ilgisini çekmiyordu. Köy müziğinin bestecilerin ilgisini çekmesi yeni bir gelişmedir. Bu gelişmenin ilk ürünleri de, köylü müziğine yönelik yüzeysel bir ilginin ürünleridir. 19.yy’da Rus köy müziğinin etkisi altındaki yapıtlarıyla Mussorgski bu alanda ilk başarılı örnekleri verir.
Köy müziğinin “sanat müziği” üstündeki asıl etkisi 20. yy başlarında görülür. Stravinskr’, Manuel de Fallagibi besteciler bu müzik türü üzerinde ayrıca çalışmış, hatta halk türküsü derlemeleri de yapmış olabilirler, ancak, köy müziğinden yararlanma deyince, çağımızda ilk akla gelen besteci Bela Bartök’tur. Çünkü Bartok bu kaynaktan yapıtlarında yararlanmakla kalmamış, yalnız kendi ülkesinin değil, komşu ülkelerin halk müziğini de derinlemesine araştırıp incelemiş, halk müziğinden nasıl yararlanılması gerektiği konusunda elle tutulur, ciddi görüşler ileri sürmüştür. Eserlerini Macar halk müziğinin özüyle yoğurmuş, ulusal gelenekten yararlanarak “modern ” bir müzik dili oluşturmak isteyen bestecilere örnek olmuştur. Bartok romantik bir ilgiden kaynaklanan halk kültürü araştırmalarının bilimsel bir aşamaya ulaşmasında da bir köprüdür.
Bartok’a göre, başka bir müzik geleneği olmayan, olsa da önemsiz sayılabilecek ülkelerde, örneğin Doğu ve Güney Avrupa ülkelerinin çoğunda, özellikle de Macaristan ’da halk müziğinin özel bir önemi, özel bir değeri vardır. Bu ülkelerde halk müziği, kendi öz müziğini yüzyıllarca önce oluşturmuş ülkeler için olduğundan çok daha önemlidir. Batı Avrupa ülkelerinde halk müziği, sanat müziğinin içinde erimiş, onunla kaynaşmıştır. Alman bestecilerin Bach’ ta, Beethoven’da bulabileceği ulusal müzik geleneklerine bu ülkelerde ancak köylerde, halkın ağzında rastlanabilir.
Bartok halk müziğinin sanat müziği üzerinde üç türlü etkisi olabileceğini söyler: 1. Besteci,, olduğu gibi ya da küçük bir değişiklikle sunduğu halk ezgisine, eşlik eden bir parça ya da bir prelüd, bir interlüd, bir de son bölüm ekleyebilir. Bu tür yapıtlar, Bach’ın “koral”ler için yazdığı prelüdlere benzer. Bunlar da iki türlü olabilir: birinci türde, eşlik eden parça, prelüd, interlüd gibi eklemeler ikinci planda kalır; ön planda olan ezgidir, eklemeler o ezgi için bir çerçeve oluşturur sadece, ikinci türde ise, eklenen bölümler daha önemlidir, ezgi bu durumda bir tema olarak kalır. Bu iki tür arasında kesin bir sınır yoktur. Ama her iki türde de önemli olan şey, ezgi çerçevesinin kendi karakterinden, özelliklerinden arıtılmış olması ezgi ile ona eklenen şeyin ayrılmaz bir bütün oluşturmasıdır. 2. Halk müziğinin bir başka etkisi de, bestecinin köy müziğini doğrudan doğruya kullanmaması, onu taklit etmeye yarayacak öğeler, temalar oluşturarak eserinde kullanmasıdır. Örneğin Stravinski’nin “Rus dönemi” diye anılan dönemindeki birtakım temaları, köy müziğinin başarılı bir takliti sayılabilir. 3. Besteci köy ezgilerini ya da onların taklitlerini kullanmadığı halde, köy müziğinin yarattığı havayı, etkiyi yaratabilir. Böyle bir besteci halk müziğinin dilini o kadar benimsemiştir ki, onu bir şairin anadilini kullanması gibi kullanabiliyor demektir.
Bartök’un halk müziğinden yararlanma biçimi, bu sonuncu anlayışa uygun bir niteliktedir. Bestecinin halk müziğine özgü malzemenin nasıl kullanılması gerektiği konusundaki tutumu şöyle özetlenebilir: “Halk müziğinde bulunan malzemenin kullanılması, bu malzemenin olduğu gibi, ya da benzetme yoluyla, ‘evrensel’, ‘modem’{y a da gelenek dışında gelişen yapıtlara gelişigüzel serpiştirilmesi demek değildir. Köy müziğindeki içtenliğin yansıtılması, o malzemedeki özün bireysel bir üslup içinde sindirilmesidir. Bu özü dile getirmek isteyen bestecinin halk müziğiyle yakından ilgilenmesi, bu müziğin dilini, anlatımını kendi dili, kendi anlatımıymış gibi,özentisiz bir biçimde, rahatça kullanabilecek bir ustalığa erişmesi gerekir. Bir bestecinin yapıtını baştan aşağı halk müziği motifleriyle ya da onların taklitleriyle bezemesi, yüzeysel bir süslemeden öteye geçemez, ister halk müziği olsun, ister başka çeşit bir müzik, yeteneksiz kişilerin eline geçti mi, bütün değerini yitirir, yozlaşır, istediği kadar gelenekten esinlensin, sonuç değişmez”.
Bartok’un halk müziğinden yararlanma konusundaki sözleri, bestelediği yapıtlarda neyi yapıp neyi yapmadığını da açıklar. Müziğinin en çarpıcı yanını oluşturan ritm özellikleri, Avrupa müziğinde bulunmayan, Macar köylü müziğine özgü ritmlerin yorumuna dayanır. Halk müziği parçalarının armonize edilmiş bir biçimi olan kimi yapıtları dışında, hiçbir zaman belirli bir halk müziği teması kullanmamış, ama yakın temalar yaratmıştır.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi