Cesare Borgia, 1475 veya 1476 yılında doğmuş, İtalyan bir soylu ve askeri liderdir. Rönesans döneminde yaşamıştır. Borgia ailesinin bir üyesidir ve Papa VI. Alexander'ın oğludur.
Cesare Borgia'nın hayatı, siyasi entrikalar, askeri başarılar ve ahlaki tartışmalarla doludur. Babasının papalık tahtını korumak ve genişletmek için yürüttüğü politikada etkin bir rol oynamıştır. Ayrıca, İtalya'nın çeşitli bölgelerindeki siyasi ve askeri gücü elinde tutmak için entrikalar çevirmiştir.
Birçok kaynak, Cesare Borgia'nın acımasız ve hırslı bir karakter olduğunu belirtir. Machiavelli'nin "Prens" adlı eseri, Borgia'yı siyasi manipülasyon ve güç elde etme konularında bir model olarak ele alır. Cesare Borgia'nın hikayesi, tarihsel bir figür olarak olduğu kadar edebi eserlerde de sıklıkla yer alır ve birçok sanat eserine ilham kaynağı olmuştur.
Cesare Borgia'nın hayatı ve etkisi, Rönesans döneminin karmaşıklığını ve güç mücadelelerini anlamak için önemli bir örnek olarak kabul edilir.
İtalyan komutan. İtalya’nın Romagna bölgesini ele geçirerek Papalığa bağlamıştır.
1507’de Ispanya’da öldü. Başpiskopos olan Kardinal Rodrigo Borgia’nın ikinci oğluydu. İtalya’ da doğmuş ve yaşamış olmalarına karşın Borgia ailesinin kökeni İspanya’ya dayanıyordu. Cesare’m üvey ağabeysi Pedro Luis, Gandia düküydü. Borgia 7 yaşında papalık başkâtibi, aynı zamanda da Valencia Katedrali özel üyesi oldu. Paolo Pompilio ve Giovanni Vera’dan din dersleri aldı.
1480’de Papa IV. Sixtus, ona, kilise dışı kurumlarda görev alma hakkı tanımıştı.
1489’da Perugia Universitesi’nde hukuk okumaya başladı. Daha sonra Pisa Üniversitesi’ne geçen Cesare, burada ünlü hukukçu Filippo Decio’nun öğrencisi oldu ve yükseköğrenimini kilise hukuku ve medeni hukuk dallarında tamamladı.
1491’de Pamplona piskoposu, 1492’de, babası VI. Alexander adıyla papalık tacını giyince de Valencia başpiskoposu oldu. 1493’te ise kardinalliğe yükselerek babasının danışmanlarından biri oldu.
1494’de Fransa Kralı VIII. Charles, İtalya’yı işgal ederek güneye dek indi. Fransızlar ancak 1497’de oluşturulan Venedik Birliği ile geri püskürtüldüler. Bundan sonra Papalık ordusu İtalya’da VI. Alexander’ in seçilmesine muhalif oldukları için VIII. Charles’a yardım eden bazı soylu ailelerin üzerine yürüdü.
Cesare Borgia'nın kardeşi Juan, Papalık ordusunun komutanlığını yürütüyordu.
1497'de Juan gizemli bir şekilde öldürüldüğünde, kuşkular Cesare Borgia üzerine yoğunlaştı. Pedro Luis'in 1488'deki ölümüyle Gandia Düklüğü'nün Cesare'nin atlandığı ve Juan Borgia'ya geçtiği ve onun askeri başarıları nedeniyle Cesare'nin kıskançlık duyduğu göz önüne alındığında, Cesare'nin kardeşini öldürme motive olabileceği düşünüldü. Juan'ın ölümünden sonra, 1498'de Cesare Borgia kardinallikten ayrılarak Papalık ordusunun komutasını üstlendi.
Kardinallikten ayrılması, İspanya Kralı'nın muhalefetine rağmen, o sene Fransa Kralı XII. Louis'nin onayını aldı. Cesare, Fransa ile ilişkilerini güçlendirmek amacıyla Navarre Kralı'nın kızıyla evlenmek üzere Fransa'ya gitti. Bu evlilik, Cesare ve babası VI. Alexander'a, Papalık egemenliğindeki devletler üzerinde kontrol sağlama ve İtalya'da sürekli bir Borgia hanedanı kurma konusunda Fransa'nın desteğini sağlayacaktı.
Charlotte d'Albert ile evlenen Cesare'a Fransa Kralı XII. Louis, Valentinois Düklüğü'nü verdi. Cesare, 1499'da Papalık ordusunun başında ve Fransız süvari birliklerinin desteğiyle Romagna ve Marches kentlerine seferler düzenledi. Aynı yıl Romagna dükü ilan edildi. Fransa ile İspanya arasında 1497'de Napoli Krallığı'nı bölüşmek için anlaşma yapılmıştı. Milano Krallığı, Napoli'ye ulaşımı engelliyordu. Bu nedenle, 1499'da, Fransızlar Milano'ya yaptıkları seferde, Cesare Fransız süvari birliklerine komuta etti. 1499'da Imola ve Forli'yi, 1500-1501'de Rimini, Pesaro ve Faenza'yı ele geçirdi.
Bu yıllarda, birçok siyasi suikast olayıyla ilişkilendirildi. 1500'de kızkardeşi Lucrezia'nın kocası olan Napoli soylusu Bisceglie Dükü Alfonso'yu öldürttüğü kesinlik kazanmıştır.
1500'de Fransa ve İspanya'nın Napoli'yi bölüşmek için Granada Antlaşması'nı imzalamasından sonra, 1501'de Fransız birlikleriyle birlikte Napoli'ye girdi.
1502'de Urbino, Camerino ve Senegallio'yu ele geçirdi. Cesare'nin Romagna'ya düzenlediği bu üçüncü sefer sırasında gücünden korkan komutanları, aralarında anlaşarak ona karşı bir komplo kurdu. Cesare, bu durumu öğrenince, savaşı sürdürürken ordusunu yeniden düzenlemeye başladı. Komutanları arasında anlaşmazlık çıkararak bir bölümünü Senigallia'da bir barış toplantısına çağırdı. Ancak toplantıya katılanları tutuklayarak öldürttü.Yeniden güvenebileceği bir ordu kurduktan sonra, Tuscany'ye saldırmak üzereyken babası VI. Alexander öldü. Kısa bir süre önce de İspanyollar, müttefikleri Fransızları Güney İtalya'dan çıkartmışlardı.
Yeni Papa'nın seçilmesi sürecinde Cesare Borgia etkili olamadı ve Borgia ailesinin düşmanı Giuliano della Rovere, II. Julius olarak Papalık tacını giydi. II. Julius'un ilk işi, Cesare'ın elinde bulunan Romagna Düklüğü ve Papalık ordusunun komutanlığını geri alarak onu tutuklatmak oldu.
Romagna'daki bazı şehirleri Papa'ya vererek özgürlüğünü kazanan Cesare, Napoli'ye kaçtı. Akrabalarından destek arasa da Napoli Kralı Ferdinand'ın ajanları tarafından yakalanarak İspanya'da bir cezaevine gönderildi. 1506'da kaçarak, kayınbiraderi Navarra Kralı Jean d'Albert'in yanına sığındı. Milis komutanı olarak Viana'daki Navarra ayaklanmalarını bastırmaya çalışırken öldü. Viana'daki Santa Maria kilisesine gömüldü.
Cesare Borgia, eline geçirdiği Romagna Düklüğü'nde bir hükümet kuracak zamanı bulamadı, ancak merkezi bir hükümet ve etkin bir bürokrasi oluşturma planları olduğu biliniyordu. Machiavelli, "Prens" adlı kitabında, Cesare Borgia'yı hükümdarlık için gerekli özelliklere sahip olmasına rağmen, eksikliklerine rağmen bir örnek olarak alır. Cesare'nin planlama ve uygulamadaki saldırganlığı, acımasızlığı ve fırsatçılığı Machiavelli'yi etkilemiştir.Dönemi
Rönesans, özellikle İtalya'da başlamıştır ve ardından Avrupa'nın diğer bölgelerine yayılmıştır. Bu dönemde insanlar, klasik Antik Yunan ve Roma kültürüne olan ilgilerini yeniden keşfetmişlerdir. Sanat, edebiyat, bilim ve felsefe alanlarında büyük bir ilerleme kaydedilmiştir.
Cesare Borgia'nın yaşadığı dönem, Rönesans'ın İtalya'da zirve yaptığı bir zamandı. İtalya'da şehir devletleri ve derebeylikler arasında siyasi mücadeleler yaşanıyordu. Bu dönemde entrikalar, diplomasi ve savaşlarla dolu karmaşık bir siyasi ortam hüküm sürüyordu.
Cesare Borgia'nın hayatı da bu dönemin karmaşıklığına ve entrikalarına işaret eder. Babası Papa VI. Alexander'ın etkisi altında, Cesare Borgia siyasi güç ve nüfuz için mücadele etmiş ve İtalya'nın çeşitli bölgelerindeki siyasi haritayı şekillendirmiştir.
Rönesans dönemi, insanların düşünce ve sanat alanında özgürleştiği, bilimin ve keşiflerin teşvik edildiği bir dönemdi. Ancak aynı zamanda, güç mücadeleleri, entrikalar ve savaşlar da bu dönemin önemli bir parçasıydı. Cesare Borgia'nın hayatı, Rönesans döneminin karmaşıklığını ve çalkantısını anlamak için önemli bir örnektir.