BONNET, Charles (1720-1793)
İsviçreli doğabilimci ve düşünür. Döllenmemiş yumurtanın gelişerek yeni bir birey oluşturabileceğini ve böceklerdeki trake solunumunu gözlemlemiştir.
13 Mart 1720’de Cenevre’de doğdu. 16.yy’da İsviçre’ye yerleşmiş Fransız kökenli bir ailenin çocuğudur. Hukuk öğrenimi gördükten sonra avukatlık yapmaya başladı; ancak, 16 yaşından beri ilgilendiği doğabilime, özellikle böcekler üzerindeki çalışmalarına hukuktan daha çok zaman ayırdı. 1740’ta, bitki bitlerinde döllenmesiz çoğalma (partenogenez) olgusunu inceleyen çalışmasıyla Fransız Bilimler Akademisi’ne kabul edildi. 1743’te Londra’daki Royal Society’ye üye oldu ve aynı yıl hukuk doktoru unvanını aldı. 1752-1768 yılları arasında Cenevre’de Büyük Konsül üyeliğine getirilen, bir kez bile İsviçre’ den ayrılmaksızm deneylerine ve çalışmalarına dönük sakin bir yaşam geçiren Bonnet, 20 Mayıs 1793’te Cenevre yakınlarındaki Genthod’da öldü.
Bonnet’ye gelinceye değin, çokhücrelı bir canlıda üreme olayının, o türün dişisinin oluşturduğu yumurta hücresinin gene o türün erkeğinin sperm hücresiyle döllenmesi sonucu gerçekleştiği biliniyordu. Bonnet, özellikle bitki bitleri üzerinde yaptığı incelemelerle, bazı türlerde yeni bir bireyin gelişmesi için her zaman döllenmenin gerekmediğim, döllenmemiş yumurtanın da art arda hücre bölünmesine uğrayarak yeni canlıyı oluşturabileceğini kanıtladı. Partenogenez ya da döllenmesiz çoğalma denilen bu üreme biçimine, Bonnet’nin incelediği türlerin dışındaki başka türlerde de rastlanır.
1741’de tatlı su polipleri (hidralar), yer solucanı, yosun hayvanları (bryozoa) gibi evrimin alt basamaklarındaki organizmalarda üremeyi ve eksilen gövde bölümlerinin kendiliğinden yemlenmesini inceleyen Bonnet, ertesi yıl tırtıl ve kelebeklerdeki trake solunumunu gözlemledi. Hayvanın gövdesinin her yanına yayılmış ince uzun borucuklara “trakea”,bu borucuk-ların dışarıya açılan ve hava girişini sağlayan ağızlarına “sağma” adını veren Bonnet, karada yaşayan eklembacaklıların solunum olayına ışık tutan ilk doğabilginıdır.
1745’te böcekler üzerindeki çeşitli gözlemlerini derleyen Traıte d’msectologıe (“Böcekbılım incelemesi”) adlı ilk yapıtını yayımladıktan sonra, çalışmalarını daha çok botaniğe yönelterek özellikle bitki yapraklarını, beslenmede yaprakların işlevini ve bitkilerde duyum olgusunu inceledi. 1754’te yayımlanan Recherches sur l’usage des feuılles des plarıtes (“Bitkilerde Yaprakların Kullanımı Üstüne Araştırmalar”) bu çalışmalarının ürünüdür. Yaprakların en önemli görevinin topraktan yükselen nemi soğurmak olduğunu açıklayan ve uzun yıllar bitkilerin beslenmesi konusunda en büyük uzman kabul edilen Bonnet günümüzde deneyleri ve yorumlarıyla bilimsellikten çok tarihsel önem taşır. Kırk yaşlarına doğru görme duyusunu giderek yitirdiğinden, deney ve gözlemlerinden ister istemez uzaklaşıp kuramsal çalışmalara ve doğa felsefesine ağırlık verdi. O dönemde, canlıların kendiliğinden üremesini sağlayan “önceden ekilmiş tohumlar” varsayımını ortaya attı ve her dişi canlının, kendisinden sonra gelecek döllerin tohumlarını kendi içinde taşıdığını öne sürdü. Doğaldır ki Bonnet’nin süzünü ettiği “tohum”, kalıtımda temel rolü oynayan genler ve DNA değildi; çünkü o dönemde DNA’nın değil, kromozomların varlığı bile bilinmiyordu. 1760’ta düşünsel etkinliğin fizyolojik koşullarını inceleyen Essai analytıquesur les facultes de l’âme (“Ruh Yetileri Üstüne Analitik Deneme”) adlı yapıtını, 1764’te de Contemplatıon de la Nature’u (“Doğaya Bakış”) yayımladı. Minerallerden hayvanlara dek, doğadaki tüm varlıkların kesintiye uğramaksızm basitten karmaşığa doğru sürekli bir gelişme gösterdiğini öne süren bu son kitabı pek çok Avrupa diline çevrilerek en çok tanınan ve okunan yapıtı olmuştur. La Palingenesie philosophifjne’te canlıların geçmiş ve gelecekteki yaşamlarını yorumlayarak, tüm yaşam biçimlerinin ölümsüz olduğunu savunan Bonnet, bu yapıtlarında “evrim” sözcüğünü ilk kullanan doğabilimci olmasına karşın, bugünkü anlamda evrim olgusuna inanan bir bilim adamı değildi.
• YAPITLAR (başlıca): Traite d’insectologie, 1745, (“Bö-cekbilim İncelemesi”); Recherches sur l’usage des feuilles des plantes, 1754, (“Bitkilerde Yaprakların Kullanımı Üstüne Araştırmalar”); Essai de psychologie, 1754, (“Psikoloji Üzerine Deneme”); Essai analytique sur les facultes de l’âme, 1760, (“Ruh Yetileri Üstüne Analitik Deneme”); Considerations sur les corps orgamses, 1762, (“Gelişmiş Canlılar Üstüne Düşünceler”); Contemplation de la nature, 1764, (“Doğaya Bakış”); La palingenesie philosophi-que, 1769, (“Felsefe Açısından Yeniden Doğuş”).
• KAYNAKLAR: L.C.Mıall, The Early Naturalists: Tbeir Lives and Works, 1530-1789, 1912.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi