Cumhuriyet’in ilk Yıllarında Türkiye’de Yabancı Heykelciler
Cumhuriyet”in ilk yıllarında güzel sanatların öbür alanlarında olduğu gibi heykelde de Batı ölçütlerine uygun bir gelişmenin sağlanması üstünde önemle duruldu. Ancak heykel sanatının özellikleri bu gelişimin biraz farklı olmasına yol açtı. İslam dininin her türlü surete karşı olması nedeniyle Osmanlı Imparatorluğu’nun sonuna değin heykel hep tepki görmüştü. Bu bakımdan yeni yöneticilerin heykeli Batılılaş-ma’nın görsel ve somut bir simgesi olarak değerlendirmiş olduğu söylenebilir. Ayrıca tören alanlarında yer alacak anıtlarla yeni düzenin tanıtılması, varlığının ve gücünün belirtilmesi gerekli görülüyordu. Türk heykelciler, anıt yapımı konusundaki böyle bir gereksinimi karşılamada gerek sayı, gerekse teknik bilgi ve deneyim bakımından henüz yeterli düzeyde bulunmadığından yabancı heykelcilerden yararlanma yoluna gidildi.
Türkiye’ye gelen yabancı heykelciler, 1925’ten başlayarak uzunca bir süre etkinlik gösterdiler. Avusturvalı Heinrich Krippel (1883-1945) 1926’da İstanbul Saraybumu’nda Cumhuriyet döneminin ilk anıtı olan Atatürk Heykeli’ni gerçekleştirdi. Bunu aynı yıl yaptığı Konya Atatürk Heykeli izledi. Sanatçının öbür yapıtları 1927’de Ankara Ulus Alanı ’ndaki atlı Atatürk Anıtı, 1931’de Samsun’daki atlı Atatürk Heykeli, Afyonkarahisar’daki Zafer Anıtı ve 1938’de Ankara’da Sümerbank girişindeki Atatürk Heykeli’dir.
Türkiye’ye çağrılan ilk yabancı heykelci Italyan Pietro Canonica (1869-1962) ise 1927’de Ankara’da Etnografya Müzesi önündeki atlı Atatürk Heykeli ile Zafer Alanı’ndaki Atatürk Heykeli’ ni, 1928’de İstanbul Taksim’deki Cumhuriyet Amtı’nı 1932’de de İzmir Kordon’daki atlı Atatürk Anıtı’nı yapmıştır.
AvusturyalI Anton Hanak (1875-1934) ile Josef Thorak’ın (1889-1952) 1935’te Ankara Kızılay’ da yaptıkları Güven Anıtı da, yabancı heykelcilerin Türkiye’deki başlıca yapıtlarındandır. Ülkedeki teknik olanakların sınırlılığa nedeniyle bu dönemde yapılan heykellerin bronz dökümleri de parçalar halinde yurt dışında gerçekleştiriliyordu.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’de etkinlik gösteren yabancı heykelcilerin, konunun Batı ’daki en önde gelen adları olmamakla birlikte, heykel sanatının tanınması ve yaygınlaşması gibi çok önemli bir işlevi yerine getirdikleri yadsınamaz. Daha önemli bir sanatçı olan Belling ise uygulamalarından çok eğitim alanındaki çalışmalarıyla Türk heykel sanatına katkıda bulunmuştur.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi