BEN GURİON, David (1886-1973)
İsrailli devlet adamı. İsrail devletinin kurucularından ve ilk başbakanıdır.
16 Ekim 1886’da Polonya’nın Plonsk kentinde doğdu. 1 Aralık 1973’te İsrail’de Tel Aviv’de öldü. Asıl adı David Gruen’dir. Babası Victor Gruen Polonya’da “Siyon’un Âşıkları” adlı örgütte bir araya gelen Yahudi milliyetçilerinin yerel önderlerinden biriydi. David Gruen de (Ben Gurion) daha genç yaşlarında başlayarak Doğu Avrupa’daki Yahudiler arasında yayılmakta olan Siyonist düşüncelere büyük bir yakınlık duydu.
Siyonistler Filistin topraklarına dönüş propagandası yürütüyorlardı. O da İsrail ulusunu yeniden canlandırmanın Filistin’e göç etmekle sağlanabileceğine inandı. 1906’da 20 yaşında iken Filistin’e yerleşti. Filistin’de Yahudiler’in kurduğu kooperatiflerde, önce kıyı şeridinde, daha sonra Kuzey Filistin’de Calil’de (Galile) çalıştı. Gruen soyadını değiştirerek
bir İbrani adı olan Ben Gurion’u kullanmaya başladı. İlk yılları zorlu geçti. Açlık ve sıtma ile mücadele etti. Bir yandan da siyasi çalışmalarını aralıksız yürüttü.
Siyonist Sosyalist Partisi Hapoel Hatzair’in (Genç İşçi) 1907’de toplanan kongresinde partinin hedefinin Filistin topraklarında Yahudi halkının siyasi bağımsızlığını sağlamak olduğu ilkesinin kabulünde katkısı oldu.
Öğrenimini İstanbul Darülfünunu Hukuk Fakültesinde yaptı. Ancak I.Dünya Savaşı patlak verdiğinde Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurulması için yaptığı çalışmalar nedeniyle Osmanlı yönetimince tutuklandı. Bir süre tutuklu kaldıktan sonra smırdışı edildi. 1915’te ABD’ye gitti. New York’ta Rus Yahudisi Pauline Munweis ile evlendi. ABD’de yaşadığı yıllarda Yahudiler arasında siyasi çalışmalarını sürdürdü. Amerikan Yahudileri’nden zengin dostlar edindi. I.Dünya Savaşı sonucunda Filistin Ingiltere’nin denetimine girince İngilizler’e dayanılarak bağımsız bir Yahudi devleti kurulabileceğine ilişkin umutlar besledi. İngiltere hükümeti Yahudiler’e Filistin’de “ulusal bir yurt” vaadeden ünlü Balfour Bildirgesini yayımladığında bu umutları iyice güçlendi. İngiliz ordusu içinde kurulan Yahudi Lejyonu’na katılarak Osmanlı güçlerine karşı savaşmak üzere Filistin’e doğru yola çıktı. Filistin’e ulaştığında Osmanlı orduları yenilmiş ve Filistin’de kesin Ingiliz egemenliği kurulmuştu.
Filistin ’e Yahudi göçü
Ben Gurion Yahudi devletinin çekirdeğini oluşturmak amacıyla Filistin’e Yahudi göçü kampanyaları yürüttü. Yahudi İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Histardut’un kurulmasında büyük rol oynadı. Ben Gurion, Histardut’un ilk genel sekreteri idi 1920’den 1930’a dek Histardut’u yönetti. 1930’da Siyonist İşçi Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Partinin başına geçti. 1935’te Dünya Siyonist Örgütü’nün en yüksek yönetim organına seçildi. Histardut ve Siyonist İşçi Partisi (MAPAI), 1948’de kurulan İsrail devletinin çekirdeği oldu.
1936’da Filistinli Araplar, Yahudi göçüne ve İngiliz manda yönetimine karşı, ayaklandılar. Ayaklanma üç yıl sürdü. 1939’da yaklaşan dünya savaşının hesaplarını yapan Ingiltere, Filistin’de daha dikkatli bir politika izleme gereği duyarak Araplar’la Yahudiler’e karşı daha dengeli davranmaya başladı. Bunun üzerine Ben Gurion da politika değiştirdi. Filistin’de
yaşayan Yahudi topluluğunu İngilizler’e karşı mücadele etmeye çağırdı. Yahudiler’in silahlı çeteler kurarak gerek İngilizler’e, gerekse Filistinli Araplar’a karşı mücadeleye girişmeleri Siyonizm tarihinde “savaşçı Siyonizm” dönemine geçilmesini simgeler.
1942’de ABD’de Amerikan Siyonistleri’nin bir toplantısını örgütledi. Bu tarihten başlayarak Siyonistler temel ittifaklarını değiştirdiler. İngiltere yerine ABD’ye dayanmaya başladılar.
II. Dünya Savaşı sonucunda İngiltere dünya egemenliğini yitirme dönemine girdi ve yerini ABD’ ye bıraktı. Bu gelişme, Siyonistler’e yıllardan beri bekledikleri fırsatı verdi. ABD ve SSCB’nin desteğiyle Birleşmiş Milletler 29 Kasım 1947’de Filistin’de bir Arap ve bir de Yahudi devletinin kurulması yönündeki Filistin’in taksimi kararını kabul etti. Siyonistler devlet kurma hazırlıklarına giriştiler.
İsrail Devleti’nin kuruluşu
14 Mayıs 1948’de David Ben Gurion okuduğu Bağımsızlık Bildirgesi ile İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etti. Başbakanlığa ve savunma bakanlığına getirildi. O tarihe değin çeşitli silahlı gruplar içinde faaliyet göstermiş olan Yahudi çeteleri tek bir çatı altında örgütleyerek İsrail ordusunun temelini kurdu.
İlk Arap-İsrail savaşında İsrail ordusunu yönetti. Savaşı İsrail ordusunun kazanması üzerine yeni kurulan devletin sınırları Birleşmiş Milletler kararında öngörülen sınırların ötesine geçti. 1953’te İsrail İşçi Partisi içinde beliren görüş ayrılıkları sırasında siyasi hayattan bir-iki yıl için çekileceğini açıklayarak başbakanlıktan ve savunma bakanlığından istifa etti. Tüm temel politikalarda ayrı düştüğü Moşe Şaret başbakan oldu.
Ben Gurion Moşe Şaret’e karşı yürüttüğü mücadelede hükümetteki yandaşlarından yararlandı. Savunma bakanlığına getirilen Pinhas Lavon ile Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Şimon Peres’in yanı sıra General Moşe Dayan en yakın izleyicileriydi. Şaret’i yıpratma politikası sonuç verdi, 1955’te yeniden savunma bakanı, bir yıl sonra da başbakan oldu. Başbakanlığı sırasında İsrail Araplar’a karşı sert ve saldırgan politikaya geri döndü.
Fransa ve İngiltere ile ittifak kurarak Mısır’a karşı savaşa girdi. 1956’daki ikinci Arap-İsrail savaşında İsrail birlikleri ani bir saldırıyla Sina Yarımadası’nı ele geçirdi. Sina’nın işgali ancak ABD ve SSCB’nin ortak girişimleriyle son buldu.
Haziran 1963’te kişisel nedenler ileri sürerek başbakanlıktan ayrıldı. İşçi Partisi içinde Ben Gurion yandaşlarıyla karşıtları arasındaki iç mücadele sürüyordu. Muhalifleri 1954’te Beıj Gurion’un Savunma Bakanı Lavon ile birlikte sahte gerekçeler yaratarak Araplar’a saldırıya geçtiğini kanıtladılar.
Ben Gurion İsrail siyasi tarihinde “Lavon Olayı” olarak anılan bu skandal üzerine 1965’te İşçi Partisi’nden istifa etti ve bir grup yandaşıyla birlikte Rafi Partisi’ni kurdu. İsrail’in kendisinden sonraki başbakanı Levi Eşkol’a karşı etkisiz bir muhalefet yürüttükten sonra 1970’te İsrail Parlamentosu (Knesset) üyeliğinden de ayrıldı. Necef Çölü’nde Sde Bokker’ deki çiftliğinde inzivada yaşamaya başladı. 1 Aralık 1973’te öldü.
Ben Gurion yaşamı boyunca Tevrat’tan ve Yahudiler için yol gösterici hükümler içeren Talmud’dan etkilenmiş ve Filistin’deki Yahudiler’in yaşamı ve Tevrat’a ilişkin araştırmalar yapmıştır. Bu konularda çeşitli dillerde, birçok kitap yazmıştır. Ancak düşünsel yönünden çok siyaset adamlığı ve eylemciliğiyle tanınır. Moşe Dayan, Şimon Peres ve Golda Meir gibi daha sonra uluslararası politikada ün yapan İsrail devlet ve siyaset adamlarının yetiştiricisi sayılır. Moşe Dayan onu tanımlarken, “Ben Gurionizm, birçok risk ve güçlük taşısa bile ileriye doğru korkusuzca atılmak, yaşamsal sorunlarda yoğunlaşmak, sıkılık, eylemcilik ve önderlik demektir” demiştir.
İsrail İşçi Partisi içinde ve İsrail devlet aygıtında birbirine koşut biçimde bir arada var olan iki siyasi akımdan birinin temsilcisidir. Ben Gurion Araplar’a karşı katı politikayı ifade eden “Şahin” tavrının, eylemciliğin ve Araplar’a görüşme yerine misillemeler ve saldırılarla boyun eğdirme politikasının simgesidir. Öteki siyasi akımın temsilcisi ise bir Orta Doğu Yahudisi olan Moşe Şaret’dir.
Ben Gurion’un katı tutumu sadece Araplar’a yönelik değildi. Birleşmiş Milletler ve çeşitli uluslararası kuruluşları da önemsememiş, onların kararlarını hiçe saymıştır. Birleşmiş Milletler’i kastederek söylediği “Asiller’in ne dediği değil, Yahudiler’in ne yapacağı önemlidir” sözü İsrail siyasi literatürüne girmiştir. Bu anlayışına uygun olarak Yahudiler’in çıkarı kimle ittifak yapmayı gerektirmişse o devlete yanaşmıştır. Yaşamının bir döneminde Yahudiler’i İngiltere’ye, bir sonraki dönemde İngiltere’ye karşı ABD’ye yanaştırmış, 1950’lerde Fransa ile yakınlaşmıştır.
• KAYNAKLAR: Bar-Zohar, Ben-Gurion: The Armed Prophet, 1967; Litvinoff, Ben-Gurion of Israel, 1954; Saint-John, Ben-Gurion, 1959.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi