Donato Bramante (1444-1514), İtalyan Rönesansı'nın önemli mimarlarından biridir. Asıl adı Donato di Pascuccio d'Antonio'dur. Bramante, Floransa'da doğmuş olup Roma'da etkinlik göstermiştir. Rönesans döneminin en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir.
Bramante'nin en ünlü eserlerinden biri, Vatikan'da bulunan ve Rönesans mimarisinin başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Aziz Petrus Bazilikası'dır. Bu proje, 1506'da başlamış ve Bramante'nin ölümünden sonra diğer mimarlar tarafından tamamlanmıştır. Aziz Petrus Bazilikası, Hristiyanlık dünyasının en kutsal mekanlarından biri olan Aziz Petrus'un mezarı üzerine inşa edilmiştir.
Bramante'nin diğer önemli eserleri arasında Milano'da Santa Maria presso San Satiro Kilisesi'nin yeniden yapılanması ve Milano Kalesi'nin inşası bulunmaktadır. Ayrıca Bramante, Papa VI. Julius'un sarayını yeniden düzenlemiş ve Roma'nın döneminin önemli figürlerinden biri haline gelmiştir.
Bramante, Rönesans mimarlığının temel prensiplerini benimseyerek antik dönem mimarisinden ilham alıp modernleştirmiştir. Eserleri, dengeli estetik anlayışı, perspektif kullanımı ve matematiksel hassasiyet ile ön plana çıkar. Kariyerine ressam olarak başlayan Bramante, perspektifin sorunlarına olan ilgisiyle dikkat çekti ve 1477'de Bergamo'da Podesta Sarayı'nın önyüzüne yaptığı perspektif dekorasyonla tanındı. Daha sonra Milano'ya yerleşen ve Lombardia Dükü Ludovico Sforza'nın hizmetine giren Bramante, burada önemli yapılar gerçekleştirdi ve Leonardo da Vinci ile dostluk kurdu.
Fransız işgaliyle Milano'nun düşmesinin ardından Bramante, Roma'ya gitti ve burada önce ressam olarak çalıştı. Daha sonra 1502'de, Yüksek Rönesans'ın ilk önemli yapıtlarından biri olan Tempietto Tapınağı'nı inşa etti. Bu başarısı, Papa II. Guilio'nun dikkatini çekerek Bramante'yi Roma'da birçok önemli yapının mimarı olarak atamasına neden oldu, bunlar arasında Aziz Petrus Bazilikası da bulunmaktadır. Bramante, İtalyan Rönesansı'nın mimariye büyük katkıları olan önde gelen isimlerinden biri olarak hatırlanır.
Sanatının yönlenmesi
Bramante'nin kariyerinin ilk yarısını Milano'da geçirmesi, hem mimari tarzı üzerinde hem de mesleki gelişiminde önemli etkiler bıraktı. Milano'da çalışırken Bramante, bölgenin mimari tarzının izlerini eserlerinde gösterdi. Ayrıca, Leonardo da Vinci ile tanışması ve onun merkezi plan şemaları üzerine yoğunlaşması, Bramante'nin mimari odaklarını şekillendirdi. Leonardo'nun tasarımlarını inceleyerek, özellikle merkezi planlı yapılar konusunda bilgi sahibi oldu ve bu tasarımları Roma'daki eserlerinde kullanmaya başladı.
1479'da Milano'da inşa ettiği Santa Maria presso San Satiro Kilisesi, Bramante'nin ilk önemli yapılarından biridir. Bu kilise, Latin haçı planına sahiptir ve her iki kolu beşik tonozlarla örtülmüştür. Kubbenin olduğu kesişim noktası, Pantheon'u andıran bir tarzda tasarlanmıştır. Kilisenin apsisi, derinliği olmayan bir duvar üstü resim gibi görünerek perspektifin olanaklarından yararlanır ve barok mimarisinin aldatıcı görüntüsünün erken bir örneği olarak kabul edilir.
Roma'daki ilk yapılarından biri olan Santa Maria della Pace Kilisesi'nin avlusu ise Bramante'nin daha sade bir üsluba yönelişinin ilk örneğidir. 1500-1504 yılları arasında inşa edilen bu avlu, iki katlı dört galeriden oluşur. Alt katta bulunan ayaklar kemerlerle birbirine bağlanırken, üst katta düz bir arşitrav ile desteklenir. Bu avlu, Roma mimarisinin izlerini taşırken Bramante'nin daha sade ve ağırbaşlı bir tarza yönelişini gösterir.
Tempietto
Roma'ya geldikten sonra, 1502'de Aziz Petrus'un çarmıha gerildiği sanılan yerde, San Pietro in Montorio'nun avlusunda inşa ettiği Tempietto, Bramante'nin en özgün ve önemli yapılarından biridir. Yüksek Rönesans mimarlığının ilk önemli örneği olarak kabul edilir. Tempietto'da Bramante, Antik Çağ'ın yuvarlak tapınak planına bir kubbe ekleyerek tam bir merkezi yapı yaratmıştır. Silindir biçimindeki alt bölüm, daire planlı üç basamak üzerinde yükselir. Yapı, tam yarı yüksekliğine kadar ulaşan Tuskan-Dor sütunlu bir galeriyle çevrilidir ve bu galeri Antik örneklerden esinlenerek yapılmış düz ve sade bir saçaklıkla sona erer. Saçaklıkta yer alan sütunların arasında, yapı dış duvarında nişler bulunur. Tempietto, saçaklıktaki metoplar ve nişler dışında oldukça sade bir görünüme sahiptir. Bramante'nin tasarladığı, daire planlı ve sütunlu avlu ise gerçekleşmeden kalmıştır. Tempietto'nun küçük boyutlarına rağmen, iç mekanda adeta bir Yunan tapınağı gibi algılanır ve Rönesans'ın Antik Çağ'a olan yöneliminin belirgin bir örneğidir.
1503 yılında Papa II. Guilio, Aziz Petrus'un mezarı üzerine inşa edilmiş olan Eski San Pietro Kilisesi'ni yıktırarak yerine Bramante'nin eliyle yeni bir kilise yapılmasını kararlaştırdı. Eski San Pietro, İmparator Constantinus döneminde yapılmış ve Hıristiyan dünyasının boyutları ve dini açıdan en büyük ve kutsal kilisesi olmuştu. Vatikan'ın papaların merkezi durumuna gelmesiyle bu kiliseye bazı ekler yapılmıştı. Bramante, bu karar üzerine yeni Aziz Petrus Bazilikası'nı tasarladı ve inşa etmeye başladı.
San Pietro
San Pietro Bazilikası, bir buçuk yüzyıldan fazla süren yapım sürecinde, birbirini izleyen yirmi papanın ve on dört mimarın yönetiminde pek çok değişikliğe uğradı. Ancak, Bramante'nin tasarımı detaylı olarak bilinmektedir. Bramante'nin planı, kollarının uçları yuvarlatılmış bir Yunan haçı şeklindeydi. Kolların arası, yine Yunan haçı planlı dört şapel ile dolduruluyordu ve bu şapellerin dış köşelerine sekizgen planlı daha küçük mekanlar yerleştirilerek hepsi bir kare oluşturuyordu. Haçın kollarının kesişme noktasında çapı 42 metre olan yarım küre biçiminde bir kubbe bulunuyordu. Köşe şapellerinin üzerindeki daha küçük kubbeler ve karenin dört köşesinden yükselen kulelerle, yapının merkezi görüntüsü daha da vurgulanıyordu. Bramante'nin tasarımı, Leonardo da Vinci'nin merkezi plan taslaklarıyla benzerlik gösteriyordu. Bramante, tasarıma heykelimsi bir etki kazandırmak için kubbeyi taşıyan dört ayağı ve duvarları büyük nişlerle oyarak ön plana çıkarmıştı. Bu sayede Bramante, Erken Rönesans'ın insan ölçeğine dayalı yumuşaklığını aşarak, Yüksek Rönesans'a masif duvarların plastik olanaklarını getirmişti.
San Pietro Bazilikası'nın yapımı büyük miktarda harcamalara neden oldu. Kilisenin gelir elde etmek amacıyla para karşılığında günah bağışlama usulünün getirilmesi, ileride Martin Luther'in Katolik Kilisesi'ne karşı yönelteceği en büyük suçlamalardan biri olacaktı. Eleştiriler artınca, yapının en güçlü destekçisi Papa II. Guilio'nun ölümüyle birlikte 1513'te yapımı durdu.
Belvedere Avlusu
Bramante'nin görevlendirildiği önemli bir proje, San Pietro Bazilikası'nın yanı sıra Vatikan'ın tamamını kapsayacak bir düzenleme yapmaktı. İlk olarak San Damaso Avlusu'nun oluşturulması için üç katlı arkadların inşasına başladı. Ancak Bramante'nin Vatikan'daki en büyük düzenlemesi Belvedere Avlusu oldu. Bu avlunun amacı, küçük Belvedere Köşkü'nü Vatikan Sarayı ile bütünleştirmekti. Bramante, iki yapı arasındaki 300 metre uzunluğundaki bahçeyi üç terasa böldü ve bunları merdivenler ve rampalarla birleştirdi. Avlunun iki yanını arkadlı galerilerle sınırladı ve alt düzeyde bir tiyatro, üst düzeyde ise papanın sanat eserlerini sergileyeceği bir müze yapısı planladı. Yapıya müze olarak başlandı ancak sadece birinci katı tamamlandı. 16. yüzyılın sonlarında, dönemin papa tarafından yapılan kitaplık, avlunun bütünlüğünü bozdu. Bramante'nin tasarımından günümüze sadece terasları birleştiren merdivenler kaldı.
Bramante'nin Roma'daki diğer önemli yapılarından biri, 1505-1509 yılları arasında gerçekleştirdiği Santa Maria del Popolo Kilisesi'dir. Yapı, küçük boyutlarına rağmen etkileyici bir görünüme sahiptir. Son yapıtı olan Caprini Sarayı'nın inşasına 1514'te başladı. Sarayın alt katında rüstik duvar örgüsü, üst katında ise çift gömme sütunlarla ayrılan pencere alanları bulunuyordu. Bu sarayın ön cephesi, ileride birçok yap
ıda örnek alınacak bir tarza sahipti. Ancak zamanla, Raffaello'nun satın alması ve yapılan değişikliklerle Caprini Sarayı'nın orijinal görünümü kayboldu.
Mimarlıktaki yeri
Bramante, Yüksek Rönesans'ın önde gelen mimarlarından biridir ve meslek yaşamının en önemli dönemi, 1499-1514 yılları arasında Roma'daki yıllarıdır. Bu dönemde Papa II. Guilio'nun güçlü desteğini almıştır. II. Guilio, Vatikan'ı Hristiyanlık'a yakışacak görkemli bir merkez haline getirme çabası içinde Bramante'yi en önemli yapıların gerçekleştirilmesiyle görevlendirmiş ve Bramante'nin hümanist yaklaşımını benimsemiştir. Bramante'nin Roma'da geliştirdiği üslup, yalın ve görkemli bir anıtsallıkla belirgindir. Özellikle San Pietro Bazilikası'ndaki alışılmışın üstündeki ölçüler ve duvar yüzeylerini heykel gibi oyarak yarattığı plastik etki, Barok mimarlık anlayışının ilk belirtileri olarak kabul edilebilir.
Bramante'nin mimarlık alanına getirdiği bir diğer yenilik, açık mekânların düzenlenmesinde merdivenleri kullanmasıdır. Rönesans döneminde merdiven, genellikle iç mekânlarda önemsenmemiş olsa da, Bramante'nin Vatikan'daki Belvedere Avlusu'nda kullanarak açık mekânları birbirine bağlama çabası, birçok Rönesans mimarında izlenebilir. Bramante'nin merdivenleri, bu alandaki gelişimin başlangıç noktası olmuştur ve 18. yüzyılda Roma'daki ünlü Ispanyol Merdivenleri gibi görkemli örneklerle doruğa ulaşmıştır.
Bramante'nin yapıtları ve etkilediği İtalyan mimarlığı, Rönesans'ın en önemli mimarları arasında sayılmaktadır.
• Bramante'nin başlıca yapıtları:
Santa Maria presso San Satiro Kilisesi - 1479, Milano
Pavia Katedrali kriptası - 1488, Milano
Santa Maria delle Grazie Kilisesi doğu kanadı - 1492, Milano
Sant’ Ambrogio Bazilikası avlu galerisi - 1492, Milano
Santa Maria della Pace Kilisesi avlu galerisi - 1500-1504, Roma
Tempietto - 1502, Roma
San Damaso Avlusu - 1503, Roma
Belvedere Avlusu - yak. 1505, Roma
Santa Maria del Popolo Kilisesi - 1505, Roma
San Pietro Kilisesi - 1506-1513, Roma
Caprini Sarayı - 1514, Roma