Düyun-u Umumiye İdaresi Nedir, Niçin Kurulmuştur, Hakkında Bilgi

Düyunu umumiye (genel borçlar) sistemi, Osmanlı İmparatorluğumun borçlu olduğu Avrupa ülkelerine ülke gelirlerinin bir bölümüne elkoyma yetkisini veren «Muharrem Kararnamesi» ile 1881’de yürürlüğe girdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1854 yılında Kırım Savaşı nedeniyle yaptığı ilk borçlanmayı (1850’de yapılan ve sonradan feshedilen borçlanma sözleşmesi sayılmazsa) 1881 yılına kadar 14 borçlanma sözleşmesi izledi. İlk borç tahvilleri nominal değerlerinin yüzde 80’i üzerinden ihraç edilirken bu dönemin sonuncu borçlanması 1874’te yüzde 43,5 ihraç fiyatı üzerinden yapıldı. 1854 -1874 arasında Devlet 238 milyon lira borçlandı; ne var ki eline ancak 127 milyon lira geçti. Alınan borçlar da genellikle, hükümetin cari harcamalarıyle daha önceki borçların taksitlerini ödemek için kullanıldı.

1866’dan sonra borçların faiz ve itfa bedellerinin ödenmesinde gecikmeler başladı ve 1874-1875 bütçesinde 17 milyon lira olan devlet gelirinden 13 milyon liranın dış borçlara ayrılması ülkeyi malî bunalıma sürükledi. Bu nedenle borç taksitleri ve faizlerinin yarı yarıya nakden ve yeni tahvillerle ödeneceğinin 1875’te ilân edilmesi ve 1876′-da ödemelerin tamamen durması üzerine 1878’de Berlin Kongresi’nde alacaklı devletler İstanbul’da osmanlı mâliyesini yönetecek uluslararası bir malî komisyon kurulmasını kararlaştırdılar; Osmanlı Hükümeti buna tepki gösterince de Düyunu Umumiye adı verilen komisyon şeklen bu hükümete bağlı tutuldu. Ancak, çok geçmeden bu idare, borçlara karşılık gösterilen vergileri toplamak ve Muharrem Kararnamesi çerçevesinde alacaklılara dağıtmak olan ana görevinin ötesinde ülke için ikinci bir maliye bakanlığı niteliğini kazandı ve devletin malî politikası bu idareye bağımlı hale geldi. Düyunu Umumiye Meclisi İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya, Osmanlı devletleri temsilcileriyle Galata bankerlerini temsil eden 7 üyeden oluşuyordu ve 1912 yılında bu örgütte çalışan memur sayısı 8 931 kişiydi; aynı yıl Maliye Bakanlığı’nın memur kadrosu ise 5 472 kişiden ibaretti. Düyunu Umumiye memurları Osmanlı Devleti’nden maaş alıyorlardı ve emeklilikleri de bu devlet tarafından ödeniyordu; idarenin genel giderleri de osmanlı bütçesine yüklenmişti. Muharrem Kararnamesi ile borçların itibarî değerleri yaklaşık olarak tahvillerin satış fiyatlarına dönüştürüldü ve genel borç miktarı 239 500 000 milyon liradan 125 300 000 liraya, yıllık faiz ve itfa tahsilatı 13 200 000 liradan 7 600 000 liraya indirildi.

Devletin Galata bankerlerine olan 8 720 000 liralık borcunun faiz ve amortisman karşılığı olarak, 1879’da kurulan «Rüsumu Sitte» (Altı Vergi) İdaresi’ne 10 yıl süreyle bırakılmış olan damga, içki, İstanbul bölgesi balık avı resimleri, tuz ve tütün tekelleriyle bazı illerin ipek öşürleri 1881’de Düyunu Umumiye idaresi’ne devredildi ve Rüsumu Sitte İdaresi kaldırıldı. Galata bankerlerinin alacaklarına karşılık 8 milyon liralık yüzde 5 faizli özel tahviller çıkarıldı. Bunlara ek olarak devletin gelirlerinin bir bölümü de bu idareye devredildi. Kurulduğu yıl geliri 2 540 000 lira olan kurumun 1911 -1912 malî yılındaki geliri 8160 000 liraya yükseldi ve devlet gelirleri içindeki payı yüzde 17’den yüzde 27’ye çıktı. Zamanla dolaysız vergilere de elatan kurum 1911-1912 yılındaki toplam dolaysız vergilerin yüzde 22,9’unu alıyordu. PTT dışında, tekel gelirlerinin yüzde 79,5’i Düyunu Umumiye İdaresi’ne aitti.

1903’te borçların birleştirilmesi kararlaştırıldı ve borç miktarının, borsa değerinin çok üstünde olması yüzünden tahvili düyun (borçların değiştirilmesi) işlemiyle borcun gerçek değerine dönüştürülmesi amacıyle 43 700 000 liralık bir indirim yapıldı. Kuruma bırakılan kaynakların sağladığı gelirin, tespit edilen yıllık miktarı aşması halinde bu gelirin yüzde 75’inin devlete verilmesi, yüzde 25’inin fevkalâde amortisman için kuruma bırakılması kararlaştırıldı.

İdare, ayrıca, demiryolları için yabancı şirketlere tanınan kilometre garantisini karşılayan (genellikle demiryolunun geçtiği bölgelerdeki) âşâr gelirini toplayarak ilgili şirketlere dağıttı. Böylece, kurum yabancı sermayenin riziko yüklenmeden ülkeye gelmesini sağlayan bir garanti kurumu niteliğini kazandı. Tuz gibi bazı kaynakları da kendi işleten Düyunu Umumiye İdaresi, devletin malî planda yapmayı amaçladığı reformları engelledi.

Lozan’da bile uzun tartışmalara konu olan bu kurumun, 1928’de yapılan bir antlaşmayla ortadan kalkması, ancak Paris’te borçların denetimiyle ilgili iki konseyin kurulması ve Paris Konseyi’nin İstanbul’daki bir temsilcisinin gelirleri denetlemesi ve konseye her hafta bir rapor vermesi için bir antlaşmaya varıldı. Bu antlaşmaya göre, 1929-1942 döneminde Galata, İstanbul ve Haydarpaşa gümrüklerinin gayrisafî gelirleri borçlara garanti olarak gösterildi; 1942’den sonra Samsun gümrük gelirleri de bunlara eklendi. 1954 yılında yapılan son ödemeyle bu borçlar kapandı.

Daha yeni Daha eski