BOUTERWEK, Friedrich (1766-1828)
Alman filozof ve eleştirmen. Önce idealist öğretiyi benimsemiş, sonra aşırı bir mistisizme kapılmıştır.
Hannover yakınlarında Oker’da doğdu. Göttin gen’de öldü. Göttingen’de hukuk okudu, sonra felsefeye ilgi duydu;çalışmalarını bu konuda yoğunlaştırdı. 1797’de Göttingen Üniversitesi’ne öğretim üyesi olarak atandı ve yaşamının sonuna dek bu görevde kaldı.
Önce Kant’m idealist felsefesini benimseyen Bouterwek, daha sonra çözümsel (analitik) yöntemi kullanmasından dolayı, onu eleştirdi. Kant öğretisinin biçimselciliğine karşı çıktı, varsayımsal (hipotetik) sonuçlar elde etmek için Kant mantığının yetersizliğini ileri sürdü. Gerçeğin düşüncelerin biçimlenmesi olduğu görüşünü ortaya attı. Daha sonra F.H. Jacobi’ nin görüşlerine yaklaşan bir gerçekçiliği benimsedi. Felsefenin işlediği gerçeğin, sonsuz varlığın içinde bulunan, insanların tek gerçekliğine dayandığını savundu. Jacobi gibi o da 17. yy Alman felsefesinin ve özellikle Spinoza’mn aşırı usçuluğuna karşı çıktı. Onların ileri sürdüğü duyu verileri ile Tanrı kavı aminin güvenilirliği ve uyuşmazlığı görüşünü de yadsıdı.
Bouterwek’e göre insanın bağlanabileceği temel konu, salt diye nitelenen, varlıktır. Kaynağı düşünmeden, salt olana ulaşmak olanaksızdır. Varlık, bütün düşünceyle bağlantılı olduğundan, düşüncenin ürünü değildir. Kişide varlığı kavramaya yarayan bir “bilme yetisi” vardır. Duygunun temelinde bulunan varlığı-kavrayan da bu “bilme yetisi”dir. Bilmenin bu salt yetisi, duyarlıktan ve ustan üstündür. Usu düzenleyen denetleyen bu yetidir. Bilmenin salt yetisinde gerçek, özne ve nesne üzerinde belirir, bu nedenle onda salt düşünce ve salt yargı vardır. Salt düşünme, salt gerçekliğin özne ve nesnesini verir. Özne, nesnenin ürünü değildir. İstenç, ancak özgürlük ilkesine dayanılarak kavranabilir. Bu da bir nesneyi isteyenin isteme gücü bulmasından kaynaklanır. İsteme, isteme gücünün varlığını gerektirir.
Bireyin kuramsal ve uygulamalı görüşlerindeki birlik, uygulama ile salt gerçekliğin özdeş yargıyla tanınması gereğinden doğar. Bu nedenle- gerçeklik ve bireysellik, bilmenin salt yetisi aracılığıyla bir güç ve direnç aşamasına ulaşır. Bouterwek, bu karşıt güçlerin salt birliğinden oluşan gerçekliğe “gücüllük” (Virtualite) adını verir.
Pratik usta sezgi ve mantıklı kavram yoktur; onda güç, direnç ve ahlak yasasının arınmış pratik düşüncesi vardır. Us, bu yasayı oluşturan duyguyu geliştirince hak ve ödevden oluşan iki arınmış ahlak düşüncesi oluşur. Boutenvek, daha sonraları, bu düşüncelerini Din ve Us adlı yapıtında değiştirmiş, nesnelerin kavranılmasında, kavranılanın, nesne ile ben’e aracılık eden, tasarımlar olduğunu ileri sürmüştür. İnanç olmayınca salt gerçekliğin zorunlu bir tasarımdan başka bir nesne olmadığını öne sürmüştür.
Bouterwek’in estetik konusundaki görüşleri Kant öğretisinin yeniden gözden geçirilmesine dayanır. Ona göre güzellik, çözümleme öncesi sezgiden oluşur. Bu sezgi, bireydeki estetik yargıya varmak için, aşkın (transcendental) güzelliğin mistik bir düşünceye yaklaşmasından kaynaklanır. Ona göre şiir tüm sanatların kuramsal temelidir.
Bouterwek, sonuçta istenç ile gerçeğin birbirleriyle dialektiğe uygun bir biçimde etkileşimde bulundukları görüşünü savunmuş, bu görüş ile Schopenha-uer’in istenç konusundaki düşüncesini etkilemiştir.
• YAPITLAR (başlıca): Lehrbuch der Philosophischen Wis-senschaften, 1813, (“Felsefe Bilimleri Elkitabı”)Kleine Schriften, 1818, (“Küçük Kitap”); Geschichte der Neueren Poesie und Beredsamkeit, 1824, (“Yeni Şiir ve Konuşma Sanatı’nın Öyküsü”); Religion und Vernunft, 1824 (“Din ve Us”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi