HALİKARNAS BALIKÇISI (1883-1973) Türk roman ve öykü yazarı. Akdeniz uygarlığı düşüncesinin gelişmesine, yayılmasına öncülük etmiştir.
İstanbul’da doğdu, 13 Ekim 1973’te İzmir’de öldü. Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dır. Babası Abdülhamid dönemi devlet adamlarından tarihçi Şakir Paşa’ydı. Cevat Şakir 1904’te İstanbul’da Robert Kolej’i bitirdikten sonra İngiltere’de Oxford Üniversitesi Yeni Çağlar Tarihi Bölümü’nde öğrenim gördü. 1910’dan sonra Türkiye’de Diken, inci, Resimli Ay gibi dergilerde çevirmenlik, yazarlık ve ressamlık yaptı. 1924’te asker kaçaklarıyla ilgili bir öyküsünde, halkı askerliğe karşı kışkırttığı gerekçesiyle İstiklâl Mahkemesi tarafından Bodrum’da üç yıl sürgüne mahkûm edildi. Bir buçuk yıl sonra cezası affedildiyse de, bu kasabayı ve yöresini çok sevdiği için İstanbul’a dönmedi, oraya yerleşti. Takma adı Halikarnas Balıkçısı’nı da bu kasabanın Antik Çağ’daki adından aldı. 1947’de İzmir’e taşındı, yaşamını Ege ve Akdeniz yöresinde turist rehberliği ve yazarlık yaparak sürdürdü. Bodrum’un Antik Çağ’dan kalma değerlerinin ortaya çıkarılmasında, doğal güzelliklerinin korunmasında gösterdiği çabalardan ötürü Halikarnas Balıkçısı adı bu kasabayla bütünleşmiş sayılır. Mezarı Bodrum’dadır. 1971’de kendisine Kültür Bakanlığı’ nin Devlet Kültür Armağanı verilmiştir.
Halikarnas Balıkçısı’nın ilk ürünleri, 1920’lerde yayımladığı heyecan ve maceraya dayalı magazin öyküleriydi. Bodrum’a yerleşmesiyle birlikte doğanın, denizin ve deniz insanlarının öne çıktığı, kökünü mitolojiden alan, coşkulu öykü ve romanlar yazmaya başladı. Gemicileri, balıkçıları, sünger avcılarını, denizdeki erkeklerini bekleyen kadınları, çocukları ve neredeyse başlıbaşma bir anlatı kahramanına dönüşen denizin kendisini çarpıcı ve özgün bir üslupla anlattı. Öykü ve romanlarının hemen hemen hepsinde denizde çalışan, ezilen, sömürülen insanların dramını söz konusu etti. Kahramanları olağanüstü yanları ağır basan, görmüş geçirmiş, deneyimli insanlar olarak belirdi. Erkeklerinin ağır yaşamını, tehlikeli uğraşlarını paylaşan sabırlı, yiğit, dirençli kadınları anlattı.
Yazılarında, deniz ve doğa sevgisinden kaynaklanan coşku, yer yer roman ya da öykünün bütünselliğini zedeleyici betimlemelerle yansıtılır. Tarih ve mitoloji bilgisi, birikimi, canlandırdığı kahramanların romantik özellikler kazanmasına yol açmıştır. Tüm yazılarına içten içe yerleşmiş olan Akdeniz uygarlığı felsefesini, tarihselliği ve efsaneleriyle hemen her sayfada okura sunar.
Ege ve Akdeniz’e bakış açısını kuramsallaştırarak düz yazılarında da işlemiştir. Daha çok Yeni Ufuklar dergisinde yayımladığı denemelerinde ortaya attığı görüşleri yaygınlık kazanmış, özellikle Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat, Vedat Günyol gibi yazarlarca hümanizm açısından değerlendirilerek işlenmiştir.
Halikarnas Balıkçısı’nın Akdeniz’i konu alan yapıtlarını yayımlamaya başladığı günlerde, Türk roman ve öykücülüğü bir yandan Sait Faik, bir yandan Sabahattin Ali’nin yürüttüğü, kent ve kasaba ilişkileri içindeki insanı yeni bakış açılarıyla değerlendirme çabasının içindeydi. Aynı dönemde ün kazanan Halikarnas Balıkçısı bu iki yazarın sanatsal tutumlarından farklı ve özgün, ancak insancılık ve sömürüye karşı olmak gibi temel yaklaşımlarda onlarla bağdaşan bir etkinlik sürdürmüştür.
• YAPITLAR (başlıca): Öykü: Ege Kıyılarından, 1939; Merhaba Akdeniz, 1947; Ege’nin Dibi, 1952; Yaşasın Deniz, 1954; Gülen Ada, 1957; Ege’den, 1972; Gençlik Denizlerinde, 1973. Roman: Aganta Burina Burinata, 1946; Ötelerin Çocuğu, 1956; Uluç Reis, 1962; Turgut Reis, 1966; Deniz Gurbetçileri, 1969. Mitoloji: Anadolu Efsaneleri, 1954; Anadolu Tanrıları, 1955. Deneme-İnceleme: Anadolu’nun Sesi, 1971; Hey Koca Yurt, 1972; Düşün Yazılan, (ö.s.), 1981. Anı: Mavi Sürgün, 1961.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi