Hector Berlioz Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

BERLIOZ, Louis-Hector (1803-1869)

Fransız besteci, orkestra yöneticisi, müzik eleştirmeni, gitarist. Romantik müziğin en önemli temsilcilerinden biridir.

11    Aralık 1803’te Grenoble yakınında küçük bir köy olan Dauphiny’dedoğdu. Babası tıp doktoruydu, en büyük çocuğu Hector’un da doktor olmasını istiyordu. Ama onun amatör bir merakı aşan bir ilgiyle müzikle uğraştığını görünce bu isteği baskıya dönüştü. Genç Berlioz 1821’de Paris Tıp Okulu’na yazdırıldı. Bir buçuk yıl kadar burada öğrenim gördükten sonra ani bir kararla okulu bıraktı. Kuram ve kompozisyon öğretmeni J.F.Lesueur’un öğrencisi oldu. Tüm verimli ve özgün çalışmalarına karşın ancak üç yıl sonra Paris Konservatuvarı’na girebildi. Bu arada babası söz dinlemeyen oğluna her türlü yardımı kesmişti. Para kazanmak için bir yandan gitar, şan ve flüt dersleri vermeye, öte yandan müzik eleştirileri yazmaya başladı. Uzun yıllar bütün gücünü o zamanlar her genç bestecinin düşlediği, Roma Müzik Odülü’nü kazanmaya yönlendirdi. Bunu 1830’daki beşinci girişiminde Sardanapale’in Ölümü adlı kantatıyla başardı. Aynı yılın 5 Aralık günü ünlü Fantastik Senfoni’sı ilk kez seslendirildi ve büyük başarı kazandı.

Roma Ödülü’nün koşulları uyarınca İtalya’ya gitti, iki yıl Roma’da çalıştı. 1832’de Fransa’ya döndü. Bu yılın sonunda, kendi yapıtlarını yönettiği iki konserle üne kavuştu. O sıralarda, tek yanlı bir aşkla yıllarca ardından koştuğu Irlandalı tiyatro oyuncusu Harriet Smithson’la evlendi.

1835 Temmuzu’nda Fransa Kralı Louis-Philip-pe’e başarısız bir suikast girişimi olmuş, olayda on sekiz kişi ölmüştü. Ölenlerin anısına bestelenecek requiem, nüfuzlu dostları aracılığıyla Berlioz’a verildi. Yapıtın ilk icrası büyük başarı kazandı.

Paris Konservatuvarı armoni öğretmenliğine atanmak üzere başvurdu, piyano çalamadığı gerekçesiyle olumsuz yanıt aldı. Ancak bir süre sonra yardımcı kitaplık memurluğu kadrosuna getirildi. Bu düş kırıklıklarının hemen ardından sanat yaşamının en mutlu günlerini yaşadı: Harold İtalya’da adlı yapıtının çalmışında bulunan Paganini, hayranlığını belirtmek için Berlioz’un önünde diz çöktü, iki gün sonra da 20.000 franklık bir çekle “Sevgili dostum, Beethoven öldü, onu yalnız Berlioz yaşatacaktır” satırlarıyla başlayan bir de övgü mektubu gönderdi.

Bir süre için para sıkıntısından kurtularak zamanını bütünüyle beste çalışmalarına ayardı. Paganini’ye adadığı Romeo ve Juliette dramatik senfonisi bu dönemin en önemli ürünüdür Önce Legion d’honneur nişanıyla ödüllendirilmesi, daha sonra Temmuz Dev-rimi’nde ölenlerin anısına müzik yazmak için resmen görevlendirilmesi, Berlioz’un ülkesinde benimsenmeye başladığının kanıtları oldu. Devrim’in yıldönümü için Ölüm ve Zafer Senfonisi’ni yazdı. 28 Temmuz 1840 törenlerinde iki yüz koristin katılmasıyla seslendirilen senfoni, askeri bando için yazılmış en büyük yapıttır. 1838’de Benvenuto Cellini adlı yapıtı ile opera dünyasına ilk adımı attı. Uvertürü ayakta alkışlanan, öbür bölümleri ise ıslıklanan bu opera dört kez sahnelenebildi. Berlioz 1840’tan sonra altı yıl büyük boyutlu beste yapmadı. Avrupa’nın birçok ülkesini gezerek konserler yönetti. Schumann, Wag-ner, Meyerbeer, Mendelssohn gibi ünlülerle görüştü. 1847’de büyük saygınlık gördüğü Rusya’da bir turneye çıktı. Daha sonra Ingiltere’de konserler verdi. 1852 Martı’nda New Philarmonic Society’nin orkestra yöneticisi olarak anlaşma yapıp Londra’ya gitti. Başarılı ve verimli geçen bir konser mevsiminden sonra ülkesine döndü. Aynı yılın Kasım ayında Weimar’da, Liszt’in çabalarıyla bir Berlioz Şenliği
düzenlendi. Besteci burada olağanüstü ilgi ve saygınlık gördü. Sonraki yıllarda da Almanya’yı birçok kez ziyaret etti.

3 Mart 1854’te ayrı yaşadığı karısı Harriet Smithson öldü. Yedi ay sonra bir opera sanatçısı olan Marie Recio ile evlendi, ikinci karısını yitirdiği 1862 yılma değin Les Troyens (Troyalılar) ve Beatrice ve Benedict operalarını besteledi. Bu sonuncu operasıyla yaratıcı gücünün tükenişi de başladı. Yalnızlık içinde geçirdiği son yıllarında hasta olmasına karşın Viyana, Moskova ve St.Petersburg’da konserler yönetti. 1867’de tek çocuğunun ölüm haberiyle iyice çöktü. 1868 yazında onuruna düzenlenen bir şenlikte gümüş çelenkle taçlandırıldı. 8 Mart 1869’da Paris’te öldü.

Duygusal bir kişilik
Berlioz, “romantizm” sözcüğünün düşünüş, davranış biçimi, yaşayış, sanata bakış açılarından anımsattığı ne varsa tümünü benliğinde barındırmış bir sanatçıdır. Kişiliğindeki aşırı duyarlılık, çocukluk döneminde bile belirgindi. Küçük bir çocukken, Vergilius’tan dokunaklı bir dize duysa ağlamaya başlardı. On dört yaşındayken komşularından bir kıza çılgınca âşık oldu. Eski günlerin özlemiyle elli-yıl sonra bu kadını arayıp bulmuştur. Sanatçının karmaşık, uzayıp giden ilişki ve bağlanmalarla dolu duygusal yaşamı, kişilik özelliklerinin bir simgesi, özeti gibidir. Yaşadığı olayların sanatını nasıl ve ne ölçüde etkilediği, yanıtlanması güç bir sorudur ve yeterince araştırılmış değildir. Yine de, duygusallığı ve sınır tanımaz eğilimlerinin, geçerli kuralları gözetmekten çok, duyguların doğrudan etkisini ve dile getirilişini öne çıkaran bir müzik anlayışında yansımasını bulduğu söylenebilir. Bu özellik de, romantizmin uç noktalarından biridir.

Faustun Lanetlenmesi, Romeo ve Juliette gibi yapıtlar, konulan bakımından sahneye uygun olmakla birlikte yapıları sahnelenmeye elverişsizdir. Yakın zamanlarda bunların sinemaya uygulanması denenmiştir. Operanın olağan boyutlarını çok aşan böylesi yapıtlar, Berlioz’un, yoğun dramatik özellikler taşıyan müziğini oluştururken, alışılmış biçimleri ne kadar az dikkate aldığının örnekleridir. Berlioz’un önemi de müziğindeki bu güçlü dramatik anlatımdadır. Sanatçının en bilinen yapıtı Fantastik Senfoni için olduğu kadar, pek çok başka ürünü için de geçerlidir bu.

Edebiyattan etkilenme
Berlioz, önde gelen etki kaynaklarından biri olarak, yapıtlarını çok yakından tanıdığı Gluck’u görmüştür. Gerçekten de, Alman operasının bu usta bestecisinde görülen söz ve müziği bağdaştırma çabası, Berlioz’un da benimsediği ve geliştirdiği bir anlayıştır. Edebiyattan çok etkilenmiş, romantik şairlerin ürünlerini müzikal bir ifadeye ulaştırmayı denemiştir. Ayrıca yazarlığı da dikkat çekici bir yönüdür. Geniş kültürünün yanı sıra edebiyat sevgisi ve yeteneği ile yazar olan besteciler arasında seçkin bir yere sahiptir. Paris’in önemli gazetelerinden Journal des Debats’dz müzik eleştirmeni olarak çalışmış, ayrıca müzik üzerine ilgi çekici ve etkili kitaplar da yazmıştır.

Berlioz’un dramatik etkilere yönelen müzik anlayışının onu operaalanındaürün vermeye isteklendirmiş olması olağandır. Üstelik, o dönemde Fransa’da, bir bestecinin herşeyden önce kendini operada gösterebilmesi beklenirdi. Ancak, böyle bir beklenti aynı zamanda, güzel melodilerle örülmüş, görece rahat izlenebilen ve alışılmış, benimsenmiş duyguları dile getiren sahne yapıtlarıyla yerleşik bir “sanat zevki”ne uymayı da birlikte getiriyordu. Bu yüzden, Berlioz’ un opera alanında fazla tutunamaması ve Benvenuto Cellini’nin başarısızlığa uğraması şaşırtıcı sayılmamalıdır. Yapıt, bestecinin ölümünden çok sonra da, uzun zaman hemen hiç ilgi görmemiş, ancak 1970’lerde yeniden değerlendirme konusu olabilmiştir. Tartışmalar henüz sürmekteyse de, gerek müziği gerekse başarısızlığının temel nedeni sayılagelmiş olan librettosu (opera metni) bakımından önemli bir ürün olduğu yolundaki görüşler giderek ağırlık kazanmaktadır.

Buna karşılık, sanatçının yaşamının sonlarına doğru bestelediği Troyahlar ve Beatrice ve Benedict adlı operalar, Paris’te geniş ilgi toplamıştır. Ama bunlarda, Berlioz’un taşkın kişiliği ve biçimsel kuralları fazla önemsemeyen müziğinin izlerine pek rastlanmaz; büyük ölçüde klasik biçimlere uymuş olduğu gözlemlenir. Öte yandan, veriminin ve esin kaynaklarının da, yine aynı dönemde, bu yapıtlarla birlikte tükenmeye başladığı, yaygın bir görüştür.

Duygusal taşkınlıklar, görülmemiş büyüklükte orkestra ve koroların kullanımı, edebiyatın müziğe etkileri gibi özelliklerin yanı sıra,özellikle orkestras-yon tekniğinde görülen büyük renk zenginliği de, Berlioz’u romantik sanatın önde gelen bir temsilcisi yapmaktadır. Ayrıntılarıyla irdelediği ses renkleri farklılıklarını, müzikal anlatımda ince bir duyarlılıkla kullanmayı başarmıştır. Bu, Berlioz’un kendinden sonraki bestecileri en çok etkilemiş olduğu yönlerinden biridir. Müzik kuramı açısından önemli bir yapıt sayılan Traite d’instrumentation et d’orchestration modernes (“Modern Çalgılama ve Orkestrasyon Üzerine İnceleme”) adlı, 1844’te yazdığı kitap da, bu etkiyi pekiştirmiştir.

Anlatıma yönelik özellikler
Berlioz’un en çok etkilendiği besteciler, Gluck’ un yanı sıra Weber ve Beethoven olmuştur. Romantik operanın güçlü ve tanınmış temsilcisi Weber’in böyle bir etki kaynağı oluşturması, olağandır. Kendi sanatının köklerinin Beethoven’in senfonilerine uzandığına içtenlikle inanan Berlioz, onun müziğinde de, anlatıma yönelik özellikleri benimsemiş olmalıdır. Bununla birlikte, Beethoven’da ancak izlerine rastlanabilen programlı müziğe daha çok yaklaşmıştır. Fantastik Senfoni’nin “Bir Sanatçının Yaşamından Sahneler” diye bir alt-başlığı bulunduğu gibi, beş bölümden herbiri de konulu bir müzik yapıtını andırır bir şekilde isimlendirilmiştir. Bölümler arasında anlam ilişkisi ve bütünlüğü sağlamak için, değişik biçimlerle aynı temanın tekrarlanmasından yararlanılmıştır. Bu “tekrarlanan düşünce” (Idee fixe), programlı müziğin önde gelen savunucularından Lıszt’in “temaların metamorfozu” ve Wagner’in Leitmotiv kavramlarıyla benzerlik gösterir.

Berlioz, değerlendirilmesinde çok güçlük çekilen ve üzerinde çok tartışılan bestecilerden biridir. Bu durum, kişiliğinin, yoğun dramatik anlatımının, herhangi bir yapıtının öncekilerin devamı olmaktan çok kendi başına ele alınmayı gerektiren bir ürün oluşunun ve aynı yapıtta görülebilen anlatımsal ve teknik çeşitliliğin bir sonucu sayılmalıdır. Örneğin, melodi alanındaki yaratıcılığı, eğitilmiş bir kulağın alışkanlıklarını, zevklerini zorlayacak kadar zengindir. Armonik yazısı basit ve sıkıcı bulunabilir ama ses tınılarıyla ilişkilendirilmiş olarak, her zaman anlatıma yönelik bir işlev yüklenmiştir. Modülasyonları da sanki bestecinin duygusal değişimlerini izler, başka bestecilerde fazla rastlanmayacak kadar keskin, sert ve görece az hazırlanmış geçişler olarak belirirler. Benzer bir durum, sanatçının hemen her zaman belirgin, berrak renkler taşıyan orkestrasyonu için de geçerlidir.

Çeşitlilik ve alışılmışın dışına çıkma eğilimi olarak özetlenebilecek böylesi özellikler, Berlioz’un sert tepkiler ve ağır eleştiriler almasına yol açtığı gibi, ısrarlı savunucularının olmasını da sağlamıştır. Eleştirenler, Berlioz’un yapıtlarındaki teknik yetersizlikleri, temalarının ve bunları işleyişinin çocuksuluğunu, basitlik ve hatta bayağılığını, müziğindeki aşırılıkları vurgularlar. Savunucuları ise, özgünlüğünü, orkestras-yondaki ustalığını ve içten duyguları dinleyicilerini kendine çekebilen dramatik bir anlatıma ulaştırmadaki başarısını öne sürerler. II.Dünya Savaşı sonrasına kadar Berlioz’un konserlerde hemen sadece Fantastik Senfom’yit temsil edilmiş olduğu ve yapıtlarının ancak son zamanlarda ciddi incelemelere konu olmaya başladığı düşünülürse, daha kesin bir değerlendirme için henüz erken olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, söz konusu tartışmaların köklerinin, Berlioz örneğiyle sınırlı kalmayan boyutları olabileceği, müziğin insan yaşamının başka yönleriyle ilişkisi gibi, cevaplanması oldukça güç soruları da kapsadığı düşünülmelidir.

Eserleri (başlıca)

Senfonik müzik

  • Waverley op.1 (1826)
  • Francs-Juges op.3 (1826)
  • Symphonie fantastique op.14 (1830)
  • Le Roi Lear (1831)
  • Rob Roy (1832)
  • Harold en Italie op.16 (1834)
  • Réverie et caprice op.8 (1839)
  • Roméo et Juliette (1839)
  • Grande symphonie funèbre et triomphale op.15 (1840)
  • Carnaval romain op.9 (1843)
  • Le Corsaire op.21 (1845)

Operaları

  • Les françs-juges (1826-1833 döneminde üzerinde çalışılmış ve bitmemiş eser)
  • Lélio, ou le retour à la vie, melologo (1832)
  • Benvenüto Çellini (1838 – son verziyon 1856)
  • La Damnation de Faust (1846), dramatik efsane
  • Les Troyens(1858) iki kısma bölünmüştür:
    • A prise de Troye
    • Les Troyens à Carthage
  • Béatrice et Bénédict (1862) – Kaynak:Shakespeare

Vokal ilahi müzik

  • Coro dei Maggi
  • Grande messe des morts’ (Requiem)
  • L’enfance du Christ
  • Resurrexit
  • Tantum ergo
  • Te Deum
  • Veni Creator

Şarkılar

  • Scène Héroique sur la révolution Grecque
  • La mort d’Orphée
  • Meditation religieuse
  • Le cinq mai
  • Sara la baigneuse
  • Hymne à la France
  • Chants des chemins de Fer
  • L’impériale (Le dix décembre)
  • Herminie
  • La mort de Cléopatre
  • Le ballet des Ombres
  • Chant guerrier
  • Chanson à boire
  • Le chant des Bretons
  • La menace des Francs
  • Prière du matin
  • Hymne pour la consecration su noveau tavernacle
  • Le temple universel
  • Le dépit de la bergère
  • Le maure jaloux
  • Pleure pauvre Colette
  • Toi qui l’aimas verse des pleurs
  • Amitié, reprends ton empìre
  • Le montagnard exilé
  • Canon libre à la quinte, à deux voix
  • Hélène
  • Chant sacrée
  • La belle voyageuse
  • Le coucher du Soleil
  • L’origine de la Harpe
  • Adieu Bessy
  • Elégie en prose’
  • La captive
  • Je crois en vous
  • Les champs
  • Nuits d’été
  • Premiers transports
  • La belle Isabeau
  • Zaide
  • Le chasseur danois
  • La mort d’Ophélie
  • Petit oiseau
  • Le trébuchet

Diğer eserleri

  • Irlanda (Bir veya iki ses icin melodiler)
  • Fleurs des Landes
  • Tristia
  • Trois morceaux pour l’orgue
  • Feulliets d’album
  • Vox Populi
  • La fuite en Égypte
  • L’invitation à la valse’ Weber eserinin Berlioz tarafindan enstrumantasyonu)
  • La marseillaise (“Rouget de Lisle” eserinin Berlioz tarafindan enstrumantasyonu)
  • La marche marocaine (“Leopold de Mayer” eserinin Berlioz tarafindan enstrumantasyonu strumentata da Berlioz

Kitapları

  • Études sur Beethoven, Gluck et Weber 1843.
  • Voyage musical en Allemagne et en Italie 1843.
  • Traité de l’instrumentation et d’orchestration modernes1844.
    • (İngilizce) çev. 
  • Les soirées de l’orchestre 1852.
  • Les grotesques de la musique. 1859.
  • A travers chants 1862.
  • Mémoires. 1870.

•    KAYNAKLAR: J.Barzun, Berlioz and the Romantic Century, 2 cilt, 1969; J.G.Prod’homme, Hector Berlioz (1803-1869) sa vie et ses oeuvres, 1927; NV.J.Turner, Berlioz, the Man and His Work, 1934; T.S.Wotton, Hector Berlioz, 1969.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

 

Daha yeni Daha eski