HÜRRİYET PARTİSİ
1954 seçimlerinden sonra, Akis dergisinin, Devlet bakanı Mükerrem Sarol’u, nüfuzunu kötüye kullanmakla suçlaması üzerine, bir grup D.P. milletvekili, basının ispat hakkından yoksun bırakılmasıyle suiistimallerin ortaya çıkmasının önlendiğini, bunun da parti aleyhine sonuçlar verdiğini ileri sürüyordu. Grup toplantılarında yapılan sert tartışmalardan sonra 21 üye 12 ekim 1955 günü Meclis Başkanlığı’na bir kanun teklifi sundular. Teklifte Türk Ceza Kanunu’nun 481. maddesinin değiştirilmesi ve ispat hakkının gerçekleştirilmesi isteniyordu.
Teklif, başta Adnan Menderes olmak üzere, D.P. yöneticileri tarafından tepkiyle karşılandı. Bu tepki karşısında iki milletvekili imzasını geri aldı ve ispat hakkını savunanların sayısı 19’a indi. D.P.’nin hayli gecikmiş büyük kongresinin hazırlıkları sürdürülürken, aralarında Ekrem Hayri Üstündağ, Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, İbrahim Öktem, Turan Güneş, Ekrem Alican, Fethi Çelikbaş v.b. D.P.’de yönetim kurulu üyeliği ve bakanlık yapmış kimselerin bulunduğu ispat hakkı sorununu ortaya atanlar da kongreden güç kazanmayı tasarlıyorlardı. Gerçekte 19′-lar’m lider kadrosu 11 kişiydi ve ispat hakkı kanun teklifinin bunlar tarafından hazırlanışı aynı yönde düşünen başka ü-yelerin kolaylıkla kendilerine katılmasını Sağlamıştı.
Olayın D.P. içindeki yankıları hızla gelişti ve kongre öncesinde söz konusu kanun teklifine imza koyanların ve bunları destekleyen delegelerin kongreye katılmaları önlendi. Hemen ardından da ispat hakkı taraflısı 11 kişiye katılan 8 milletvekili partiden çıkarıldı. Kongrede konu üzerinde tartışmalar sürerken haysiyet divanı öbür 11 kişinin de ihracına karar vermişti; ancak onlar kararın kendilerine bildirilmesini beklemeksizin partiden istifa ettiler.
Yeni bir parti
19’iar istifa gününden başlayarak hızlı bir örgütlenme çabasına giriştiler; 20 aralık 1955 günü toplu halde bir basın toplantısı düzenleyerek Hürriyet Partisini kurduklarını açıkladılar. Programına göre yeni parti bağımsız adalet, tarafsız yönetim, özerk üniversite, özgür basın, tarafsız radyo, özgür ve bağımsız sendikalar v.d. amaçlar için çaba harcayacaktı.
Partinin genel başkanlığına başlangıçta eski Sağlık bakanlarından Ekrem Hayri Üstündağ getirilmişti; ancak çok geçmeden onun yerini Fevzi Lütfi Karaosman-oğlu aldı. Kısa adiyle Hür. P., kuruluşunu izleyen ilk aylarda özellikle D.P.’li aydınlardan ilgi gördü. Ne var ki iş örgütlenmeye gelince, aydınların ilgisinin yeterli olmadığı görüldü. Onun için de 1957 seçimlerinin yaklaştığı sıralarda bu partinin yöneticileri öbür muhalefet partileri olan C.H.P. ve C.K.M.P. ile işbirliği imkânları aramağa başladılar. Muhalefetin ortak amacı D.P.’yi iktidardan uzaklaştırmak olduğuna göre yalnız bu amaç için biraraya gelinebilirdi. Amaca varmanın en etkili yolu olarak da seçim çevrelerinin partilerin güçlerine göre bölüşülmesi ve belirli yerlerde belirli partinin desteklenmesi düşünülüyordu. Ne var ki bu tasarı iktidarın seçim kanununda yaptığı değişiklikler sonucu uygulanamadı ve seçimlere kendi gücüyle girmek zorunda kalan Hür. P. oyların sadece yüzde 3,8’ini alarak yalnız Burdur’dan dört milletvekili çıkarabildi.
Güç birliği ve sonrası
Seçim sonuçları Hür. P. kurucularını, siyasî kadro olarak ayakta kalabilmek i-çin, yeni bir çare aramağa itti ve: güç birliği yapmak amacıyle öbür partilerle görüşmelere başlandı. Genel eğilim C.H. P. ile birleşme yönündeydi. 24 kasım 1958 günü toplanan kongrede konu tartışmalı bir biçimde ele alındı ve hükümet komiserinin kongreyi dağıtma tehditleri altında 175 üyenin oyuyle partinin dağıtılmasına, parti mallarının da C.H.P.’ye devredilmesine karar verildi.
Hür. P.’nin siyasî varlığı sona ererken burada toplanan kadrolar da bölündü; büyük çoğunluk C.H.P. saflarında yer alırken bazı üyeler de yeniden D.P.’ye döndüler. C.H.P.’ye katılanlardan bir kısmı merkez yönetim kurulunda ve parti meclisinde görev aldı. Aynı şekilde Hür. P.’nin taşra örgütü de C.H.P. örgütü ile birleşti.