İbrahim Hakkı AKYOL Coğrafyacı (Silistre 1888-İstanbul 1950).
İlk ve ortaokulu Silistre’de okuyan İbrahim Hakkı başarılı bir öğrenci olduğu için ailesi tarafından İstanbul’a gönderildi ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. İkinci Meşrutiyet’in ilk yılında Maarif Nezareti bu başarılı öğrenciyi yükseköğrenim için İsviçre’ye gönderdi; Lausanne Üniversitesi’nin Fiziki ve Tabiî Bilimler bölümünü bitiren Akyol, Balkan Savaşı sırasında İstanbul’a döndü. Trabzon, Kabataş ve Galatasaray liselerinde birkaç yıl fizik-kimya ve tabiî bilimler okutan Akyol’un bu kez Ziraat ve Maadin Nezareti aracılığıyle maden mühendisliği öğrenimi için Almanya’ya gönderildiğini görüyoruz (1916). Berlin’deki Techniche Hochschule’de üç yıl okuduktan sonra yurda dönen İbrahim Hakkı Akyol, 1923’te açılan bir yarışma sınavını kazanarak İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne tabii coğrafya hocası olarak atandı. Ölünceye kadar sürdürdüğü bu görevinde gerek öğretim, gerek araştırma açısından büyük yararlan olmuştur. Nitekim Akyol, Türkiye’de modern coğrafyanın kurucusu sayılır.
1928 yılında İstanbul Üniversitesi’nin jeoloji ve jeomorfoloji kürsüsüne atanan fransız coğrafyacısı Prof. Emest Chaput ile birlikte Türkiye’nin jeomorfolojik yapısını araştıran Akyol, o güne kadar gereğince önem verilmemiş olan bu konu üzerine titizlikle eğilmiş ye İzmir dolaylarındaki incelemelerinin sonuçlarını yine Chaput ile ortaklaşa yayımlamıştır (1930). Bu arada, Türkiye’yi sarsan depremlerin nedenini araştıran Akyol, 1938’de Kırşehir, 1939’da Erzincan, 1943’te de Çorum ve Erbaa depremlerini inceleyerek sonuçlarını kamuoyuna duyurmuştur. Önceleri daha çok jeomorfoloji konusunda araştırmalar yapan coğrafyacı, sonradan çalışmalarının ağırlık noktasını klimatolojiye kaydırmış, Türkiye’nin iklimi, basınç, rüzgârlar, yağış rejimi, atmosfer sarsımları ve Türkiye’deki hava tipleri üstüne gözlemlerini çeşitli dergilerde yayımlamıştır. Ayrıca, geçen yarım yüzyıl boyunca Türkiye’deki coğrafya çalışmalarının tarihçesini inceleyerek bu konuda üç geniş makale dizisi hazırlamış, hayatının son yıllarında da Türkiye’nin akarsu sistemleri ve rejimlerini araştırmıştır. Tabiî coğrafyadan jeomorfolojiye, klimatolojiden meteorolojiye kadar coğrafya biliminin hemen hemen bütün dallarına el atan bu büyük araştırmacı, bugün hâlâ üniversitede okutulan birçok ders kitabının da yazarıdır.
Eserleri başlıca
1924 Geyve Civarında Yılanda Heyelanı, (A. Müştak ve A. Malik ile birlikte)
1930 İzmir civarının bünyesine ait tetkikler (E. Chaput ile birlikte)
1930 Ankara civarında suların cereyanına ve onlardan istifadeye dair mülâhazalar (E. Chaput ile birlikte)
1934 Göksu vadisinde Gölcük menderesi (Chaput ile birlikte)
1951 Umumi coğrafyaya «giriş» (ölümünden sonra)