BALMES, Jaime Luciano (1810-1848)
İspanyol düşünür. Katolik okuluna bağlıdır. Us ilkelerine dayanarak Ka-toliklik’in gerçekliğini kanıtlamaya çalışmıştır.
Vich’de doğdu, Madrid’de öldü. Ortaöğrenimden sonra din öğrenimi görerek rahip oldu. Bir süre matematik okuttu. O dönemde Ispanya’da başgöste-ren din ve politika olaylarında etkinlik gösterdi. Liberal yönetimin rahiplerin mallarım satma girişimine karşı çıkınca, sürgüne gönderildi. Desteklediği tutucu yönetimin işbaşına gelmesi üzerine yeniden Madrid’e döndü. Liberal düşünceler karşısında, Pen-samıento de le Nacione adlı bir dergi çıkarmaya başladı. Ayrıca La Civilizacion ve Le Sociedad adlı dergilerde de yazarak düşüncelerini yaymaya çalıştı.
Balmes’in politik düşüncesi temelde Carlistler (gelenekçi Katolikler) ile liberalleri uzlaştırmaya dayanıyordu. Ispanyol geleneğini liberal düşüncelerle kaynaştırmaya çalıştı. Yönetimin soya çeken bir monarşi olmasını,ulusal özelliklerin sıkı sıkıya korunmasını istedi.
Demokrasinin getirdiği çağdaş adalet kavramım da yadsıyan Balmes, bir yasanın değişik nitelikler taşıyan insanlara eşit olarak uygulanamayacağım ileri sürdü. Bir insanın yasaların hepsine eşit ölçüde saygı göstermesi olanağının bulunmadığını, bu nedenle yasaların uygulanmasında, hepsinden eşit sonuç alınamayacağını ortaya attı.
Balmes, tarihin doğal bir süreç olduğu görüşünü ileri süren Guizot’un “uygarlık tarihi” savını yadsımış, insanlığın ilerlemesinde Katoliklik’in önemini belirterek, Protestanlık’ın uygarlığın gelişimini engellediğini öne sürmüştür. Uygarlık alanındaki gerilemelerin çoğunu Reform Hareketi’ne bağlamış; Katoliklik ilkelerinin uygarlık ve özgürlüğü sağlayabileceğini, Protestanlık ilkelerinin ise karışıklığa ve baskı yönetimine yol açtığını savunmuştur. Bossuet’den etkilendiği anlaşılan bu savını tümevarım yöntemiyle kanıtlamaya çalışmıştır.
Balmes’e göre, evrenin bütününü biri boyun eğen, öteki başkaldıran iki ruh bölüşmüştür. Birincisi Katoliklik’i, İkincisi Protestanlık’ı içerir. Balmes, Protestanlık’ın yapısıyla bağdaştığını ileri sürerek Fransız Devrimi’ne de karşı çıkmıştır. Ona göre, Protestanlık ruhu 16. yy’da din alanında, 17. yy’da Descartes’la birlikte felsefe alanında, 18. yy’da da politika alanında gelişerek boy göstermiştir. Bu nedenle yok edilmesine çalışılmalıdır.
Balmes, inancında ve yargılarında, yanılmaz bir kilisenin varlığı gereğini ileri sürerek Katolik Kilisesi’ ni savunmuştur. Üçleme konusunda, bilginin içeriği olmak üzere, üç varlığın da birer Tanrı olduğu görüşünü benimsemiştir. Bu üç varlık evrenin bütününde birliğe ulaşmış, birliğiyle özdeşleşmiştir. Kutsal ekmek ve şarap sorununda Katolik inancını savunan Orta Çağ bilgelerinin düşüncelerine bağlanan Balmes, duyumculuğu benimsemiştir. Ancak, onun duyumculuğu kilisenin belirlediği sınırlar içerisindedir.
Balmes, kendinden önce gelen Descartes, Maleb-ranche, Leibniz gibi metafizik sorunlara us ilkelerine göre çözüm arayan bilgelerin izini sürmüştür. Özellikle Leibniz’in zaman, uzay ve doğuştan düşünceler (idea innata) konusundaki görüşlerini benimsemiştir. Uzay ve zaman gibi varlıkta da temel olan biteviyelik ve birlikteliktir. Balmes bunlara yalın güçleri ve monadları da katmıştır, insan anlığında (zihninde) ruhtan ayrılmayan ve evrensel usu oluşturan, bütün kavrayışların kaynağı olan bir eylem vardır. Bu eylem doğuştandır ve bir Tanrı düşüncesidir.
Balmes, antolojisinde varlık ve yokluk kavramlarıyla ilgili düşünceleri uzlaştırmış; sayı, zaman, sonlu, sonsuz, öz, yüklem, neden ve sonuç konusundaki düşüncelerini Hegel’den esinlenen bir yöntemle açıklamıştır. Sorunların çözülüşünde, genellikle, kavramlara bağlı kalmıştır.
Balmes, eleştirel araştırmaların temelini tümdengelim yöntemiyle (deduction) sonuç çıkarmada değil, usa dayanan sezgide aramıştır. Ancak bu sezgi ampirik ya da duygu verici (affective) bir sezgi değildir. Sisteminde ağırlık verdiği kavram kesinliktir (certitu.-de). Bir olgu olarak benimsediği kesin bilgiyi kurmaya değil açıklamaya çalışmış, bunun için üç kaynak göstermiştir; İç olgular için “bilinç”; ideal gerçekler için “apaçıklık”; bilinç olguları ve idealden gerçekliğe geçmek için “zihinsel içgüdü veya sezgi”. Bilinçle, apaçıklığı Descartes’ın “düşünme” kavramı ile birleştirmiştir.
• YAPITLAR; ElProtestanismo Comparado con el Catoli-cismo en sus Relaciones con la Civilizacion Europea, 1842-1844,(“Avrupa Uygarlığı ile İlişki Açısından Protes-tanlık’m Katoliklik’le Karşılaştırılması”); El Criterio, 1845, (“Kriter”); Filosofia Fundamental, 1846, (“Temel Felsefe”); Curso d.e Filosofia Elemental, 1847, (“Felsefeye Başlangıç Dersleri”).
• KAYNAKLAR: M.de Blanche, Jacques Balmes, sa vie et ses oeuvrages, 1860; J.R. Gironella, Balmes Filosofo, 1969.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi