BAYER, Jeanus (16. yy ortaları)
Macar bilgesi. Aristotelesçi anlayışa karşı çıkmış, bütün varlık türlerinin oluşumunda başlıca etkenin “ruh” olduğu görüşünü savunmuştur.
16. yy başlarında, Macarlar’m Eperjes dedikleri Presov ilinde doğdu, öldüğü yer ve yıl da kesin bilinmiyor. Yaşamı konusunda da yeterli bilgi yoktur. Toul’de tanrıbilim ve felsefe öğrenimi gördü. Bir süre, gene bu ilçede, tanrıbilim ve felsefe okuttuktan sonra yurduna dönerek bir okulu yönetme görevini üstlendi.
Bayer felsefeye Aristoteles mantığını, fiziğini ve metafiziğini eleştirmekle girdi. Ona göre Aristoteles felsefesinin sorunlara olumlu, inandırıcı çözüm getiren bir yanı yoktu. Bu felsefe sonu gelmeyen tartışmalara açık, yalnız kavramlardan kurulu, yetersiz bir öğreti olmaktan öteye geçemezdi. Aristoteles’in bulduğu kavramlar da gerçek varlık türlerini yansıtmaya yetmiyordu.
Bayer genellikle Comenius’un görüşlerinden yola çıkarak düşüncelerini sergiledi, felsefesini doğanın bütününü içermek isteyen bir görüş tabanına oturttu. Ona göre doğanın yapısını düzenleyen fizik ilkeleriydi. Bu ilkelerin toplandığı üç varlık türü vardı, onlar da “özdek”,“tin”ve “ışın”dı.Bunlardan özdek massa mosaica yani değişik özlerden kurulu bir bütündür, bütün nesneler bu üç ilkenin birleşmesinden oluşmuştur.
Tin bütün nesnelerin birleşmesinde, oluşumunda aracı öğe, kurucu ilkedir. Tin nesnelere dirilik veren, onları devindiren, üreten bir güçtür ve tanrısal bir nitelik taşır. Diri olan tinin beslendiği tanrısal bir kaynak da vardır, bu nedenle tin ölümsüzdür. Tanrısal tin nesnelere dirilik kazandıran, onları devindiren tinin tek özü olması nedeniyle başlıca etkendir. Düşüncelerin doğuşunu, gerçekleşmesini sağlayan etki bu tanrısal tinden gelir. Diri olan ve kutsal tinden kaynaklanan tin, sonsuzca bölünür, yeni yeni adlarla anılan nesnelerin ortaya çıkışma olanak sağlar. Tin dirilik verdiği nesneleri biçimlendirir, düzene koyar.
Evren içinde bulunduğumuz engin bütündür, onu devindiren, biçimlendiren, içerdiği varlık türlerine düzen veren gene tanrısal güçle beslenen bu tindir. Bu tin evrenin bütününe yayılmıştır. Etkin olan tine karşılık özdek edilgindir. Işın yardımcı bir ilke niteliği taşıdığından özdekle tin arasında uyum sağlayıcı, bağlantı kurucudur.
Yaratılma eylemi bir düzenleme, bir biçimlendirmedir, özdekle tini bağdaştıran, birleştiren ışının etkisiyle sonuçlanır. Işm biri evrensel,öteki yönlendirilmiş ve dıştan etkileyici olmak üzere iki türlüdür. Devinmenin biçimini, titreşimi, kımıldamayı sağlayan yönlendirilmiş, dıştan etkileyici olan ışındır. Evrensel ışın ise oluşturucudur. Nesnelerde ısınmaya, soğumaya yol açan ışın dıştan etkileyen, kımıldatan ışındır. Bu ışının yarattığı olaylar yüzeyseldir.
Üç varlık türü altında toplanmalarına karşılık nesnelerin özellik ve nitelikleri sayısınca ilke vardır. Doğada bulunan, görünen ya da yalnız belli duyular aracılığı ile algılanan bütün varlıklar birer ilke niteliğindedir. Süreklilik, uzay, örnek (suret), sınır, biçim, bitişme (eklenme) gibi varlık türleriyle bağlantılı olan ne varsa ilkedir. Bu fiziksel ilkeler yanında, bir de tinden kaynaklanan ilkeler vardır. Bunlar da bilgi, yaşam, istek, istenç, erk, edim, kavrayış gücü gibi dirilikle bağlantılı olanlardır.
Bayer’in düşünceleri, kendinden sonra gelenler üzerinde etkili olmuş, özellikle Aristotelesçi akıma karşı bir eleştiri ve savunma odağına dönüşmüştür.
• YAPITLAR (başlıca): Ostium vel Atrium Naturae Ico-nagraphicae Delicantum, (ö.s.), 1662, (“Doğal İkonegrafi-lerın Güzel Kaynağına Giriş”); Luce Mentium Universa-lis, Cognonscendis, Expendentis et Communicandis Uni-versis Accensa, (ö.s.), 1685, (“Evrensel Aklın, Bilginin, Açılımın ve Toplumsal İletişimin Parlak Işığı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi