Johann Sebastian Bach Kimdir, Geniş Biyografi, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

BACH, Johann Sebastian (1685-1750)

Alman besteci ve orgcu. Genç Barok dönemden Klasik döneme geçişin en önemli hazırlayıcısıdır.

21 Mart 1685’te, Eisenach’ta doğdu. Yedi kuşak boyunca elliden fazla müzisyen yetiştirmiş bir ailenin oğludur. İlk müzik derslerini müzisyen olan babası Johann Ambrosius’tan aldı. Annesi ile babasının ölümü üzerine 1695’te Ohrdruff köyünde St. Michael Kilisesi’nin orgcusu olan ağabeysinin yanına gönderildi. Yarım kalan müzik derslerini ağabeysi Johann Christoph ile birlikte sürdürdü. On beş yaşına geldiğinde Lüneburg’a gitti ve burada St. Michael Okulu’nun korosunda çalışmaya başladı. Bu süre içinde St. Katilerine Kilisesi orgcusu Georg Böhm’ü ve o dönemin en büyük orgcusu Reinken’i sık sık dinleme olanağını buldu. Kilisenin oldukça zengin kitaplığından yararlandı. Fransız müziğini, özellikle Couperin’in yapıtlarını dinledi. Kendini geliştirmesine ortam hazırlayan iki yıllık bu süre sonunda komşu kasabalardan birine orgcu olarak seçildi. Ancak işe bir başkası alındı. Geçici olarak Sachsen-Weimar Dükü’nün kardeşinin özel orkestrasında çalışmaya başladı. Daha sonra Arnstadt’ta St. Boniface Kilisesi’ne kurulmakta olan orgun denetimini ve denemesini yapmaya başladı. 1705 Ekimi’nde, Lübeck’e giderek dönemin büyük orgcusu Dietrich Buxtehude’nin konserlerini dinledi.

1707’de Mühlhausen’de Blasius Kilisesi orgculuğuna getirildi. Bu arada kuzeni Maria Barbara Bach ile evlendi. Mezhep kavgalarının kilise müziğine yaptığı etkilerden dolayı burada uzun süre kalamadı. Weimar’ a döndü. Dük Wilhelm Ernst’in saray orgcusu oldu. Ayrıca, oda müziği konserlerinde keman ve klavsen çalıyordu. Dükün hizmetinde bulunduğu sürece Bach her ay yeni bir yapıt yazmakla yükümlüydü. Bu nedenle üç yıl içinde otuzdan fazla kantat besteledi.

Anhalt-Köthen Prensi Leopold’un önerisiyle Aralık 1717’de Köthen’e geldi. Prensin sarayına koro yöneticisi olarak atandı. 1720’de karısı öldü. Bach aynı yıl Hamburg’a bir yolculuk yaptı, Reinken’i son kez dinledi. Köthen’e döndükten sonra 3 Aralık 1721’de saray korosunda şarkıcı olan Anna Magdale-na Wilcken ile evlendi. Lutherci olan Bach, çocuklarının Köthen’deki Kalvinist eğitime bağlı okullara devam etmelerini istemiyordu. Aynı dönemde Prens Leopold’un müziğe olan ilgisinin azalmaya başlaması üzerine Bach’m Köthen’den ayrılma düşüncesi güç kazandı. Bu sırada Leipzig’deki St. Thomas Okulu’ nun müzik direktörü Johann Kuhnau öldü. Yerine seçilen Telemann gelmeyince görev, başvuruda bulunan Bach’a verildi (1723). Bu yeni görevinin yanı sıra, daha bir süre Köthen’deki saray korosunda onursal yönetici olarak kaldı. 1729’da Sachsen-Weissenfels Sarayı’na onursal koro şefi oldu. 1731’de uzun bir aradan sonra ilk kez Dresden’de St. Sophie Kilisesi’n-de bir org resitali verdi. 1736’da III. Augustus’un saray besteciliğine atandı. 1739’dan başlayarak iki yıl kadar Leipzig’de Collegium Musicum’un yöneticiliğini yaptı. 1747’de oğlu Emanuel ile birlikte Pots-dam’a gitti. Orada Prusya Kralı II. Friedrich’in huzurunda çaldı.

Altmış yaşlarındayken ortaya çıkan şiddetli görme bozukluğu nedeniyle başarısız iki ameliyat geçirdi. 1750 yılının başlarında görme duyusunu bütünüyle kaybetti. 28 Temmuz 1750’de öldü. Leipzig’deki St. John Kilisesi’nin avlusuna gömüldü.

Bach’ın iki evliliğinden yirmi çocuğu oldu. Bunlardan Wilhelm Friedemann, Cari Philipp Emanuel, Johann Christoph Friedrich, Johann Christian besteci olarak müzik tarihine geçtiler. Bach’m yaşadığı yıllarda pek azı yayımlanan yapıtları, ölümünden sonra Haydn, Mozart ve Beethoven gibi besteciler tarafından incelendi. 1850’de Schumann’m desteğiyle kurulan Bach Derneği, elli yıl içinde, sanatçının elde kalan tüm yapıtlarının yayımlanmasını sağladı.

Geleneklere bağlı bir Protestan

Bach, çağının sanat eğilimlerini gözardı etmiş, gününde geçerli değer yargılarını dikkate almaksızın yapıt vermiştir. Kökeni 16. yy. Reform Hareketine uzanan bir gelenekçi olarak, o dönemi simgeleyen ürünleri Aydınlanma Çağı’nda yaratmıştır. Bu gelenekçilik yalnızca sanatında değil, kişiliğinde de gözlemlenebilir. Bach inanmış bir Protestandı, ancak Almanya’da o dönemde çok yaygın olan dogmatik din tartışmalarına, mezhep kavgalarına girmemiştir. Bach için müzik bir “ibadet” yolu idi. Bu nedenle dinsel ve dinsel olmayan müziği birbirinden ayrı düşünmemiştir. Gelişiminin ve ilgilerinin dinsel müzik ile sınırlı kalmamış olmasının başka bir nedeni de, ailesinde dinsel olmayan müzik ile uğraşan pek çok kişinin bulunmasıdır.

Kantatlar

Korolu müzik formunun tipik örnekleri olan kantatlar konu ve biçim açısından çeşitlilik gösterir. Dinsel pastoraller, Incil’den alınmış öyküler, orator-yolardakine benzer dramatik sahneler, bu kantatlarda kişisel dram öğelerine fazla ağırlık verilmeksizin mistik bir simgecilikle işlenmiştir. Bach’ın yazdığı ilk önemli kantat olan Ratwechsel, aynı zamanda bestecinin ilk önemli yapıtıdır. Eser, Mühlhausen Kent Meclisi üyelerinin yılda bir değiştirilmesi dolayısıyla yapılan festivallerden biri için özel olarak bestelenmiş ve 4 Şubat 1708’de çalınmıştı. Gerek koronun, gerekse orkestranın kullanılışında yalnızca kontrpuan tekniğinin uygulanmasıyla yetinilmemiş, karakteristik çalgı ve sesler gruplar halinde birleştirilerek ses nitelikleri güçlendirilmişti. Ayrıca, aynı yapıtta Bach’ ın füg tekniğinde vardığı noktayı gösteren ve bestecinin gelişimi açısından ilginç olan bölümler de bulunmaktadır. Bach, Leipzig’de St. Thomas Okulu’ nun müzik direktörü olarak görevli bulunduğu dönemde pek çok kantat bestelemiştir. Bunlardan bugüne kalanların sayısı 200 dolayındadır, tümünün 300 kadar olduğu tahmin edilir. Dinsel olmayan kantatlarının en tanınmışları Av Kantatı, Kahve Kantatı, Seçim Kantatı ile, Phoebus ve Pan’dır. Bach öteki korolu yapıtlarında da kantat biçimine bağlı kalmıştır. Noel Oratoryosu, bir kantatlar dizisinden oluşur. Si Minör Missa da büyük boyutlu kantatlar dizisini andırır. Bu eser, bestecinin ölümünden sonra bölümleri birleştirilerek bütünlüğe kavuşturulabilmiş ve tümüyle ilk kez 19. yy’da icra edilmiştir.

Passionlar

İki ünlü passionundan ilk olarak 1724’te çalman Johannes Passion’u bu formun kusursuz bir örneği olarak kabul edilir. Yapıtın önemi, bu formda Bach’ tan önce yapılmış denemelerin tüm olumlu sonuçlarını içermesindedir. Bestecinin başka bir ünlü passion’u Matthaus’ta ise din düşüncesi, insan ile Tanrı arasındaki ilişkinin ideal biçimine yönelik bir arayış ağır basar. Dinsel adanmışlık müziğinin en zengin ve en soylu örneği olarak kabul edilen bu yapıt, aynı zamanda Incil’deki öyküler üzerine müzik yazma akımının sonunu simgeler, iki dört-sesli koro, iki orkestra ve ayrıca ek bazı partilerin kullanıldığı eser ilk kez 1729’da çalınmıştır.

Magnificat, Bach’ın ilk büyük boyutlu yapıtıdır. Leipzig’de yazılmış olmasının da önemli etkileriyle, Bach’m gelişim sürecinde “Alman” olmaktan çok “Italyan” olan, düşünsel ve dinsel yönünden çok biçimsel kaygıların ağır bastığı bir dönemi yansıtır.

Bach opera bestecisi olmamasına karşın, operanın temel öğelerinden olan ve “şarkı söyler biçimde dramatik konuşma” anlamına gelen recitative bölümlere dinsel eserlerinde sık sık yer vermiştir. Melodi zenginliğinin ikinci planda kaldığı bu bölümlerde özellikle önem kazanan ton ve ritm öğelerini, anlatıma güç katmakta ustalıkla kullanmıştır.

1717 yılının sonunda başlayan Anhalt-Köthen dönemi, Bach’m gelişimindeki en önemli dönemlerden biridir. Kesin tarihleri bilinmemekle birlikte, bestecinin dinsel olmayan ve enstrümantal birçok yapıtı Köthen dönemine bağlanmaktadır.

Brandenburg Konçertoları

Bu dönemde dinsel olmayan müzik türünde verdiği yapıtların başında Brandenburg Konçertoları gelir. Bu konçertolar, o çağın konçerto anlayışının örneklerinden olup, küçük bir solo çalgılar grubu ve orkestra için yazılan ve “konçerto grosso” diye adlandırılan türdedir. Bach, alışılmışın dışına çıkarak solo enstrümanlar grubuna yaylı çalgılardan başka bazı nefesli sazları da katmış, ayrıca daha önce başvurulmamış çalgı gruplamaları denemiştir. Yine de bu özellikler Brandenburg Konçertoları’nın günümüzün orkestrasyon tekniklerine doğru bir adım olduğu biçiminde anlaşılmamalıdır, çünkü Bach bu yapıtlarda kendi döneminin orkestrasyon anlayışına bağlı kalmıştır: O dönemde farklı türdeki enstrümanların farklı özellik ve olanakları dikkate alınmıyor, farklı ses renklerinin ayrıştırılmasma ve çalgılara yapıtın bütünü içinde farklı düzeyde görevler yüklenmesine gidilmiyordu. Yapıtların kontrpuan temeline oturmasından dolayı, çalgılara eşdeğer hatta aynı partiler yazılarak “çizgisel işlevler” veriliyordu. Orkestrasyon anlayışında, kronolojik olarak ancak armoninin ortaya çıkışıyla birlikte beliren ve armonik stilin gelişimine koşut olarak gelişerek bugünkü biçimini alan boyutları Bach’m yapıtlarında bulmak olanaksızdır. Bach’ın besteci olarak en zayıf yönünün orkestrasyon anlayışı olması, yeni gelişmekte olan armonik yöntemler yerine, kendi zamanında artık terkedilmeye başlamış olan kontrpuan tekniğine bağlılığını sürdürmesinden kaynaklanmaktadır.

Bach, Brandenburg Konçertoları türünde başka yapıt yazmamış; ancak solo enstrümanlar için konçertolar bestelemiştir. Bunlardan Klavier (klavye) konçertoları, form bakımından modern konçerto anlayışına, keman için ve nefesli sazlar için yazdığı konçertolardan daha yakındır. Keman konçertolarında Vivaldi etkisi, Bach’a malolmuş bir biçimde de olsa, kendini hissettirir.

Klavye müziğine katkıları

Bir orgcu olarak Bach’ın, klavyeli çalgılarda dört parmaklı çalış tekniğinden beş parmaklı tekniğe geçilmesinde önemli katkıları vardır. Önemli bir orgcu ve besteci olan oğlu Cari Philipp Emanuel’in belgelenmiş sözleri ve Köthen döneminin bir ürünü olan Friedemann’s Clavier-Büchlein adlı yapıtında notalar üzerine kendisinin koymuş olduğu parmak numaraları, Bach’m başparmağı öbür parmakların altından hareket ettirmeyi ilk kez düşünerek bugünkü tekniğe doğru çok önemli bir adım atılmasını sağladığını gösterir.

Fügler

Bach, 1722 yılında Das Wobltemperierte Clavier (“İyi Düzenlenmiş Piyano”) adıyla bilinen ve kırk sekiz prelüd ve fügden oluşan yapıtının ilk yarısını tamamladı. Bu eser çeşitli açılardan büyük önem taşır.

İlk olarak, gerek prelüd gerekse fügler, geleneksel prelüd ve füg formlarının kalıp yapılarına bağımlı kalınmadan yazılmıştır. Ayrıca, füglerin üslubu dikkati çeker. Füg, kontrpuan tekniği ile yazılan bir form olduğuna ve kontrpuan da aslında koral müziğin bir aracı olduğuna göre, genelde füglerin koral stilde olması Bach’ın çağında doğal karşılanır bir durumdu. Ancak, Wohltemperierte Clavier’deki fügler aksan, ritm, küçükzamanlı notaların serbestçe kullanılması gibi özelliklerle koral stilden oldukça bağımsız bir tarzda yazılmıştır. İkinci olarak, Bach’m bu parçaları bestelerken, org dışındaki klavyeli çalgıların tuşlara bağlı tokmakların tellere vurmasıyla ses çıkaran, dolayısıyla sesi sürekli tutamayan çalgılar olduğunun bilincinde olduğu açıkça görülmektedir. Bu tutumunun sonucu olarak, “Clavier”in ses tekniğine ve özelliklerine uyan ve onan kendine özgü karakterinde bulunabilecek güzellikleri ortaya çıkaran eserler meydana getirmiştir. Üçüncü olarak, bu prelüd ve fügler, Wobltemperierte tanımlamasının da işaret ettiği gibi, çalgıların sekizli ses aralığının on iki yarım sese eşit olarak bölünmesiyle elde edilen akortlama sistemine göre yazılmıştır. Bach, bu yapıtın ikinci yarısını Leipzig’de tamamladı. Bu bestelerinde zengin araştıncı denemelere girişti. Klasik sonatların birinci bölümlerinin İtalyan “aria” formundan türediğini reddedenlere göre, Bach bu prelüdleri ile sonat formunun çeşitli özelliklerini öncelemektedir. Füglerde ise eski kontrpuan stilinden ve füg tekniğinden iyice uzaklaşmış, füg prensibini büyük bir serbestlik içinde kullanmıştır. Bu, besteci olarak Bach’ın önemli bir yönüne işaret eder: Bach hiçbir zaman anlatımı kompozisyon tekniklerinin esiri haline getirmemiş, kompozisyon tekniklerinin kendi başlarına amaç durumuna gelmelerinden kaçınmıştır. Genel olarak Wohltemperierte Clavier’At toplanan fügler, bir yandan bu formun Bach öncesinden.beri varolan çeşitliliğini içinde barındırırken, öte yandan da büyük ölçüde Bach’m bu forma getirdiği dönüştürücü yenilikleri kapsar. Bach’ın füg formunu dönüştürüşü, Beethoven’in klasik sonat formunu dönüştürüşü ile büyük bir benzerlik gösterir.

Çalgı müziği

Bach’ın solo keman için yazdığı üç partita ve üç sonat da büyük bir olasılıkla Köthen döneminin ürünleridir. Solo çalgılar için bestelenmiş müzik yapıtları içinde, anlatım zenginliğine bu denli sahip olan yapıt çok azdır. Bach’m keman müziği org stilinin oldukça etkisindedir. Ama bu etki, ortaya kemana uygun olmayan bir müzik çıkmasına neden olmamış, tersine, kemanda ne önce, ne de daha sonra kullanılmamış olanakları ortaya çıkaran bir yazış tekniği doğurmuştur. Bach’ta keman müziğinin org stilinden etkilenmesinin önemli bir nedeni, o dönemde keman müziğinin genel olarak enstrümantal müzik içinde farklılaşmamış olması, hatta enstrüman müziği olarak stili farklılaşmış belli başlı tek çalgının org olmasıdır.

Bach’ın dinsel olmayan enstrümantal eserlerinin arasında en önemlilerinden olan dört Orkestra için Uvertür’ün de yine Köthen dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Bach bu eserlerde “Fransız uvertürü” denilen formun en genişletilmiş biçimi üzerinde bazı denemeler yapmakta, gerek yavaş bölümlere, gerekse füg karakterinde olan ikinci bölümlere bazı değişiklik ve yenilikler getirmektedir.

Bach’ın üslup özellikleri, bulunduğu koşullara göre, yaşadığı kentin müzikseverlerinin eğilimlerine göre, kendisinden beklenen yapıtların türü ve kendisine tanınan olanaklara göre değişimler geçirmiştir. Özellikle Leipzig’in kozmopolit koşullan bu açıdan etkili olmuştur. Ancak, genel eğilim olarak, yaşlandıkça üslubunun gitgide daha ciddi, ağırbaşlı ve bütünlüklü olma özelliklerinin arttığı görülür ve bu bakımdan Beethoven ile büyük ölçüde benzeşir.

Bach’ın besteci yönünün büyüklüğü, eğitimci yönünü unutturmamalıdır. Yetiştirdiği öğrencilerin çoğu önemli besteci ve icracılar olarak ün kazanmış ve Bach’ın etkisinin Avrupa müziğindeki sürekliliğinde önemli rol oynamıştır.

Partisyon yapısı

Bach’ın müziğinin en önemli boyutlarından biri birçok partiyi bir arada yürütebilmesinin yarattığı karmaşık yapıdadır. Bunun en gelişmiş biçimi, orkestra tarafından eşlik edilen koro yapıtlarında görülür. Bir yandan koronun ayrı ayrı sesleri kendi bağımsız melodilerine sahiptir, öte yandan orkestra, bağımsız olarak da varolabilecek partileriyle koroya eşlik eder ve bütün bu çizgisel bütünlükler bir arada çok daha üst düzeyde bir bütün oluşturur. Bestecinin bu özelliği, sınırlı sayıda çalgıdan oluşan bir topluluk, hatta tek bir çalgı için yazdığı eserlerde de, çok sayıda partiyi birlikte var etmesini sağlamıştır; solo keman sonatları bunun örneklerindendir. Öte yandan, bir eser içindeki her partinin, çoğunlukla, birden fazla işlevi vardır. Tek bir çalgı (ya da aynı partiyi çalan çalgılar grubu) aynı anda, hem kontrpuan prensiplerinin gereklerini sağlamak, hem anlatımı güçlendirmek, hem de çokseslilik ve ses rengine katkıda bulunmak gibi birden fazla görev alabilir. Bu ve buna paralel başka özellikler, Bach’ın yapıtlarının icra edilirken ayrıntılara çok dikkat edilmesini gerektirir. Bu, yapıtların çalmışını zorlaştıran teknik bir özellik olmayıp, eserin anlamının ve derinliğinin bütün boyutlarıyla aktarımı için gerekli olan bir noktadır.

Müzikte anlatım ve araştırıcılık

Bach’ın müziğindeki başka bir önemli boyut, bestecinin kuralları yorumlamakta ve anlatım derinliği yaratabilmek için kullanmaktaki ustalığı ve serbestliğidir. Formun ana çizgileri, hatta ayrıntıları, yapıtın kuruluşunda temel görevi görürse de, gerektiğinde müzikal anlatım uğruna feda edilebilir. Kompozisyon tasarımı prensipleri, müziğin gerektirdiği durumlarda daha geniş bir açıdan yorumlanıp bir kenara bırakılabilir. Gelenekler terkedilebilir. Bu durumda ortaya çıkabilecek yeni kompozisyon sorunlarının çözümünde kural ve geleneğin yerini bestecinin içgüdüsü alır ve çözüm sürekli deneylerle geliştirilir. Sürekli olarak spekülatif yollara sapmak, yeni sorunlar yaratmak ve çözmek, Bach’ta genel eğilimdir. Çok çeşitli tür ve formda yapıt vermiştir, ama türleri olduğu gibi bırakmaya razı olmayıp daima her formun nasıl yeni koşullara aktarılabileceğini, başka formlarla nasıl birleştirilebileceğini düşünmüştür. Bütün bunlar, Bach’m kendisinden çok önce denenmiş ve oturmuş bir yöntem olan kontrpuan tekniğine nasıl yepyeni bir kişilik kazandırabildiğini bir ölçüde açıklamaktadır.

Bach, birçok farklı bölge ve ülkede kullanılmış kompozisyon yöntemlerini ve deneyimlerini tutarlı bir biçimde kendi sanatçı kişiliğinde birleştirmiş, en küçük ayrıntısının bile değiştirilemeyeceği inancını yaratan özgün ve kusursuz biçimini, şiirsel içerikle kaynaştırmıştır. Başka bir anlatımla, “soyut matema-tik-soyut şiir” büvünlüğünü oluşturmuştur.

Bach’a, yaşamı süresince gereken önemin verilmemesi, bir yandan, bestecinin müzik kariyerinin tam armonik yöntemlerin, klasik sonat ve İtalyan opera türünün yaygınlaşmaya yeni başlamakta olduğu bir zamana rastlamış olmasıyla, öte yandan da, o dönemde müzik dünyasının yavaş yavaş dinsel adanmışlık müziğine olan ilgisini kaybetmeye başlamış olmasıyla açıklanabilir. Bugün ise, Barok Çağ ile Klasik Akım
arasında yer alan ve kendinden önceki yüzyılların birikimini toparlayıp yeniden biçimlendiren ve sonuna getiren Bach tüm zamanların en büyük bestecilerinden biri olarak tanınmaktadır.

•    YAPITLAR
(başlıca): Vokal Müzik (dinsel): Si Minör Missa 1724-1746; Paskalya Oratoryosu, 1725; Noel Oratoryosu, 1734; Ascension Oratoryosu, 1735; St.Johannes Passionu, 1724; Matthaus Passionu, 1729; Ratıvechsel Kantatı; 1714-1716 ve 1723-1724 arasında yazılan 200 kadar kantat \Re Majör Magnificat, 1723. Vokal Müzik (dindışı): 24 kantat (bazıları: Phoebus ve Pan, 1731; Kahve Kantatı, 1732; Köylü Kantatı, 1742). Orkestra Müziği: 6 Brandenburg Konçertosu, 1721; Keman ve orkestra için 2 konçerto, 1717-1723; Orkestra için 4 uvertür, 1714-1723. Org Müziği: 140 koral prelüd (Bir bölümü Orgelbüchlein, 1714-1716, ve Clavierübung, 3. cilt, 1739, içinde); 18 füg, 1708-1716, 1729-1739; Do minör Passacaglia. Klavye Müziği: Clavierbüchlein, 1720, (“Piyano Kitapçığı”); Clavierübung, l.cilt, 1726-1731, (“Piyano Alıştırması”); Clavierübung, 2.cilt, 1735; Fransız Uvertürü ve Italyan Stilinde Konçerto; Clavierübung, 4.cilt, 1742; Goldberg Varyasyonları; Das Wohl-temperierte Clavier, 1722 ve 1742; (“İyi Düzenlenmiş Piyano”). Oda Müziği: Solo keman için 6 sonat (partita), 1720; Solo viyolonsel için 6 sonat (süit), 1720: Das Musikalische Opfer, 1747.

•    KAYNAKLAR
: J.F. Agricola ve C.P.E.Bach, Denkmal dreier verstorbenen Mitglieder der Societdt der musikalisc-hen Wissenschaft (Nekrolog olarak bilinir), 1920; F.Blume, Two Centuries of Bach: an Account of Changing Taste, 1950; H.David, A.Mendel (der.), The Bach Reader: A Life of Johann Sebastian Bach in Letters and Documents, 1966; H.T. David, J.S.Bach’s Musical Offering: History, Inter-pretation, and Analysis, 1945; A.Durr, Die Kantaten von Johann Sebastian Bach, 2 cilt, 1971; J.N. Forkel, Johann Sebastian Bach; His Life, Art and Work, 1920; K. Geiringer, Johann Sebastian Bach: The Culmination of an Era, 1966; H. Keller, Die Orgeluverke Bachs, 1948; H. Keller, Die Klavierwerke Bachs, 1950; W. Neumann, Handbuch der Kantaten Joh. Seb. Bachs, 1966; C.H.FÎ.Parry, Johann Sebastian Bach, 1938; A. Schweit-zer,J.S. Bach, 2 cilt, 1905;C.S. Terry, Bach: a Biography, 1933; D.F. Tovey, A Companion to “The Art of Fugue”, 1931; W.G. Whittaker, The Cantatas of Johann Sebastian Bach, Sacred and Secular, 2 cilt, 1959.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski