Johannes Brahms Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

BRAHMS, Johannes (1833-1897)

Alman besteci. Klasik biçimleri Romantizm’den etkilenmiş bir üslupla işleyerek 19.yy’m yenilik arayışları karşısında, klasik tarzın ve geleneksel müziğin evriminin en son ve en yüksek noktasını oluşturmuştur.

7 Mayıs 1833’te Hamburg’da doğdu, 3 Nisan 1897’de Viyana’da öldü. Babası Johann Jakob, belediye tiyatrosunda kontrbas çalan bir müzisyendi. Oğlunun müzik eğitimini önce kendisi üstlendi ama Johannes yedi yaşma gelince özel ders alması gerektiği anlaşıldı. On yaşma gelince, öğretmeni Otto Cossel onu eğitmesi için kendi öğretmeni ve Hamburg’un önde gelen müzik ustalarından olan Eduard Marxsen’ e başvurdu. Marxsen Johannes’in yeteneğini sezerek derslerde yalnız piyano tekniğine değil, kompozisyon konularına da ağırlık verme gereğini duydu.

Çok geçmeden, Brahms, küçük besteler ve halk ezgilerinden derlemeler yapmaya başladı. Bu dönemde, bir yandan okul ödevlerini yapmak, öte yandan ailesinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla konserlere katılmak, gece kulüplerinde, gemici meyhane-lerinde çalışmak zorunda kalmış, sağlığı da bozulmuştu. 1847 ve 1848 yazlarını bir aile dostlarının kent dışındaki evinde, daha az çalışarak geçirdi.

1848 sonlarında, besteci Brahms olarak Hamburg’da ilk konserlerini verdi. Bunlarla önemli bir başarı sağlayamadığı için geçim kaygısıyla yeniden sıradan işlere döndü. Ancak 1850’de Yahudi asıllı Macar kemancı Eduard Remenyi ile tanışması ve daha sonra ise ünlü kemancı Joachim’i dinlemesi, yaşamının akışını derinden etkiledi.

Remenyi ile Brahms üç yıl süreyle konser turlarında birlikte çaldılar. Bu işbirliğinin, çingene ezgilerini yakından tanıması dışında, Brahms’ın sanatına bir katkısı olmadı. Brahms, Hannover’de Remenyi ile birlikte verdiği bir konserde Joseph Joachim’le tanıştı. Bu keman ustasının Johannes’in yapıtlarından övgüyle söz etmesi genç sanatçıyı yüreklendirdi.

Liszt ve Schumann’la ilişkiler
Joachim, Brahms’ın önce Liszt’le, sonra da Schumann’la tanışmasını sağladı. Liszt, genç besteciyle ilgilenerek onu kendi çevresine katmak istedi. Ama Brahms Liszt’in yaşadığı Weimar’daki Altenburg Sarayı’nın resmiyetine ve buradaki müzik anlayışına uyum gösteremeyerek, onun yanından ayrıldı. Buna karşılık, Schumann’la derin bir dostluk kurdu. Schumann’ın güncesinde 30 Eylül 1853 tarihinde “Bugün Brahms beni görmeye geldi… Bir deha!” tümcesi yer alır. Schumann, Neue Zeitschrift für Musik dergisinde Brahms’ı büyük övgülerle tanıtan bir yazı yazdı. Tanışmalarından altı ay sonra Robert Schumann akıl hastanesine kapatıldı. Brahms, ölümüne değin onunla ilgilendi ve eşi piyanist Clara Schumann’a yaşamı boyunca destek oldu.

Brahms, 1857’de geniş bir çevresi olan Clara’nın yardımıyla Detmold’da, Lippe Prensi’nin sarayında yarı resmi bir göreve getirildi. 186û’ta yeniden Hamburg’a yerleşti. Bir kadınlar korosu örgütleyerek yönetimini üstlendi.

1862’de Hamburg Filarmoni Orkestrası’nm yöneticiliği boşaldı. Brahms da bu görev için düşünülen birkaç kişiden biriydi. Atanma isteğinin sonucunu beklerken ilk kez Viyana’ya gitti. Orada bir süre kalarak bir dizi başarılı konser verdi. Henüz yirmi dokuz yaşında olması neden gösterilerek yöneticiliğe eski bir şarkıcı olan arkadaşı Julius Stockhausen getirildi. Bu sırada Viyana Şan Akademisi’nden gelen yöneticilik önerisini kabul etti. Bir yıl geçmeden bu görevden ayrıldı, ama geziler ve konser turları dışında ölünceye değin Viyana’yı yurt edindi.

Sanatçı, 1872’de An ton Rubinstein’dan boşalan Viyana Müzik Dostları Derneği’ne baş yönetici olarak atandı. Kentin bu en iyi müzik örgütünde üç yıl kadar çalıştı, koro yanında Viyana Filarmoni Orkestrasını da yönetti.

Yaşamının son on yılını oldukça tekdüze, olaysız geçirdi. Geniş halk kitlelerince seviliyor, çeşitli ülkelerdeki pek çok resmi kuruluşun ilgisini, saygısını topluyordu. Ne var ki üç büyük dostunu yitirmesi onun için büyük bir acı kaynağı oldu. Bu dostlar, Avusturya-Macaristan imparatoru Franz Joseph, bir zamanlar sevmiş olduğu, yaşamboyu ilişkisini sürdürdüğü Elisabeth von Herzogenberg ve dostu Clara Schumann’dı. Clara’nın ölümünden sonra Brahms bir ivedi çöküş dönemine girdi. 1897’de karaciğer kanserinden öldü.

Kişiliği
Brahms’ın karakterinde, davranışlarında gözlem- 4 lenen en belirgin nitelik köylülüktü. Aslında köy kökenli sayılmazdı. Elbe Nehri’nin tenha bataklıklarından kente göçmüş bir baba ile kent emekçisi bir anneden doğmuştu. Ne var ki, yaşamı boyunca imparatorun baş dostu olduğu zamanlarda bile köylü kalmayı yeğledi. Tutkularını denetleyebilmesi, düşün ve ideallerini ödünsüz bir inatla savunması, dehasının patlayan, fışkıran türden değil de durağan nitelikte olması, karakterinde baskın olan “köylülük”ten kaynaklanır.

Brahms hiç evlenmedi. Bir kez Agathe von Siebold’la nişanlandı. Agathe bestecinin evlenme kararım sürekli ertelediğini anlayınca, ilişkisini kesti. Sol Majör Altılı, Piyanolu Beşli ve ünlü Wiegenlied (“Ninni”), bu sırada yaratılmış ürünlerdir.

Brahms, bunalımlarını geride bırakma duygusu verdiği için sık sık yolculuğa ve konser turnelerine çıkmışsa da, Viyana’da yerleşik bir yaşam sürmüştür. Ancak, Avusturya başkentinde yerleşmiş olmasına karşın hiçbir zaman Viyanalı olmadı. Yaşantısı, görüşleri, beklentileriyle koyu bir Alman yurtseveri olarak kaldı. Ingiliz ve Fransız olan her şeyden nefret ettiği söylenebilir. İlk gençliği uzlaşmazlıkların, savaşların ve siyasal etkinliklerin merkezlerinden uzakta, Hamburg’da geçtiği için 1848 devrim hareketinden etkilenmemişti. Ancak, Fransa-Prusya Savaşı’nı günü gününe, artan bir ilgiyle izlemiş, giderek bir ara Prusya ordusuna gönüllü yazılmayı kafasına koymuştu. “Demir Başbakan” diye anılan Bismarck’a tapıyor, “iblislerin başı” dediği III. Napoleon’dan nefretle söz ediyordu. Prusya’nın yengisi üzerine gösterişli bir Zafer Şarkısı besteledi. Fazlaca bir değeri olmayan bu parça unutulmuştur.

Brahms, daha Remenyi ile birlikte konserler verdiği dönemde, önemli besteler yapmıştı. Çoğu piyano parçaları ve sonatları olan bu yapıtlar, günümüzde de konser programlarında yer almaktadır. Daha sonra da, en çok piyano ve insan sesi için ürünler vermeye devam etti. Önce bir senfoni olarak başladığı Birinci Piyano Konçertosu’hu 1858’de tamarnladıktan sonra, on beş yıl boyunca orkestra müziği bestelemedi. Buna karşılık, piyano, oda müziği, koro yapıtları ve şarkı alanlarındaki verimi her zaman yüksekti. 1873’te joseph Haydn’ın Bir Teması Üzerine Çeşitlemeler’i tamamladı. On eserin iki piyano ve orkestra için iki ayrı uyarlamasını yapmıştı. Böylece, 40 yaşındayken, yeniden orkestra yapıtları vermeye başladı. Yirmi yıllık bir dönemde, dört senfoni, Festival Uvertürü, Trajik Uvertür, ikinci Piyano Konçertosu, Keman Konçertosu, Keman ve Viyolonsel için Konçerto gibi, bu alanın seçkin örneklerini yarattı.

Müzik anlayışı
Brahms’ın çok verimli bir besteci olmasına karşın, orkestra yapıtlarına yönelmesindeki bu gecikme, onun müzik anlayışıyla ilişkili olarak düşünülebilir. Besteci, geçmişin büyüklük ve değerlerine derin bir hayranlıkla bağlanmıştı. Bu değerler karşısında yeni, düzeyli yapıtlar verebilmek, ona çok güç gözükmüştü. Orkestra müziğine yönelmek için de, uzun bir hazırlık döneminden geçmeye gerek duymuş olduğu söylenebilir. Bu konuda aşırı alçakgönüllüdür Brahms. “Halk, geçmişteki o büyük ustaların yapıtlarını unutmamış olsaydı, ben de çağdaşlarım da, bestecilikten ekmek yiyemezdik” der.

Öte yandan, bütün alçakgönüllülüğüne karşın, müziğin evrimini en iyi kavramış kişinin de kendisi olduğuna inanıyordu. Çabasını, hemen tümüyle, bu evrimin başlıca üstünlüklerini süzüp çıkartmaya, özümsemeye yöneltti. Kendinden önceki ustaların yapıtlarını titizlikle inceledi; bunların bilinçli, ısrarlı tanıtıcılığını yaptı.

Müziğin evrimine ve geleceğine ilişkin böyle bir tavır, Liszt ve Wagner gibi o dönemin önde gelen bestecilerinden oldukça farklıydı, hatta onların anlayışının karşıtı sayılırdı. Liszt ve çevresi, 19.yy ortalarında, yenilik arayışlarını öne çıkaran, geleneklere bağlı kalmak istemeyen gelişmelerin odağım oluşturuyordu. Brahms da Joachim’le birlikte, bir süre Liszt’in başını çektiği “Yeni Alman” okulunda yer aldı, ama 1860’ta bu akıma karşı yayımlanan bir manifestoya imzasını atarak, onunla bağlarım kopardı.

Brahms’ın yaşadığı dönemde, müzik evreni, en başta Wagner’in önayak olmasıyla siyasal partileri andıran gruplara ayrılmıştı. Düşünce ve biçimde Klasik akım geleneğine bağlı kalması nedeniyle tutuculuk ve duygusallıkla suçlanmıştır. Bu aşırı yorumlar, bir çeşit çekişme ortamının sonuçları sayılır. Yine de, Wagner’in ağırlıkla dramatik özellikler taşıyan sanatı ile Brahms’m lirik müziği arasındaki fark belirgindir. Brahms, Liszt’in ilk önemli örneklerini verdiği senfonik şiire ve genel olarak programlı müziğe hiçbir yakınlık ve ilgi göstermemiş, klasik senfoni biçimini yeğlemiştir. Wagner’in tersine, sahne yapıtı yazmamıştır. Yapıtları müziğe eklemlenen bir duyarlıkla yüklü olmakla birlikte, bu onların soyut müzik olarak bestelenmiş oldukları gerçeğini değiştirmez. Bu açıdan, Brahms, düşünce ve duygu olarak hayli benzeştiği Schumann’dan bile farklıdır. Schu-mann’ın müziğinde yazınsal ve görsel öğeler sık sık öne çıkar. Brahms’ta ise biçim ve uyumluluk duygusu kesinlikle ağır basar.

Biçim ve anlatım ilişkisi
Brahms’ın bu eğilimi, onun özellikle klasik biçim ve tekniklerde uzmanlaşmasını da beraberinde getirmiştir. Besteci, sağlam ve tutarlı bir yapı, uyumlu bir bütün oluşturmaya her zaman öncelik verdi. Bununla birlikte, onu sadece klasik tarzın büyük bir ustası saymak doğru olmaz. Brahms, çağının romantik eğiliminden de etkilenmiş, geliştirdiği kişisel üslubunda yetkin bir anlatım düzeyine de ulaşmıştır. Bu bakımdan, Schumann’ın önerisine uyup, biçime egemen olarak anlatım olanaklarını ve özgürlüğünü alabildiğine geliştirmek istemiştir.

Brahms, Bizet ve Verdi gibi bestecilerle birlikte biçim kaygılarının öne çıkarılmadığı, daha özgün bir anlatım amaçlanarak geleneksel kalıpların kırıldığı, yepyeni müzik yazma tekniklerinin denenmekte olduğu Romantik Çağ’da,Klasizm’in geleneklerine bağlı tutumuyla bir karşı akım oluşturmuştu. Özellikle Beethoven’in kalıtına sahip çıkmak istiyordu. Liszt-Wagner grubunun üyesi, ünlü müzik adamı Hans ‘von Bülow, önceleri genç besteciyi ciddiye almayıp küçümsemiş, sonradan onun müziğine yakınlık, giderek hayranlık duymaya başlamıştı. Onun, Brahms için “Büyük B’lerin üçüncüsü” deyimini kullanması, büyük gürültülere, uzun tartışmalara yol açmıştır. Gerçekten de, B’lerin ilki olan Barok tarzın ustası Bach’la geç 19.yy’ın Neo-Klasik Brahms’ı arasında koşutluk kurma olanağı yoktur.

Buna karşılık, uyandırdıkları etki açısından yer yer Beethoven’la kıyaslanabilir. Ancak Beethoven’in müziğinde duygular, duygulanışlar, ruhsal olaylar iç içedir. Hangisinin ne zaman, nerede ortaya çıkacağı, nasıl gelişeceği hemen anlaşılmaz. Brahms’ta ise bir ruhsal olay bir defada ve uzun uzun çözümlenir. Beethoven’daki üslup çeşitliliği, renklilik, yapıttan yapıta farklılık gösterirken Brahms’m üslubunda aynı zenginliği gözleyemeyiz. O, daha çok dingin, dengeli bir müzik düşünürü sayılır. Öte yandan, bu dinginliğin ardında mizahtan trajediye dek değişen bir anlatım gücü sezilir. Özellikle senfonilerinde “etkileme” düşüncesini de fazla önemsememiş, yapısal gelişme ve orkestrasyon kaygısını önde tutmuştur. Yine de, senfonileri Beethoven geleneğinin devamı sayılır ve onun senfonileriyle tonal benzerlikler bile taşır. Brahms’ın Birinci Senfoni’sinin son bölümünün temasıyla Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi’nin ko-rolu bölümünde işlediği tema nerdeyse aynıdır. Nitekim, “Brahmsseverler” bu yapıt için, yine Hans von Bülow’un yakıştırdığı “Beethoven’in Onuncu Senfonisi” adını kullanmışlardır.

Brahms’m müziğinde armonik yapı çelişkiler taşır. Yer yer yalınlığı yeğlemesine karşın, birçok 19.yy bestecisi gibi süslü, zengin bir armonik yapı ona da çekici gelmiştir.

Çağında, artık modası geçmiş olan kontrpuan tekniğini (iki ya da daha çok sayıda karşıt-ezginin, tek tek kişiliklerini yitirmeksizin, yeni ve değişik bir müzikal doku yaratma amacıyla kullanılması) kullanmaya doğal bir eğilimi vardı. Si Minör Intermezzo, Mi Bemol Majör Rapsodi ve Üçüncü Senfoni’nin andante bölümünün ana teması bu kullanımın ince, sade örnekleridir. Brahms’ta tema ya da ezgi yaratma yeteneğiyle bunları müzikal form içinde işleme yeteneği birbirini bütünleyen iki öğedir.

Brahms, dönem açıcı bir besteci değildir. Tersine, onun verimi, bir devri kapatmış, bir çeşit sonsöz söylemiş sayılır. Geçmişin örneklerinden hiç ayrılmamış, bunlarda bulduğu güçlülüğü en yetkin düzeye ulaştırmak istemiştir. Böylece, kendinden sonraki bestecileri, yenilik yönelişleriyle başbaşa bırakmış gibidir.

Eserleri

Orkestra yapıtları

  • Piyano Konçertosu Nr. 1 re minör op. 15 (1859)
  • Serenad Nr. 1 re majör op. 11 (1860)
  • Serenad Nr. 2 La Majör op. 16 (1860)
  • Haydn`ın bir konusu üzerine çeşitlemeler op. 56a (1874)
  • 21 Macar Dansları (Piyano için, iki- ve dört el için, Nr. 1, 3 ve 10, 1874 ve 1876 Brahms tarafından orkestraya uyarlandı)
  • Senfoni Nr. 1 do minör op. 68 (1876)
  • Senfoni Nr. 2 re majör op. 73 (1877)
  • Keman konçertosu re majör op. 77 (1879)
  • Akademik Kutlama Üvertürü do minör op. 80 (1880)
  • Trajik Uvertür re minör op. 81 (1880)
  • Piyano Konçertosu Nr. 2 si bemol majör op. 83 (1882)
  • Senfoni Nr. 3 fa majör op. 90 (1884)
  • Senfoni Nr. 4 mi minör op. 98 (1886)
  • İkili konçerto keman ve viyolonsel için la minör op. 102 (1888)

Piyano müziği

İki el için

  • Sonat Nr. 1 do majör op. 1 (1853)
  • Sonat Nr. 2 fa diyez minör op. 2 (1854)
  • Scherzo mi bemol minör op. 4 (1854)
  • Sonat Nr. 3 fa minör op. 5 (1854)
  • Schumann’ in Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler op. 9 (1854)
  • Gavotte WoO posth. 3 (1854-55)
  • 2 Gigue WoO posth. 4 (1855)
  • 2 Saraband WoO posth. 5 (1854-55)
  • Dört Balad op. 10 (1856)
  • Bir Konu Üzerine Çeşitlemeler op. 21/1 (1861)
  • Bir Macar Türküsü Üzerine Çeşitlemeler op. 21/2 (1861)
  • Händel’ in Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler op. 24 (1862)
  • Paganini’ nin Bir Konusu Üzerine Çeşitlemeler (İki sıra) op. 35 (1866)
  • 16 Vals (genişletilmiş metni de var) op. 39 (1865)
  • 10 Macar Dansları WoO 1 (1872 Dört El için olan Uyarlaması 1869, altta)
  • Sekiz Piyano Parçası op. 76 (1879)
  • İki Rapsodi op. 79 (1880)
  • Yedi Fantezi op. 116 (1892)
  • Üç Intermezzo op. 117 (1892)
  • Altı Piyano Parçası op. 118 (1893)
  • Dört Piyano Parcası op. 119 (1893)
  • Ossip Gabrilowitsch Intermezzo`yu çalıyor Nr. 3 C-Dur op. 119 Welte-Mignon için 4. Temmuz 1905`te. * 1602 kB ?/i
  • 51 Piyano Alıştırması (1893)

Dört el için

  • Souvenir de la Russie, WoO
  • 21 Macar Dansları (1869 ve 1880)
  • Schumann`in bir konusu üzerine çeşitlemeler mi bemol majör, op. 23 (1863)
  • 16 Vals, op. 39
  • 18 Aşk Türküsü (Vals), op. 52 a
  • 15 Yeni Aşk Türküsü (Vals), op. 65 a

İki piyano için

  • Sonat fa minör, op. 34 (Fa minör Piyanolu Beşil`inden, op. 34)
  • Joseph Haydn`in bir konusu üzerine op. 56b (op. 56a Orkestra için uyarlama)

Oda müziği, piyanolu

  • Piyanolu Üçül la major (1853 sıraları)
  • Piyanolu Üçül Nr. 1 si majör op. 8 (1854, yeni uyarlama 1891)
  • Piyanolu Beşil Nr. 1 si minör op. 25 (1863)
  • Piyanolu Beşil Nr. 2 şa majör op. 26 (1863)
  • Piyanolu Beşil fa minör op. 34 (1865)
  • Sonat, Piyano ve viyolonsel için Nr. 1 mi minör op. 38 (1865)
  • Üçül, Korno keman ve Piyano için mi bemol majör op. 40 (1865)
  • Piyanolu Beşil Nr. 3 do minör op. 60 (1875)
  • Sonat, Piyano ve keman için Nr. 1 sol minör op. 78 (1880)
  • Piyanolu Üçül Nr. 2 do majör op. 87 (1880)
  • Sonat, Piyano ve Viyolonsel için Nr. 2 fa majör op. 99 (1886)
  • Sonat, Piyano ve keman için Nr. 2 la majör op. 100 (1886)
  • Piyanolu üçül Nr. 3 do minör op. 101 (1887)
  • Sonat, piyano ve keman için Nr. 3 re minör op. 108 (1889)
  • Klarinetli Üçül la minör op. 114 (1891)
  • 2 Sonat, Klarinet ve Piyano için fa minör, mi bemol minör op. 120 (1894)
  • Scherzo do minör, keman ve piyano için WoO 2

Oda müziği, piyanosuz

  • Yaylı Altıl Nr. 1 si bemol majör op. 18 (1862)
  • Yaylı Altıl Nr. 2 Sol majör op. 36 (1866)
  • Yaylı Dördül Nr. 1 do minör op. 51/1 (1873)
  • Yaylı Dördül Nr. 2 la minör op. 51/2 (1873)
  • Yaylı Dördül Nr. 3 si bemol majör op. 67 (1876)
  • Yaylı Dördül Nr. 1 fa majör op. 88 (1882)
  • Yaylı Dördül Nr. 2 sol majör op. 111 (1891)
  • Klarinetli Beşil si minör op. 115 (1891)

Org yapıtları

  • Fug la bemol minör WoO 8
  • Prelüd ve Füg la minör WoO 9
  • Prelüd ve Füg sol minör WoO 10
  • Koral Dinleti ve Füg „O Traurigkeit, o Herzeleid“ üzerine WoO 7
  • 11 Koral Dinleti op. posth. 122

Koro yapıtları

  • Missa Canonica op. posth. (1856-, Fragment) Daha sonra bir kısmı Motet op. 74.1′ de kullanıldı
  • Ave Maria op. 12 (1860)
  • Cenaze Türküsü op. 13 Koro ve Üflemeliler (1860) Org uyarlaması K.M.Komma tarafından
  • 2 Motet op. 29 (1857-1860): “Schaffe in mir Gott ein rein Herz” op. 29,2 (Psalm 51,12-14)
  • Dinsel Türkü op. 30
  • 12 Türkü ve Romans, Kadınlar korosu için op. 44
  • Ein deutsches Requiem op. 45 (1866/67 ve 68 (Satz 5))
  • Rinaldo op. 50 (1869)
  • Aşk Türküleri – Valsler op. 52 (1868) ve Yeni Aik Türküleri op. 65 (1874)
  • Rapsodi, Alto, Erkekler Korosu ve Orkestra için Goethe’nin “Harzreise im Winter”inden bir kısım üzerine op. 53 (1869)
  • Kader Türküsü op. 54 (1871)
  • Triumphlied op. 55 (1871)
  • 2 Motet op. 74 (1878): “Warum ist das Licht gegeben dem Mühseligen” op. 74,1 und “O Heiland, reiß die Himmel auf”
  • Nänie op. 82 (1881)
  • Gesang der Parzen op. 89 (1882)
  • Çingene Türküleri op. 103 ve 112, 4 Ses ve Piyano için
  • Fest- und Gedenksprüche a cappella op. 109 (1888)
  • 3 Motet op. 110 (1889)
  • Annähernd 330 Ses için Türküler
  • 4 Gerçek Türkü op.121 (1896)
  • Vineta op. 42 Nr. 2 (1860) Wilhelm Müller’in bir şiiri üzerine

•    KAYNAKLAR: M.Kalbeck, Johannes Brahms, 4 cilt, 1904-1914; G.Henschel, Personel Recollections of Johannes Brahms, 1907; K.Geiringer, Johannes Brahms: Leben und Schaffen e’ınes deutschen Meisters, 1935; P.Latham, Brahms, 1948; F.May, The Life of Johannes Brahms, 2 cilt, 1948; H.Gal, johannes Brahms: Werk und Persönlichkeit, 1961; E.Evans, Historical Descriptive and Analytical Account of the Entire Works of Johannes Brahms, 4 cilt, 1970.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski