Mustafa CANTEKİN, doktor ve siyaset adamı (Çorum 1878-Ankara 1955).
İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken siyasetle ilgilendiği için kalebent olarak üç yıllığına Şam’a sürgün edildi (1306). Böylece hürriyetçi düşünceleri için ağır bir bedel ödemiş oluyordu, ama bu onu yıldırmadı; aksine ilgilendiği konularda daha bilinçli hale gelmek için çalışma olanağı buldu.
Şam’da tam anlamıyle sefil bir hayat sürüyordu. Ticaret yapmak istemiş ve bu amaçla bir dükkân kiralamıştı, ama ne satacak malı, ne de mal alacak parası vardı. Eşyası eski bir tahta masadan ibaret dükkânını daha çok ev gibi kullanıyordu. Ayakkabı alamadığı için dükkânda nalınla dolaşıyordu.
Mustafa Efendi yoksuldu, perişandı, ama köhne masasının üzerinde tıbba, fe’sefeye, sosyalizme dair fransızca eserler eksik olmuyordu.
Sürgün tıp öğrencisinin Hamidiye Çarşısı’nda, izbe bir aralığın sonundaki dükkânına bir gün genç bir kurmay subay girdi. Bu, tıpkı tıp öğrencisi Mustafa Efendi gibi, siyasetle ilgisinden ötürü İstanbul’dan uzaklaştırılmak amacıyle Şam’a atanan Mustafa Kemal’den başkası değildi. Mustafa Kemal sürgün öğrenci hakkında dinledikleriyle yakından ilgilenmiş ve kendisiyle tanışmak istemişti. Mustafa Efendi de aynı şekilde Mustafa Kemal’i ilgiyle karşıladı. Dostlukları hemen o gün başladı. Mustafa Efendi’nin kitapları ilk bakışta Mustafa Kemal’in dikkatini çekmişti.
İki Mustafa’nın dostluğu hızla gelişti ve çok geçmeden kendilerine katılan, genç subaylardan, Kırşehir’li Lütfi Müfit (Özdeş) Efendi’yle birlikte gizli Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdular.
Tıp öğrencisi Mustafa Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemal’in yanında yer aldı. Birinci Büyük Millet Meclisi’ne Kırşehir milletvekili olarak girdi; 1950’ye kadar da sürekli olarak Meclis’te kaldı. Sürgünden döndükten sonra öğrenimini tamamlamıştı; milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastahanesi’nin başhekimliğini yaptı ve savaş yaralılarını kurtarmak için caba gösterdi.