Paul Joseph Barthez Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

BARTHEZ, Paul-Josephe (1734-1806)

Fransız hekim ve düşünür. Dirimselci öğretiye bağlıdır; yaşamın, ne olduğu kesinlikle bilinemeyen, dirimsel bir ilkeden kaynaklandığı görüşünü savunmuştur.

Montpellier’de doğdu, sonradan yerleştiği Paris’ te öldü. Ailesi konusunda yeterli bilgi yoktur. Babasının deney bilimleri ve yazın konularıyla ilgili çalışmalar yaptığı söylenir. Rousseau, bir yazısında, Barthez’in kardeşinin roman ve trajedi konularını içeren başarılı yapıtlarının olduğunu bildirirse de, bunu doğrulayan başka kaynak yoktur. Barthez doğduğu ilde tıp öğrenimi gördükten sonra Paris’e gitti, orada D’Alembert gibi çağının ünlü aydınlarıyla tanıştı, yakınlık kurdu. Bir süre değişik kurumlarda doktor olarak görev aldı. Journal des Savants ve Encyclopedie Methodique’de yazılar yazdı. 1780’de hukuk doktoru oldu. Bilimler Akademisi’ne üye seçildi. Hippokrates’in büstünün açılış törenindeki etkili konuşması üzerine kral danışmanlığına atandı.

Önce hekimlik konularıyla uğraşan Barthez, sonraları bütün çalışmalarını bilim felsefesi sorunları üzerinde yoğunlaştırdı. Felsefeye deney bilimlerinden, özellikle insan varlığının doğal yapısını ilgilendiren sorunlara çözüm aramakla girdi. Yaşamın, kökeni iyice bilinemeyen bir güçten, sürekli devinim içinde olan diri bir erkten kaynaklandığını ileri süren Dirimselcilik öğretisine bağlandı. Bir bakıma bu öğretinin kurucularından biri oldu. Dirimselci görüşün kaynağı makine-insan ayrımını içeren kuramdır. Bu kurama göre insanı bir makine olarak düşünmek yanlıştır. Makine, yönetimi başkasının elinde olan, dıştan bir itimle devindirilen yapma bir aygıttır; üremez, üretemez, yalnız verileni işler. Oysa insan doğal yapısı gereği ürer, üretir, devinme yeteneği başkasının denetimi altında değil, kendi varlığmdadır. Ayrıca makine birbirine eklenen değişik parçalardan oluşur, oysa insan bir bütündür; bütün üyeleri arasında doğadan kaynaklanan bir uyum vardır. İnsan diri bir varlık olması nedeniyle bir tek ilkeye bağlıdır, bu ilke de ona dirilik kazandıran güçtür. Bu gücün sağladığı sürece yaşam denir. Yaşam tinsel ya da fiziksel-kimyasal bir kökene indirgenemez, onun kendine özgü bir dirim ilkesi vardır; yaşamı oluşturan bu ilkedir.

Gerçekte, ne olduğu bütün ayrıntılarıyla bilinemeyen, bu nedenle değişik açıklamaların, yorumların konusu olan bu ilkeye Platon eidea, Aristotoles entelekheia, daha sonra Bergson ise elan vital adını verirler. Konuya başka bir açıdan bakan, Barthez ise “dirim gücü” olarak adlandırılan bu gücün bilinemeyeceğini ileri sürmüştür. Voltaire ve Hume’un görüşlerine katılarak, insan için diriliğin nedenlerini bütün ayrıntılarıyla bilmenin güçlüğünü, bir bakıma olanaksızlığını vurgulamıştır.

Barthez’e göre dirim ilkesini yalnız fizyolojik olayların nedenlerini araştırırken kullanma gereği vardır; “tin” sözcüğü birtakım metafizik tanımlamalara yol açtığından, bilimsel açıklamalarda ondan kaçınmalıdır. Dirim ilkesini açıklarken deney verilerinden yararlanmak gereklidir. Bu ilke, soyut bir kavram gibi yorumlanmasına karşın, bütün varlık türlerinden ayrı bir nitelikte olup, gövdenin devinimlerinde ve duyularla algılanma olanağı vardır. Dirim ilkesi, insana, yaşanan olaylar ve onlardan kaynaklanan devinimlerle verilir. Bu nedenle, insan bu ilkeyi, yaşamın doğal akışı içinde algılar. Gövdeye “canlılık” kazandıran, bu nedenle “canlıda” bulunan yaşatıcı güç yalnızca bu dirim ilkesidir. Ölüm bu ilkenin ya da devindirici gücün durması, çalışmamasıdır. Bu gücün, Orta Çağ’da “tin” denen nesneyle bir ilgisi yoktur.

Dirim ilkesi gövdenin somut bir bölümü gibi algılanabilir, bu nedenle onu bir kavram olarak düşünme gereği yoktur.

Barthez’in ortaya attığı bu dirim ilkesi değişik yorumlara yol açmış, birtakım deneyüstü düşüncelerden kaynaklanan karşı çıkışlara olanak sağlamıştır. Kimi eleştiriciler onu “tinselci”, kimileri de “özdekçi” diye nitelediler. Dirimselcilik, Barthez ve Cuvier’nin çalışmalarıyla bir öğreti niteliği kazanmış, sonradan Montpellier Okulu adını alan bilimsel kuruluşun elinde geliştirilmiş, Yeni-Dirimselcilik’in kurulmasına olanak sağlamıştır.

Barthez’in felsefeye katkısı, insanla ilgili felsefe sorunlarına gelenekçi bir yöntemle çözüm arayanların ve metafizik düşüncelerin etkisi altında insan varlığını sorunlaştırma alışkanlığından kurtulamayanların karşısına deney verilerinden kaynaklanan bir bakış açısı getirmesi olmuştur. İnsanın bir “diri varlık” olması nedeniyle, onunla ilgili sorunların çözülmesi de bu varlıkla bağlantılı oluş ortamında aranabilir. Bu ortamın yöntemi dirim ilkesinden kaynaklanır.

Barthez’in uyguladığı yöntem, sonraları, insanı bir tin varlığı değil de bir dirim varlığı olarak gören araştırıcılara ışık tutmuş, Laplace, Cabanis, Maine de Brand gibi bilginlerin çalışmalarına kolaylık sağlamıştır.

•    YAPITLAR: La Nouvelle doctrine des fonctjons du corps humaine, 1774, (“İnsan Gövdesinin İşlevi Üzerine Yeni Öğreti”); Nouveaux elements de la Science de l’homme, 1778, (“İnsan Bilimin Yeni Öğeleri”); La Nouvelle mecanique des mouvements de l’homme et des animaux, 1718, (“insan ve Hayvan Hareketlerinin Yeni Mekaniği”).

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski