BRUEGEL, Pieter [Yaşlı] (1525-1569)
Flaman, ressam. Jan van Eyck ve Rembrandt’la birlikte Flaman resminin gelişmesinde etkin rol oynamıştır.
Gençliği ve eğitimine ilişkin bilgiler azdır. Adına ilk kez “Peeter Brueghel Usta” olarak 1551 yılı Anvers loncası kayıtlarında rastlanır. Bruegel bir köy adıdır. Bu nedenle Bruegel’m Anvers’ın doğusunda, biri Hetrogenbosch (Bois-le-Duc), öteki de Limbo-urg yakınındaki Bruegel adında iki köyden birinde doğduğu sanılmaktadır.
1552-1553’te – İtalya’ya yaptığı bir geziden Alp Dağları’nın desenleriyle dönen Bruegel, Anvers’te Pieter Coecke van Aelst ve Hieronymus Cock’un gravür atölyesinde çalıştı. 1563’te Pieter Coecke’un kızı Maria Coecke van Aelst ile evlendi ve Brüksel’e yerleşti. 1569’da bu kentte öldü.
Hendrick Goltzius, Abraham Ortelius ve Chris-tophe Plantin gibi hümanistlerin arkadaşı olan Bruegel, Erasmus’u, Rabelais’yi, Homeros ve Hesiodos’u, Vergilius, Ovidius ve Plinius’u okumuş olmalıdır. Bruegel, Ispanyol egemenliğine başkaldıran Protestan isyancılar dönemine verilen ad olan Dilenciler Çağı’nda resim yapmıştır. Brabant ve Campine kentleri ve köylerine, çağ sonunun büyük ruhsal sorunlarına ve zamanının toplumsal hümanizmine resimsel bir anlatım kazandırmıştır. İtalyan sanatına hayranlık duyan van Aelst ve Cock’un yanında çalışmasına karşın ne günün eğilimi olan “çıplak” resmine ne de Roma mimarlığı görüntüleriyle düzenlenmiş tarihsel konulara ilgi göstermiştir. İtalya gezisinde ise İtalyan Genç Rönesans’ından değil, Alpler’in güzelliğinden, İtalya’ nin doğal manzaralarından etkilenmiştir.
Flollanda resminde Italyan biçimlerinin ortaya çıkışının devrim olarak görüldüğü bu dönemde Bruegel, resimlerinin kaynağını Cermen halkının ortak imgelerinde aramıştır. Üslubunda yabancı bir etkinin belirtileri olmadığı için çağdaşları onu büyük bir sanatçı olarak görmemişlerdir.
Cermen kökenli ressamların çoğu gibi Bruegel de öncelikle bir desenci ve resimleyicidir. Resme başlamadan önce çalıştığı atölyede Bosch taklidi kompozisyonların gravürlerini yapmıştır. Bu atölyede edindiği deneyim onun düzenlemelerine ve tekniğine damgasını vurmuştur. Daha önceki ressamlar arasında ona yakın olan tek ressam, Bruegel’in köyüne pek te uzak olmayan Hertogenbosch’lu (Bois-le-Duc) Hieronymus Bosch’tur.
Bruegel’in ilk ürünleri doğadan çalışılmış manzaralar ve Bosch tarzında yergili çizimlerdir. Yedi Günah ve Yedi Erdem adlı gravür dizileri buna örnektir. Biçiminden çok içeriği açısından halkın hoşuna giden desen ve gravürlerini 155.8’den önce yapmıştır. Bu dönemden kalan iki tablosu da vardır. Bunlar 1553 tarihli Havarilere Görünen ha ile bir köy berberinin dükkânında akıl hastalarının kafalarının ameliyat edilişini konu alan 1556 tarihli Taş Ameliyatı’ dır.
Bruegel 1558’den sonra kendim tümüyle yağlıboya resme vermiştir. Hollanda Atasözleri, Karnaval ile Büyük Perhiz Arasındaki Savaş ve Çocuk Oyunları adlı yapıtları insanı neşeyle alaya alan, yerel özellikler taşıyan resimlerdir. Biçim ve içerik açısından çok yüklü olan bu resimlerde Bruegel, gravürcülükten kalma alışkanlıklarım aşar. Figürlerin yüzlerinde ve davranışlarındaki törensel ciddiliği ortadan kaldırır. Yan tutmadan, önyargısız bir dürüstlükle, alayla değil, ama nükteyle insanları gözlemleyen ve onları biçimlerini bozmadan aktaran bir ressam olmuştur. Get-çeğe sevecen hatta yergici bir yorumla yaklaştığı ölçüde Bosch’un etkisinden kurtulmuştur.
1562’den sonra yaptığı resimlerinde çağdaş çağrışımlar açısından zengin, alegorik konular işlemiştir. 15. yy resminde insan figürü ilgi merkezi haline gelince manzaranın önemi azalmıştı. Geri kalan her şey tamamlayıcı amaçlarla, boş arka planın doldurulması için kullanılıyordu. 16. yy’da bu ilişkiyi tersine çeviren Bruegel, bir panteist gibi davranmış, insanı merkez alan dünya görüşü ve buna bağlı bakış açısıyla eğlenircesine, insanın bir böcek küçüklüğüne indirgendiği geniş ve derin manzaralar yapmıştır. Panoramik kompozisyonlarında kalabalıklar hareketsiz bir nokta çevresinde dairesel ritmlerle dolanırlar. Çeşitli pozlarda birbirine zincirlenen figürleri genellikle geniş ve ağırdır, ama hareket onları canlandırır. Biçimlerinin keskin dış çizgileri vardır, anlatımı güçlendirmek için çizgisel vurgulamalar yapar. Figürlerinde akademik tutumun yarattığı dimdik bir vücudun gururlu güzelliğine rastlanmaz. Bruegel’de esas olan bütünsel bir bakış araştırmasıdır. Parçaların bütünle ilişkisini kurarken ayrıntıları gözardı eder. Yüzeylerin doku farklılıkları onu ilgilendirmez.
Bruegel’in resimlerinde eski Hollanda dinsel tablolarına özgü ruh halinden hiçbir şey kalmamıştır. Tek tek ayrıntıların gözlemlenmesi sonucu birbirlerinden kopuk, doğayla ilişkisi olmayan bir bütünde birleştirilmiş figürler ve gruplar yoktur. Bruegel kendini yinelemez, hareketi yakalama yeteneği büyüktür.
1565’ten sonra Brüksel’de Niclaes Jonghelinck için Aylar adlı diziyi yapmıştır. Bunlarda köy yaşamı, mevsimlerin ritmleriyle yönlendirilen insan yazgısını konu alan güçlü doğa görünümleri yaratmıştır. Manzara Bruegel için yalnızca seyredilen bir şey değildir, doğa insanla olan ilişkilerinde bazen katı ve hoşgörüsüz, bazen bereketli ve eliaçık, ama her zaman egemendir. Karda Avcılar, Karanlık Gün, Sürünün Dönüşü, Harman ve Hasat bu dönemin ürünleridir. Ispanyol baskısı ve ikon düşmanlığı döneminde Denizde Fırtına, Buz Üstünde Kayanlar, Kralların Bağlılık-Sunuşu, Betlehem’de Nüfus Sayımı, Masumların Katli adlı resimlerini yapmıştır. Bu dönemin Bruegel üzerindeki etkileri, din ve ayrılık savaşlarının yarattığı acı olaylara resimlerinde yaptığı göndermelerden anlaşılır. Düğün Şöleni ve Köylü Dansı adlı gerçekfi ve bürlesk yorumlarında bir kaçış aradığı izlenimi uyanır. Birden fazla bakış açısı kullanması onu 1568’de yaptığı, küçük boyutlarına karşın anıtsal etkili Kuş YumurtasıHırsızı, Darağacındakı Saksağan ve Dilenciler adlı resimlerinde adeta hayalci bir Dışavurumculuk’a ulaştırmıştır. Gene aynı yıldaki Körlerin Meseli adlı resminde mutsuz bir acılık vardır. Resmin büyüklüğü, figürlerin alışılmamış boyutları, körlerin düşüşünün dramatik yoğunluğu, yüzlerindeki değişik korku anlatımları, doğa görünümünün bu zavallı insanlarla yaptığı çelişkiyle vurgulanmıştır. Konusu bir Flaman atasözünden kaynaklanan Körler, insanlığın içinde bulunduğu durumun dehşet simgesi durumuna gelmiştir.
Bruegel’in Hollandalı Maniyeristler’le ortak hiçbir yanı yoktur. Yeterince titiz olmayan boya tekniği ile de yurttaşlarından ayrılır, ideal güzellik karşısında ilgisizdir. Yalın insanları resmetmeyi yeğler. Resimlerindeki bütünlüğü hacim, hareket ve renk ile yaratır, çoğunlukla toprak renklen kullanır. Psikolojik olandan çok fiziksel olana, kişiden çok tiplere ilgi gösterir. Kişisel karakterleri derinlemesine incelemekle ilgilenmez.
Bruegel’den günümüze ona ait oldukları kesin bilinen elli kadar tablo kalmıştır. Yapıtlarının büyük bir bölümü, özellikle suluboyaları kaybolmuştur. Avusturya imparatorlarının Bruegel’in resimlerine duydukları ilgi, onların günümüze ulaşmasını sağlamıştır.
• YAPITLAR (başlıca): Havarilere Görünen İsa, 1353; Taş Ameliyatı, 1556; Hollanda Atasözleri, 1559; Karnaval ile Büyük Perhiz Arasındaki Savaş, 1559, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Ölümün Zaferi, vkş. 1560, Prado, Madrid; Çocuk Oyunları, 1560, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; İkarus’un Düşüşü, 1562-1565, Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi, Brüksel; Babil Kulesi, 1563, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Kralların Bağlılık Sunuşu, 1564, Ulusal Galeri, Londra; Çarmıha Gidiş, 1564, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Hasat, 1565, Metropoliten Sanat Müzesi, New York; Karda Avcılar, 1565, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Karanlık Gün, 1565, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Sürgünün Dönüşü, 1565, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Köylü Dansı, 1566, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Masumların Katli, 1566, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Tembeller Ülkesi, 1567, Eski Pinakotek, Münih; Kuş Yumurtası Hırsızı, 1568, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Darağacında Saksağan, 1568, Eyalet Müzesi, Darmstadt; Dilenciler, 1568, Louvre, Paris; Körlerin Meseli, 1568, Capodimonte Müzesi,Napoli; Harman, Ulusal Galeri, Prag; Denizde Fırtına, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana; Buz Üstünde Kayanlar, Delportre Koleksiyon Brüksel; Betlehem’de Nüfus Sayımı, Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi, Brüksel; Düğün Şöleni.
• KAYNAKLAR: R. van Bastelar (G.H. de Loo ile), Pieter Bruegel l’ancien, 1907; F. Clerici, Allegorie dei Sensi di Jan Brueghel, 1946; M.J. Friendlander, Pieter Bruegel, 1921; R. Genaille, Brueghel l’ancien, 1953; G. Glück, Peter Brueghel the Elder, 1936; F. Grossman, The Paintings of Bruegel, 1966; G. Jedlicka, Pieter Bruegel, 1938; C. de Tolnay, Pierre Bruegel l’ancien, 1935.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi