Şadi ÇALIK Heykelci (Girit, Kandiye 1917- 24 Aralık 1979, Girit).
Ailesinde ve çevresinde plastik sanatlarla ilgili kimse olmadığı halde, Şadi Çalık’ın daha ilkokul çağında resme yatkınlığı vardı. İzmir Kızılçullu Amerikan Koleji’nde iki yıl okuduktan sonra gittiği İzmir Erkek Lisesi’nde, Abidin Elderoğlu’nun etkisiyle plastik sanatlara kesinlikle yöneldi. O zamanlar İzmir’de müze ve röprodüksiyon olmadığı için, Elderoğlu’nun Avrupa’dan getirdiği kitaplardaki resimleri inceleyerek biçim sorunlarının çağlar boyunca gelişmesini izliyorlardı. Liseden sonra Şadi Çalık Güzel Sanatlar Akade-raisi’nin Heykel bölümüne yazıldı (1937), Hitler Almanyası’ndan kaçan Rudolf Belling’in atelyesinde, akademi kurallarının dar çerçevesi içinde de olsa doğayı incelemeyi, bir biçim olarak görmeyi ve sistemli teknik bilgileri öğrendi.1 Bu arada, çağdaş sanat akımlarına duyduğu ilginin etkisiyle bir yıl kadar Paris’te kaldı (1950), yeni biçimlere, yeni anlatımlara yönelmenin sanatın özü, tek varlık nedeni olduğunu orada kavradı. Sanat anlayışını Mevlânâ’nın -Dünle birlikte gitti cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım» mısralarında özetleyen Şadi Çalık’ın sanat anlayışındaki bu yenileşme, Resim ve Heykel Müzesi’ndeki Çıplak kadın veya Asaf Halet Çelebi gibi geleneksel çalışmaları ile meselâ İstanbul Ticaret Sarayı’nın cephesindeki soyut süslemeci parçaları veya Galatasaray Meydanı’ndaki 50. yıl anıtıyle karşılaştırılınca bütün açıklığıyle görülür. Şadi Çalık, gerek kabartmalarında, gerek demir çubuklarla yaptığı düzenlemelerde, süslemeci bir anlayışın dar sınırları içinde kalmamış, çalışmalarını plastik değerlerin bütünlüğüne kavuşturmayı bilmiştir.
Çeşitli yarışmalarda birincilik alan Şadi Çalık’ın, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki Atatürk anıtı dışında, Giresun Adliyesi cephesinde bir adalet sembolü, Eskişehir Atatürk anıtı, Niğde, Burdur, Bitlis ve Sakarya’da Atatürk heykelleri, Yapı ve Kredi Bankası, Kızılay Merkez binası ve Lizbon Türkiye Büyükelçiliği binasında kabartmaları vardır.
Kimi akademik sayılabilecek olan bu çalışmaların dışında Şadi Çalık’ın en özgün denemelerinden biri 1957 yılında, Amerikan Haberler Bürosu’nda sergilediği yapıttır. 5 mm çapında ve 2 m boyundaki dikey bir demir çubuktan oluşan bu çalışma, yedi yıl sonra, yani 1964 yıllarında Amerika ve İngiltere’de ortaya çıkan ve Yves Klein’in monokrom tablolarıyle resimde giriştiği arılığın heykel alanındaki bir karşılığı olan Minimal sanat’ın öncüsü sayılabilir.