Abbasiler Döneminde Diğer İlimler
Fetihler sebebiyle çok geniş bir sahaya yayılan müslümanlar Helenistik, İran ve kısmen de Hint kültürüyle temasları sonucu, bunlara karşı büyük bir ilgi duymuşlar ve antik dünyanın İlmî ve felsefî eserlerini Arapça’ya çevirme ihtiyacını hissetmişlerdir. Ancak bu alandaki çalışmalar Halife Me’mûn devrinde beytülhikmeler kuruluncaya kadar fazla verimli olmamış, şahsî bazı teşebbüsler seviyesinde kalmaktan öteye geçmemiştir. Müslümanlardan tercüme faaliyetine katılan ilk şahıs, Emevî ailesinden Hâlid b. Yezîd b. Muâviye’dir. Emevîler devrinde sadece tıp. kimya, astronomi sahasına inhisar eden bu faaliyetler Halife Mansûr döneminde genişleyerek cebir, geometri, mantık ve metafizik alanını da içine almıştır. Pehlevice’den (eski Farsça) Arapça’ya tercüme yapanlar arasında en önemli yeri, hiç şüphesiz Abdullah b. Mukaffa’ alır. Bu dilden Arapça’ya çevirerek yeni bir şekil verdiği Kelile ve Dimne Arap nesrinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. İbnü’l-Mukaffa ayrıca Mani, İbn Deysân ve Markios’un kitaplarıyla Hudâynâme, Âyînnâme, Kitâb-ı Mezdek, Kitâbut-Tâc, el’Edebü’I-kebîr vb. çok sayıda kitabı da Arapça’ya çevirmiştir. Hatife Mansûr ve Bermekîler devrinden itibaren Cündişâpûr Akademisi’ndeki Süryânîler, Hintliler, Harranlılar ve Nabatâler de tercüme faaliyetlerine katıldılar. Tabip Circis b. Cibril ve Bağdat Patriği Sergios Yunanca birçok eseri Arapça’ya tercüme ettiler. Batlamyus’un el-Macestis ve Öklid’in Usûlü’î-hendese’si de bu dönemde Arapça’ya çevrildi. Kehkehü’l-Hindî, Sanchelü’l-Hindî ve Salih b. Behletü’l-Hindî gibi şahısların Hindistan’dan getirdikleri eserler, İranlı bilginlerin yardımıyla Arapça’ya kazandırılmış olup bunlar arasında Sind-Hind adıyla meşhur astronomi ve hesap kitabı da vardır. Bu sayede Hint rakamları İslâm dünyasına girmiştir. Tercüme faaliyetlerinin devam ettiği Hârûnürreşîd devrinde özellikle tıp alanında başarılı çalışmalar yapılmıştır. Yuhanna b. Mâseveyh, Haccâc b. Yûsuf b. Matar, Yahya b. Bıtrîk, Sehl b. Hârûn bu devrin önemli mütercimlerindendir. Fakat bu alandaki en önemli gelişmeler, Ortaçağ’ın en büyük ilimler akademisi hüviyetine sahip Beytülhik-me’yi kuran Halife Me’mûn devrinde olmuştur. Bu dönemde antik Yunan, Hint, İran ve Nabatî kültürlerine ait ilmî ve felsefî eserler tercüme yoluyla İslâm dünyasına kazandırılmıştır. Mütercimler ise tercüme ettikleri eserlerin ağırlığınca altınla ödüllendirilmiştir. Bu çalışmalar sonunda ünlü tabip Hipokrat ve Galen’in, filozof Eflatun ve Aristo’nun ve daha birçok bilginin eserleri tercüme edilmiş, bu sayede büyük müslüman bilginler yetişmiştir. Meselâ Me’mûn devrinde Şâkiroğullan adıyla meşhur Muhammed, Ahmed ve Hasan adlı üç bilgin, dünyanın enlem ve boylam derecelerini ölçmüşler ve her derece arasında kaç dakika olduğunu doğru olarak tesbit etmişlerdir. Yine Me’mün devrinde çok değerli kozmoğrafik haritalar hazırlanmıştır. Mu’tasım ve Mütevekkil zamanında da devam eden bu çalışmalar sonunda cebir, geometri, astronomi, fizik, mekanik, tıp. kimya, zooloji, botanik, mûsiki ve diğer sahalarda değerli birçok eser Arapça’ya çevrilmiştir. Huneyn b. İshak, Ya’küb b. İshak el-Kindî, Sabit b. Kurre el-Harrânî, Ömer b. Ferruhan et-Taberi bu tercüme faaliyetlerinin başlıca üstatları olarak kabul edilmektedir.
Yaklaşık 750-850 yılları arasında bir asır devam eden tercüme faaliyetleri sonunda, müsbet ilimler sahasında İslâm dünyasında büyük âlimler yetişti. Bu bilginlerin yetişmesinde kütüphaneler de önemli rol oynamıştır. Cami kütüphaneleri yanında, muhtelif ilim dallarına ait eserleri ihtiva eden kütüphaneler de mevcuttu. İlk kütüphane Bağdat’ta kurulmuş, bunu Basra ve diğer şehirlerde kurulan kütüphaneler takip etmiştir. Bunlar arasında, Beytülhikme’nin çok zengin kütüphanesi dışında, şair ve âlim İbn Hamdûn’un Musul’da kurduğu Dârülilim Kütüphanesi, Basra’da İbn Savvâr ve Harîrî tarafından yaptırılan iki kütüphane, İbn Savvâr’ın Râmhürmüz’de tesis ettiği kütüphane, 1059 yılında 100 bin cilt kitap ihtiva ettiği söylenen Kerh Kütüphanesi ve Halife Müstansır’ın yaptırdığı Müstansıriyye Medresesi Kütüphanesi sayılabilir. Moğol istilâsından önce ilim adamlarına ve halka hizmet veren 36 kütüphane vardı. Halifelerin desteğiyle kurulan saray kütüphaneleri (hizânetülhikme) zengin kitap koleksiyonlarına sahip olmuştu. III. (IX.) yüzyılda Bağdat’ta 100 kitapçı dükkânı bulunduğu kaynaklarda zikredilmektedir.
Müslümanlar sadece antik dünyanın eserlerini tercüme etmekle kalmamış, ayrıca hem dinî hem de pozitif ilimler sahasında değerli eserler yazmışlardır. Bu eserler Suriye, İspanya ve Sicilya yoluyla Avrupa’ya geçerek Ortaçağ Avrupa dünyasını etkilemiştir.
- Abbasilerde İlim ve Kültür Hayatı
- Abbasilerde Dil ve Edebiyat
- Abbasilerde İslami İlimler (Tefsir ve Kıraat)
- Abbasilerde İslami İlimler (Hadis)
- Abbasilerde İslami İlimler (Fıkıh)
- Abbasilerde İslami İlimler (Kelam)
- Abbasilerde İslami İlimler (Tasavvuf)
- Abbasilerde (Cebir, Geometri, Mantık vb.) İlimler ve Tercüme Faaliyetleri
- Abbasilerde Mantık ve Felsefe
- Abbasilerde Tıp İlmi
- Abbasilerde Astronomi
- Abbasilerde Matematik İlmi
- Abbasilerde Kimya İlmi
- Abbasilerde Tarih İlmi
- Abbasilerde Coğrafya İlmi
- Abbasilerde Sanat
- Abbasilerde Sanat (Mimari, Sivil, Cami Mimarisi)
- Abbasilerde Sanat (Minyatür, Hat ve Tezhip)
- Abbasilerde Sanat (El Sanatları)
- Abbasilerde Sanat (Çini ve Seramik)
TDV İslam Ansiklopedisi