Abdul­lah bin Vehb er-Rasibi Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

ABDULLAH b. VEHB er-RASİBİ (ö. 38/658) Muhakkime Hâricîleri’nin,  ileri gelenlerinden biri.               ,

Kaynaklarda adına ilk defa. Hz. Ali’­nin safından ayrılarak Harûrâ’da topla­nan Hâricîler’den bahsedildiği zaman rastlanmaktadır. Orada toplanan 4000 kadar Haricî, anlayışlı, İleri görüşlü, kah­raman, hatip ve aynı zamanda çok sec­de etmekten dizleri deve dizi gibi nasır tutup çatladığı için kendisine Zü’s-sefinât (“nasırlı”) denen Abdullah’­ın evinde bir araya gelerek durum mu­hakemesi yapmışlardır. Abdullah, ina­nan kimselere yaraşan davranışın “İyili­ği emredip kötülüğü yasaklamak” (emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker) esasını bu dünyaya yaymak olduğunu belirterek, “Halkı zalim olan bu yerden uzaklaşıp dağlara çıkmayı veya bid’atları redde­derek Medâin’e gitmeyi” teklif etmiştir. Bu işler için bir emîr seçmenin zarureti üzerinde anlaşan Haricîler, 19 Şevval 37 [30 Mart 658] tarihinde Râsibi’yi emîr seçmiş ve kendisinebiat etmiş, sonra da Nehrevan’a gitmişlerdir. Hz. Ali, ha­kemlerin meşhur kararı üzerine Nehrevan’da toplanmış olan Hâricîler’e. ken­disine katılmaları için bir mektup yaz­mıştır. Sünnî kaynaklara göre Hâricîler’in bu mektuba verdikleri cevap, Ali’nin tövbe etmesi halinde durumu yeniden müzakere edebilecekleri mahi­yetindedir. Haricî kaynaklarında ise du­rum hayli farklıdır. Râsibî ve yanındaki-lerin zihniyetini aksettirmesi bakımın­dan önemli olan bu mektubun metni özetle şöyledir: “Bismillah… İmâmü’l-müslimîn Abdullah b. Vehb er-Râsibî ve yanındakilerden, kendi kendini azletme durumuna düşen Ali b. Ebû Tâlib’e… Mektubunda zikrettiğin ‘iki hakemin Kitâbullah’ı terkettikleri ve Allah’ın in­dirdiğinin aksine hüküm verdikleri’ tar­zındaki mesele bize ulaşmış bulunmak­tadır. Allah’a şükürler olsun ki ta başın­dan beri bu işi yapmanın doğru olma­dığını biliyorduk. Senin günahın, “Tahkîm”e rıza gösterdiğin için hakemlerin günahından büyüktür. Hak olana dön­memizi ve daha önce olduğu gibi bizim­le anlaşmayı teklif etmişsin. Bu durum­da biz, senin tövbe ettiğini ve pişmanlık duyduğunu kabul ediyoruz. Sen hakika­ten samimi ve dürüst isen Allah’a, Resulüne ve müslümanların imamı Abdul­lah b. Vehb er-Râsibi’ye itaat hususun­da müslümanlara iltihak et! Biz seni azlettikten sonra onu imam olarak ta­yin ettik; çünkü bizim böyle davranma­mıza sen sebep oldun.”

Bu her bakımdan sert, kesin kararlı ve bir o kadar da tarihî vakalara ters düşen mektup üzerine, Hz. Ali, Râsibi’nin başkanlığındaki Haricîlerin gü­nahsız müslümanları zulüm ve işkence ile  öldürmeye  başladıklarını  görünce bunu haklı bir sebep kabul ederek Nehrevan üzerine yürüdü ve Râsibî. Nehrevan’da meydana gelen şiddetli savaşta öldürüldü. [9 Safer 38/17 Temmuz 658]

Bibliyografya
 
1- Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf, Süleymaniye Ktp., Reîsülküttab, nr. 597-598, vr. 196a-197a.
2- Dîneverî. el-Ahbârü’t-tiüât (nşr. Abdülmun’im Amir), Kahire 1960.
3- Müberred, el-Kâmil (nşr. Zekî Mübarek-Ahmed Muham-med Şâkir), Kahire 1355-56/1936-37.
4- Taberi, Târih (nşr M. I. de Coeje), Leiden 1879-1901.
5- Mes’ûdî, Mürûcuz-zeheb (nşr M Muhyiddin Abdülhamîd). Beyrut 1384-85/1964-65.
6- İbnül-Cevzî. el-Muntazam, Köprülü Ktp., nr. 1172-1175, II, vr. 18ab.
7- İbnü’1-Esîr. ei-Kâmit (nşr. C. I Tornberg), Leiden 1851-76-Beyrut 1399/ 1979.
8- Semmâhî. Kitâbü’s-Siyer, DTCF Ktp., İsmail Sâib, nr. 1/1568, vr. 26a-28a.
9- Kalhâtî, et-Keşf vel-beyân, British Museum, Oriental, nr. 2606, vr. 99b, 100b, vd. 106, vd.
10- J. VVellhausen, et-Havâric ve’ş-Şî’a (trc. Abdurrahman Bedevi), Kahire 1958.
11- E. Ruhi Fığlalı, İbâdiyyenin Doğuşu ve Görüşleri, Ankara 1983.
12- M. Th. Houtsma, “Abdullah”, İA, I, 44.
13- H, A. R. Gibb, “Abd Allah b. Wahb”, El2 (Ing). I, 54.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski