ÂLEM
Alâmet ve nişan koymak anlamındaki a-l-m kökünden türemiş olan âlem, yaratıcının varlığına delalet eden, onun bilinmesini sağlayan şeye denir. Âlem terimi maddî ve manevî bütün varlıkları kapsar, tabiat âlemi, akıl âlemi, İslâm âlemi gibi. Kur’ân-ı Kerim’de âlem kavramının çoğulu olan âlemîn kelimesi birçok yerde kâinat ve insan topluluklarını ifâde etmek için kullanılmıştır. Rabbu’l-âlemîn tabiri ise, Allah’ın canlı ve cansız tüm varlıkların sahibi olduğunu ifade eder.
Ehl-i Sünnet kelâmcılarına göre âlem cevher ve arazlardan oluşmuştur. Cevher; kendi başına boşlukta yer tutan ve arazları taşıyan şey demektir. Araz ise varlığı ancak kendisini taşııan başka bir varlıkla bilinebilen, kendi başına boşlukta yer tutamayan, renk, koku, oluşum gibi durum ve özellikleri belirtir. Sürekli deşişime uğrayan arazların ezelî olması düşünülmediği gibi arazları taşıyan cevher ve arazlardan oluşmuş âlem de ezelî değildir; sonradan yaratılmıştır. Âlemi yoktan var eden de Allah’tır. (F.K.)