Hüccet Nedir, Ne Demek, Sözlük, Kelime Anlamı, Diyanet

HÜCCET

Sözlükte “delil, burhan, senet” anlamına gelen hüccet, ıstılahta, bir hükmün doğruluğunu kanıtlamak ve muarıza karşı galip gelmek amacıyla ileri sürülen delil; mahkemede düzenlenen hukukî belge demektir.

Hüccet kelimesi türevleriyle birlikte Kur’ân-ı Kerim’de, tartışma, muhaseme, çekişme (Bakara, 2/139, 258; Âl-i İmrân, 3/20, 61, 65, 66; En’âm, 6/80); delil ve delil getirmek anlamlarında kullanılmıştır. Herhangi bir sıfat bulunmaksızın yalın halinde geçtişi âyetlerde, doğru ve kesin delil için kullanıldığı gibi batıl ve zannî delil için de kullanılmıştır (Bakara, 2/76, 150; Âl-i İmrân, 3/73; Nisâ, 4/165; En’âm, 6/83). Hedefe ulaşan, sonuca götüren kesin delilin Allâh’a mahsus olduşunu belirten âyette (En’âm, 6/149), kesinliği belirtmek için bâliğa sıfatı ile birlikte geçmiştir.

Hüccet kavramı özellikle kelâm literatüründe, delil ile aynı anlamda kullanılmış, hak olsun, batıl olsun herhangi bir görüşü kanıtlamak için getirilen delile denilmiştir. Hatta, tartışmalarda kullanılan şiir, safsata dahi hüccet olarak adlandırılmıştır.

İslâm hukukunda, özellikle Osmanlı hukuk sisteminde ise, şahitlik, yemin, yeminden nükul (imtina) gibi bir davayı ispata yarayan delil ve bir hüküm ihtiva etmeyen mahkeme tarafından düzenlenen bir nevi tutanak manalarına gelmektedir. Mahkemede hâkimin huzurunda, taraflardan birinin ikrarını, diğerinin de tasdikini içeren ve bir hüküm içermeyen belgelerdir. Belgelerin üst tarafı hâkim tarafından imzalanarak mühürlenir.

Hadis terimi olarak hüccet, hafızdan daha üst mertebede, üçyüzbin hadisi senet ve metinleriyle ezberlemiş, bu hadislerin her türlü değerlendirmesini bilen kimseye denir. Ayrıca güvenilir olarak kabul edilip rivâyet ettikleri hadisleri delil sayılan raviye de hüccet denir. Hüccet olan bir râvînin rivâyet etmiş olduşu hadisler ve râviler hakkındaki değerlendirmeleri, dinî ve ilmî yönden güvenilir olması sebebiyle, başka bir desteğe ihtiyaç duyulmaksızın delil olarak kabul edilir. (İ.P.)

Daha yeni Daha eski