5- Ekonomik Durum:
Afrika, tabiat şartlan bakımından insanın yerleşmesine ve faaliyetlerini geliştirmesine pek İmkân vermeyen bir kıta olmasına rağmen çeşitli kaynaklara sahiptir ve bunlardan özellikle kakao, altın ve elmas dünya ölçüsünde ekonomik değer taşımaktadır. Su kaynakları bakımından dünyanın en zengin kıtası olarak kabul edilebilen Afrika’nın hidroelektrik potansiyeli, Avrupa’nın kinden üç. Kuzey Amerika’nın kinden dört kat fazladır. Bu su gücünün yarıdan çoğu ekvatoral kuşakta Kongo havzasındadır. Fakat Afrika’nın tahmin edifen bu yüksek hidro elektrik potansiyelinin ancak küçük bir kısmından faydalanılmaktadır. Öte yandan ekvatoral kuşakta suyun fazlalığı. Büyük Sahra, Kalahari ve Somali gibi kurak sahalarda İse yokluğu büyük problemler doğurmaktadır. Bunlardan biri olan yağışlı sahalarda suyun, kurak bölgelerde rüzgârın meydana getirdiği erozyon olayı, 1930’lu yıllardan itibaren önemli görülmüş ve ormanların korunması, tarla açmak için ağaç kesilmesinin önlenmesi, toprağı bir arada tutan derin köklü ağaçların yok edilmemesi, çiftçilerin eşyükselti eğrilerine uygun şekilde toprağı işleme konusunda eğitilmeleri gibi tedbirlerin alınmasına başlanmıştır.
Afrika’nın dünya ticaretinde önemli bir yer tutan tarım ürünleri çoğunlukla tropikal kuşakta yetişir. Kakao, hurma (yağı sabun, koçanı margarin yapımında), pamuk, sisal keneviri, çay. kahve, yer fıstığı ve diğer yağlı tohumlar bunlar arasındadır. Bu kuşakta hayvancılık ve et konserveciliği de gelişmiştir. Tropikal kuşak dışında bazıları son derece önemli olan nisbeten küçük sahalar tarım ürünlerine tahsis edilebilmiştir. Güney ve Kuzey Afrika’nın, özellikle Cezayir’in ve bir dereceye kadar da Fas ile Tunus’un iyi sulanan ve havası daha serin olan tarıma elverişli kısımlarında Avrupaî usuller geniş ölçüde uygulanabilmektedir. Hayvancılık, özellikle koyun ve daha az kurak sahalarda sığır yetiştirilmesi, mümkün olan yerlerdeki mısır tarımıyla birlikte. Güney Afrika ekonomisinin temelini oluşturur. Bununla beraber Transvaal’de mandıracılık, Natal’de şeker üretimi. Güneybatı Kap’ta narenciye ve üzüm yetiştirilmesi gibi mahallî özellik gösteren ekonomik faaliyetler de bulunmaktadır. Zambiya ve Zimbabve (eski Kuzey ve Güney Rodezya), tamamıyla tropikal kuşakta bulunmalarına rağmen, tahıl yetiştirme ve hayvan otlatma alanları bakımından Güney Afrika’ya çok benzerler; buralarda tütün önemli bir gelir kaynağıdır. Kuzey Afrika’nın başlıca ürünleri buğday, arpa, zeytin ve üzümdür. Büyük Sahra boyunca dağınık halde bulunan birçok vahada yoğun tarım yapılır. Mısır’da ise Nil vadisinde sulama ile çeşitli ürünler ve bu arada bilhassa pamuk yetiştirilerek yoğun bir nüfusun geçimi sağlanır.
Afrika kıtasının ancak 1 /8’i ormanlarla kaplıdır. Bugün tropikal yağmur ormanlarıyla ekvatoral kuşağın yüksek bölgelerindeki ormanlar dahil pek çok ormanlık alan tarla açma sebebiyle yer yer tahrip edilmiş ve sahaları daraltılmış durumdadır. Savan tipinde, seyrek ağaç ve çayırlardan oluşan bitki toplulukları geniş sahalarda görülür. Ilıman kuşak ormanlarına sadece Doğu ve Güney Afrika’nın yüksek yerlerinde rastlanır. Kuzey Afrika’da İse Akdeniz iklimine has orman alanları sınırlıdır. Halen ormanlar toprak ve suyun korunması, mahallî yakıt ve kereste ihtiyaçlarının sağlanması gibi tedbirlerle ilgili devletlerin sıkı kontrolleri altında bulunmaktadır. Gabon gibi bazı bölgeler bir yana bırakılırsa, eskiden ormanlardan pek faydalanılmamasına karşılık, bugün orman ürünleri önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. II. Dünya Savaşı’nın talebi artırması üzerine Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Kongo Cumhuriyeti’nde kereste endüstrisi gelişmiş, ayrıca biçilmiş kereste ihracatına ek olarak entegre sanayi tesisleri de kurulmuş ve böylece Batı Afrika, başarılı bir kâğıt hamuru üreticisi haline gelmiştir. Bu arada tropikal Afrika topraklan dışındaki ormanların mantar meşesi ve sert keresteli ağaç gibi bazı ürünleri de ticarî Önem kazanmış durumdadır.
Afrika kıyılan önündeki kıta sahanlığının darlığı sebebiyle balıkçılık fazla gelişmemiştir. Deniz derinliğinin sahillere yakın mesafelerde birden 200-1000 metreye kadar inmesi. Kuzeybatı Avrupa ve Doğu Asya balıkçılığı ile mukayese edilebilecek geniş çapta bir faaliyete imkân vermemektedir. Bununla beraber gerek kıyılarda gerekse büyük göl ve nehirlerde bir miktar balık tutulmaktadır. Bağımsızlığını yeni kazanmış bazı Afrika ülkeleri ticarî balıkçılığa yönelmeyi planlamaktadırlar. Bunlardan Gana, Volta nehri üzerinde yeni inşa edilmiş olan büyük Akosomba baraj gölünde balıkçılığa başlamış durumdadır. Güney Afrika Cumhuriyeti İse güney yan küresinin başlıca balık üreticilerinden biridir (yılda 650 bin ton).
Sanayi, II. Dünya Savaşı’ndan önce, yalnız Kuzey ve Güney Afrika’da madencilikle birlikte gelişmiştir. Maden zenginlikleri kıtanın jeolojik yapısı ile yakından ilgilidir. Prekambriyen devri metamorfik kayalan arasında bakır, krom ve altın gibi kıymetli madenler. Güney Afrika’da birinci zamanın Karbon devri arazisinde de zengin kömür yatakları mevcuttur. Dünyada üretilen altının yarıdan fazlası, elmasın % 98, kobaltın % 70’i, kromun % 40’ı ve vanadiumun %20’si Afrika’dan çıkarılmaktadır. Uranyum, radyum, fosfat, potas, tuz, boksit, demir ve petrol gibi daha birçok yer altı kaynaklanna sahip olan Afrika’nın II. Dünya Savaşı sırasında, uzun süre Avrupa ile ilişkilerinin kesilmesi üzerine bu zengin ham maddelere deniz aşırı ülkelerden istek gelmiş ve bu durum da endüstrinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Daha sonraki yıllarda bağımsızlığını kazanan Afrika ülkeleri endüstriye önem vermeye başlamışlardır.
- Afrika
- Coğrafya
- İklim ve Bitki Örtüsü
- Nüfus
- Dil ve Kültür
- Ekonomik Durum
- Afrika Tarihi
- Afrika’da Din
- Afrika’da Başlıca İslami Cihad ve Direniş Hareketleri
TDV İslâm Ansiklopedisi