Ahmed Hasib Efendi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

AHMED HASÎB EFENDİ (ö. 1166/1752-53) Silkü1-leâli Âli Osman adlı manzum Osmanlı tarihi ile tanınan âlim ve müderris.

Mü’minzâde adıyla da tanınan Ahmed Hasîb Efendi Bursa’da doğdu. Medrese tahsilinden sonra 1120’de (1708-1709) zamanın meşhur müderrislerinden Sü­leyman Efendiye muîd oldu. 1129’da (1716-17) Şeyhülislâm Ebü İshak İsma­il Efendi tarafından imtihan edilerek Esediyye Medresesi’nde vazifeye başla­dı daha sonraları çeşitli medreseler­de müderris olarak hizmet etti. Nisan 1735’te Bosna’ya tayin edildi. Tokat. Kayseri ve Manisa’da kadılık yaptı. Manisa’da  kadı  iken azledildi.  İstanbul’a geldikten bir süre sonra vefat etti.

Eserleri,

l) Silkü’l-leâli Âli Osman. “Tevârîh-i Âl-i Osman” türünde man­zum olarak kaleme alınan hacimli bir eserdir; aruzun “Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün” kalıbıyla yazılmıştır. Yaygın olarak Silkü’l-leâli Âli Osman şeklinde tanınan eserde Fâtih devri şa­irlerinden, tabiplerinden, şeyhlerinden, vüzerâ ve ümerâsından, bazı tarikat eh­linin menâkıbından ve Fâtih devrinde tamir edilen cami, türbe gibi binalar­la bazı yeni yapılardan bahsedilir. Ge­libolulu Âirnin Künhü’I-ahbâr’ı ve Taşköprizâde’nin eş-Şakâ’iku’n-nucmâniyye’si bu eserin kaynaklarındandır. Silkü’l-leâl’ın bilinen üç nüshasından Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı olanı müellif hattıdır. Diğer iki nüsha ise İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir.

2) Ravzatü’l-küberâ. Hadîkatü’l-vüzerâ’ya zeyil olarak kaleme alındığı söy­leniyorsa da eser aslında 1703 Edirne Vak’ası’nı anlatmaktadır. Müellif hat­tı olan nüsha Murat Molla Kütüphanesi’nde, diğer bir nüshası da İs­tanbul Üniversitesi Kütüphanesinde kayıtlıdır.

3) Mecmûa-i Tevârih. Hekimoğlu Ali Paşanın 15 Safer 1155 [21 Nisan 1742] tarihinde tekrar sadâ­rete gelmesi münasebetiyle söylenen kaside, gazel, tebrik gibi şiir ve yazıla­rın onun isteği üzerine bir araya getiril­mesinden oluşmuştur. Bu mecmuada pek çok kişinin yanı sıra Ahmed Hasîb Efendi’nin de tarihleri vardır. Eserin müellif hattı olan tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır. Bursalı Mehmed Tâhir eseri görmediği için onu gazavatnâme sanmış (III, 144), Babinger de eser hak­kındaki bilgileri ondan aynen nakletımiştir (s. 286).

4) Dergehnâme. Ahmed Hasîb Efendi’ye izafe edilen ve İstan­bul’da mevcut doksan yedi tekkeden bahseden mesnevi tarzındaki bu eser 129 beyittir. Kaynaklar her ne kadar bu eseri Ahmed Hasîb Efendi’nin yazdığını belirtiyorlarsa da manzumede şair ken­di adından Hasîb olarak değil Hâsib olarak bahsetmektedir; bu da manzumenin Hâsib adlı bir başka kişi tarafın­dan yazıldığını gösterir. Osmanlı Müellifleri, aynı yıl ölen Ahmed Hâsib ad­lı başka birinden daha bahseder ki bu manzumenin yazarı olması çok muhte­meldir II, 1401, Eserin yazılışından bir asır sonra Kethüdâzâde Arif Efendi’nin (ö. 1848) menâkıbını toplayan Muzıka-i Hümâyun hocalarından Emin Efendi, yeni kurulan on tekkenin adlarını da Dergehnâme’ye ekleyerek menâkıb-nâmenin sonuna koymuştur. Kethüdâ­zâde Arif Efendi’nin menâkıbı Kethü­dâzâde Efendi’nin Terceme-i Hâline Zeyl-i Âcizânemdir adıyla basılmıştır. Dergehnâme bu eserin 319-329. sayfalan arasındadır. Dergehridme’nin Esad Efendi nüshasının başındaki bir nottan Ahmed Hâsib Efendi’nin bu eser karşılığında Bosna mevleviyetini elde ettiği, ayrıca hediye olarak bir at ile bir de Kur’ân-ı Kerîm aldığı anlaşılmaktadır. Babinger bu eserden bahsederse de ne baskısını ne de yazmasını görmüştür. Günay Kut, manzumenin ikisi Atatürk Kütüphane­si’nde, biri de Süleymaniye Kütüphanesi’nde olmak üzere üç yazma nüshasını tesbit etmiştir.

Bibliyografya

1) Salim, Tezkire, İstanbul 1315, s. 222;
2) Fatih. Tezkire, s. 60, 61;
3) Osmanlı Müellifleri, II, 140; III, 144;
4) Babinger, GOW, s. 285-286;
5) TCYK, 1, 152; Vlll, 659;
6) Levend. Türk Edebiyatı Tarihi, 1, 368, 398;
7) Günay Kut-Turgut Kut. “İstanbul Tekkelerine Ait Bir Kaynak: Dergehnâme”, Türkische Miszellen: Roberî Anhegger Arma­ğanı, İstanbul 1987, s. 215, 216.

 TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski