HÜSEYİNZADE ALİ, tıp profesörü, düşünür (Bakû, 1864-İstan-bul 1942).
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ nin kurucularından ve ilk Türkçülerden olan Hüseyinzade Ali, dedesi Kafkasya şeyhülislâmı Hüseyinzade Ahmet Seylani ve Mirza Fetih, Ali Ahundzade’nin etkisiyle küçük yaşta Türkçülük ve Türkçeyle yakından ilgilenmiş, Petersburg Üniversitesi’nin fizik-matematik bölümünü (1889) bitirdikten sonra Türklük ve Türkçülük konusunu incelemek üzere İstanbul’a gelerek Askeri Tıbbiye’-ye girmişti (1890). Aynı öğretim kurumunda profesör yardımcılığı da yapan Hüseyinzade Ali, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olması nedeniyle Kafkasya’ya kaçmak zorunda kalınca buradaki Türkler’in bağımsızlık hareketlerine katıldı. Ahmet Ağaoğlu ile çıkardığı Hayat adlı günlük Türkçe gazetede ve Füyuzat adlı dergide (1906), Türkler’in bağımsızlığı ve Türkçülük düşüncesi üzerine yazılar yazdı. Türk toplumlarırının kalkınması konusunda önceleri Ali Suavi’nin ileri sürdüğü ve daha sonra Ziya Gökalp tarafından benimsenecek olan Türkleşmek-İslâmlaşmak-muasırlaşmak ilkesini savundu. 1910’da Askeri Tıbbiye profesörlüğüyle İstanbul’a gelince, kurucuları arasında bulunduğu İttihat ve Terakki Partisi’nin genel merkez üyeliğine getirildi. Burada Türkçülük konusundaki çalışmalarını Türk Ocakları’nda verdiği konferanslarla ve Ziya Gökalp ile birlikteki çalışmalarıyle sürdürdü. I. Dünya Savaşında memur olarak gönderildiği Kafkasya’da Azerbaycan Bağımsız Devleti’nin kurulması için çalıştı. Berlin Türk Kavimleri Kongresi’ne (1916), Stockholm Milletlerarası Sosyalist Kongresine katılan Hüseyinzade Ali, 1933’te Askeri Tıbbiye’deki görevinden emekliye ayrıldı. Türkçe ve Türkçülüğün yanı sıra tıp alanında da yararlı çalışmalar yaptı. Cilt hastalıklarıyle ilgili ders kitapları, yayımlanmayan Büyük tıp lügati’ni hazırladı. En ilginç eseri 1908’de Tiflis’te İrşad gazetesinde tefrika edilen Siyaseti füruset adlı hicviyesiydi