Lozan Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan öteki barış antlaşmalarından birçok bakımdan ayrılır.
Paris’te sırasıyle Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı imparatorluğu ile imzalanan Versay, Saint-Germain, Trianon, Neuilly ve Sevr antlaşmaları, bütün koşulları ve kuralları Müttefik Devletler tarafından dikte edilen, yenik devletlere tartışma olanağı tanınmadan kabul ettirilen belgelerdir. Örneğin, çok ağır yükümler taşıyan, Wilson’un «ilhaksız ve tazminatsız barış» ilkesine rağmen dolaylı yollardan bunları gerçekleştiren Versay Antlaşmasını, Almanya yumuşatabilmek için çok çaba gösterdi; ancak bunu başaramadı ve galip devletlerin istedikleri şekilde kabul etmek zorunda kaldı.
Lozan Barış Antlaşması, tarafların, tam bir eşitlik esası çerçevesinde temsil olundukları bir konferansta, serbestçe tartışılan ve üzerinde görüş birliğine varılan hükümle rin toplamı olan bir belgedir.
Türkiye bu konferansa, yenik bir devlet olarak katılmıyordu. Tersine, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı parlak bir başarıyla sonuçlandırmış bir devlet olarak barış masasına oturmuştu. Lozan’da Türkiye’nin, Yunanistan’dan başka, Birinci Dünya Savaşı’nın diğer devletleriyle de barış ilişkileri kurulacaktı. Ancak, bu devletlerin karşısında da Türkiye yenik bir devlet olarak bulunmuyordu. Yenik devlet Osmanlı imparatorluğu idi ve ona Sevr Antlaşması dikte ettirilmişti. Türk milleti ne bu yenilgiyi kabul etti, ne Sevr’i. Şimdi Lozan’da, Müttefiklerin karşısında yer alıyor ise, bu, onlarla barış ilişkilerine geçmek içindi ve bu ilişkiler serbestçe düzenlenecekti. Kaldı ki, bunlar arasında, örneğin, Fransa ile barış, daha önce, Ankara Antlaşması’yle gerçekleştirilmişti.
Lozan’ı diğer barış antlaşmalarından ayıran bir özellik de, Milletler Cemiyeti Misa-kı’nı kapsamamasıdır. Milletler Cemiyeti, birinci savaşa son veren barış antlaşmalarından ayrı, onlardan bağımsız bir belge değildir: beş barış antlaşmasının her birinin birinci bölümünü teşkil eden ilk 26 madde Milletler Cemiyeti Misakı’dır. Oysa, Lozan Barış Antlaşması’nda Milletler Cemiyeti Misakı’na yer verilmemiştir.
«İlhaksız barış» ilkesine rağmen, yenik devletlerin ülkeleri parçalanmıştı. Bunun en korkuncu ise Sevr ile Osmanlı İmparatorluğuma uygulanmıştı. Lozan’da, Misakı Millî ile saptanan sınırlar (Musul dışında) çizilebilmiştir.
Lozan’da tazminat ve tamirat borcu da yoktur.
Lozan, parlak bir bağımsızlık savaşıyle kurulmuş olan yeni Türk Devleti’nin hâkimiyet ve bağımsızlığını tescil eden milletlerarası belgedir ve Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ayakta ve yürürlükte kalan tek barış antlaşmasıdır.