CARREL, Alexis (1873-1944)
Fransız cerrah ve fizyoloji bilgini. Damar cerrahisinde ve doku kültüründe geliştirdiği tekniklerle çağdaş doku ve organ naklinin öncülerindendir.
28 Haziran 1873’te, Lyon idare bölgesindeki Sainte-Foy-Les-Lyon kentinde doğdu; 5 Kasım 1944’te Paris’te öldü. Lyon Universitesi’nden 1889’da edebiyat, 1890’da fen, 1900’de tıp diplomasını alarak avm üniversitede deneysel araştırmalara başladı. Daha öğrenciliği sırasında hastanelerde staj yaparken damar cerrahisindeki başarılı çalışmalarıyla dikkati çekmiş, 1902’de de yeni bir damar dikiş tekniği geliştirdiğini açıklayarak geniş bir çevreye adını duyurmuştu. Ancak, öğretim görevlisi olması için Lyon Tıp Fakültesi’nden beklediği ilgiyi göremeyince 1904’te Kanada’ya gitti, ertesi yıl da Chicago Üniversitesi’nin fizyoloji asistanlığı çağrısını kabul ederek ABD’ye yerleşti. I906’da Neve York’taki Rockefeller Enstitüsünün (bugün Rockefeller Üniversitesi) Tıp Araştırmaları Bölümüne geçen Carrel, kalp ve damar cerrahisi alanındaki öncü çalışmalarıyla 1912’de Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü aldı. 1938’de Rockefeller Enstitüsünden emekliliğim isteyerek 33 yıldır yaşadığı ABD’den ayrılıp Fransa’ya döndü. II.Dünya Savaşı sırasında 1940’tan 1941’c değin Vichy Hükümeti’nin görevlisi olarak ABD’de insan ve çevre sorunları üzerinde inceleme yaptıktan sonra, yaşamının son birkaç yılını Fransa’da aynı sorunlarla uğraşarak geçirdi.
Carrel’in Lyon’da tıp öğrencisi olduğu yıllarda, damar çeperindeki bir yaranın dikilmesinde ya da kesilmiş iki damar ucunun dikişle birleştirilmesinde pek başarılı sonuçlar alınamıyordu. 1902’de yeni bir dikiş tekniği deneyen Carrel, damarı birbirinden eşit uzaklıktaki üç noktasından gererek üçgen haline getirip parafine batırılmış ipek iplikle üçgenin kenarlarını sırayla diktiğinde, pıhtılaşan kan parçalarından ileri gelen damar tıkanmaları ve ameliyat sonrası kanamalar büyük ölçüde önlenmişti. Üstelik bu yöntem damarlarda dikiş sonrası büzülmelere de yol açmıyordu. Rockefeller Enstitisii’ndc bu dikiş tekniğini iyice geliştiren ve fizyolojik eriyikler içinde sakladığı damar parçalarını aylar sonra kullandığında bile olumlu sonuçlar alan Carrel, bir yandan damar cerrahisinde yeni bir dönemi başlatırken, öte vaııdan gelişmelerden umutlanarak doku ye organ nakli denemelerine girişmişti. Aşılanan doku ya da organda kanama ve pıhtılaşmaları (tromboz) önleyerek normal kan dolaşımı sağlanabildiğinde bu tür ameliyatların gerçekleştirilebileceğini düşünen Carrel, hayvandan hayvana on dört böbrek nakli denemesinin dokuzunda başarı sağladı.
Gerektiği anda doku ve organ bulmanın güçlüğünü bilen Carrel, aşılama ya da transplantasyon tekniklerinin bir yaşama umudu olabilmesi için, doku ya da organları çok uzun süre canlı tutabilmenin yollarını aramaya başladı. 1913’tc, bir civciv embriyonundan aldığı kalp dokusunu vücut dışı ortamda uzun yıllar canlı tutmayı ve geliştirmeyi başardıktan sonra 1930’larda yeni bir denemeye girişti. Makine mühendisliği deneyimi olan ABD’li pilot Lindberglr in Carrel’in önerisi üzerine tasarladığı ve bir hayvanın vücudundan çıkarılmış kalp ya da herhangi bir organda dokuları besleyecek fizyolojik sıvı dolaşımını sağlayan bir cam pompa (perfüzyon pompası), yapay kalbin ilk taslağıydı ve bugünkü organ nakli ameliyatlarına ortam hazırladı.
1935’te yayımlanan Man the Unknotvn (“Bilinmeyen İnsan”) adlı yapıtında insanın psikolojik so-; runlarma eğilen ve bilimden yararlanan aydınların yönetiminde zekâ düzeyi çok gelişmiş üstün bir insan ırkına nasıl varılabileceğini araştıran Carrel, bu görüşüyle Nazi ilkelerine yakın olmuştur. II. Dünva Savaşı yıllarında Paris’te kurduğu. “İnsan Sorunlarım Araştırma Enstitüsü’nde Vichy Hükümeti’nin desteğinden yararlandığı ve Alman işgal kuvvetleriyle görüşmelerde bulunduğu için Naziler ile işbirliği yapmakla suçlanmıştır.
• YAPITLAR (başlıca): Le goıtre cancercux, 1900. (“Guatr Kanseri”); Man The Ürikrıown, 1935, (“Bilinmeyen insan”); The Culture of Orgum, 1938, (“Organ Kültürü”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi