Eserleri
Efgânî, düşüncelerini büyük ölçüde konuşmalarıyla dile getirmiş olup az yazmış bir fikir ve aksiyon adamıdır: yazdıklarının da bir kısmı kaybolmuştur. Onun mizacının yanı sıra hayatındaki hareket, İstikrarsızlık ve huzursuzlukların bu duruma yol açtığı kabul edilebilir. er-Red ‘ale’d-dehriyyîn’de, tamamını “tabiatçı, maddeci, dehrî” terimleriyle İfade ettiği on kadar felsefe ekolünü daha geniş ilmî delillerle reddetmek üzere bir kitap yazacağını, yine filozofların hasretiyle öldükleri fazilet medeniyeti ve toplumunun ancak İslâm ile gerçekleşebileceğine dair bir kitap kaleme alacağını (s. 68) söylemiş, ancak bu kitaplar yazılamamıştır. Hilâfetle ilgili bir eserinin Hindistan’da müsadere sebebiyle kaybolduğu bilinmektedir. Rusya müslümanlarından Abdürreşîd İbrahim’in İstanbul’da Efgânî’den alıp Sofya’da bastırdığı (1895 |?|) er-Red cale’i-mesîhiyyîn adlı kitabının da izine rastlanmamıştır. Butrus el-Bus-tânî’nin Dâ3iretü’İ-ma’arifinde yer alan “Babîlik” maddesi bazı kaynaklarda Efgânî’ye nisbet edilmişse de maddenin yazan Bustânî’dir ve diğer kaynaklar yanında Efgânî’nin de Bâbîler’le ilgili bilgilerinden istifade etmiştir Muhammed Amâre, Efgânî’nin tesbit edebildiği bütün eserlerini 1968 yılında Kahire’de yayımladığı el-Acmâlü’l-kâmile li-Cemâliddîn el-Efğânî başlıklı tek ciltlik bir kitap içinde toplamış, eksik ve hatalı olan bu kitabını kısmen tamamlayarak 1979’da Beyrut’ta ikinci defa bastırmıştır. Ancak Şeleş’in tesbi-tine göre bu baskıda da eksiklikler vardır. Ali Şeleş, 1986 yılında Londra’da yayımladığı SiİsiJefü7-a<mdJj”i-mechûie adlı kitabında daha önce Doğu’da ve Batı’da neşredilmiş kitap ve mecmuaları gözden geçirmiş, bunların ihtiva etmediği yirmi iki makale, sekiz mektup, bir kitap ve dört ayn yazıyı yayımlamıştır. Eldeki şekliyle Efgânî’ye ait olup olmadığı tartışılan bir eser de onun E. Re-nan’a cevabıdır. Renan’ın Sorbonne’da verdiği İslâm ve ilim konulu konferansın Journal des Debats’da yayımlanması üzerine Efgânî’nin yazdığı söylenen cevap aynı gazetenin 18 Mayıs 1883 tarihli nüshasında çıkmıştır. Efgânî tarafından Arapça yazılıp bir başkasınca Fransızca’ya çevrilen mektupta Efgânî, Renan’ın “genellikle dinlerin ve özellikle İslâm’ın ilme ve felsefeye karşı olduğu ve Araplar’ın zihnî kapasite bakımından ilim ve felsefeyi öğrenmekten uzak bulundukları” tarzındaki iddiasını cevaplandırırken farklı bir yaklaşım ve üslûp ortaya koymuş, fakat bu mektup yanlış anlaşıldığından onun küfürle itham edilmesine sebep olmuştur. Efgânî’nin cevabı ana fikir olarak alındığında Renan’ın düşüncesine ve tesbitine karşı olup reddiye mahiyetindedir. Çünkü Efgânî, Batı’nın bugün anladığı mânada bilimin ve Öteden beri felsefenin bütün dinlere ters düştüğünü, bu konuda yalnızca İslâm’ı suçlamanın doğru olmayacağını. Yunan felsefesini tercüme yoluyla alıp ona önemli katkılar yaptıktan sonra dünyaya sunanların içinde birçok Arap filozofu ve düşünürünün bulunduğunu ifade etmiştir. Bu hususları dile getirirken bazı İslâm filozoflarının kullandığı üslûbu benimsediği İçin Efgânî yanlış anlaşılmıştır. Cevabı böyle anlayıp yorumlayanlar, tercümede bazı hata ve ilâvelerin bulunduğunu kabul ettikleri halde yine de ona ait olduğunu söylemekte bir çelişki görmüyorlar. Muhammed Hamîdullah ve Efgânî’nin bazı takipçileri İse mektubun bu şekliyle ona ait olmadığını, çevirenin “utanmazca tahrifler yaptığını” ileri sürmektedirler.
Efgânî’nin belli başlı eserleri şunlardır:
1- et-Ta’lîköt calâ Şerhi’d-Devvânî lİ’l-‘Akâ’idil-‘Adudiyye. Adududdin el-îcî’ye ait el-Akâ3idü’l-‘ıAdudiyye üzerine Devvânî tarafından yapılan şerhe düşürülen notlardan ibaret olup Efgânî bu ta’likatını adı geçen kitabı Mısır’da okuturken yapmıştır.
2- Risâletü’l – varidat fî sırri’t-teceîliyât. Mısır’da iken talebesi Muhammed Abduh’a dikte etmiştir.
3- Tetimmetül-beyân. Afganistan’ın siyasî, sosyal ve kültürel tarihini konu alan kitap iki bölümle bir ekten oluşmaktadır. Mutluluğun gerçek faktörünü konu edinen birinci bölümde insanın kendini beğenmesi ve bencil davranması sebebiyle birçok felâkete uğradığı belirtilmekte, bundan dolayı elden geldiğince aklın kullanılması ve kişinin kendisini başkalarının gözünde değerlendirmesi gerektiği vurgulanmaktadır. İkinci bölümde İngiliz milletinin karakteri tahlil edilmekte, onlarda “kendini dev aynasında görme” hastalığının bulunduğu, İslâm dünyasında yapıp ettiklerinin bundan kaynaklandığı ve sonunda pişman olacaktan bildirilmektedir. Kitabın 1901 yılında Mısır’da basılan ve son zamanlara kadar meşhur olan nüshasında İngilizler aleyhindeki bölüm bulunmamaktadır. Ali Şeleş bu iki bölümü bularak kitabı Silsi-Ietü’l~acmâlü’l-meçhule içinde yeniden neşretmiştir.
4- Hakîkat-i Mezheb-i Neyçerî ve Beyân-i Hâl-i Neyçeriy-yân. Efgânî’nin Hindistan’daki ikameti sırasında materyalist tabiatçıları red amacıyla kaleme aldığı bu Farsça eserinde, faaliyet programında siyasî ıslahata ve aksiyona öncelik tanıması sebebiyle olacaktır ki din, toplum, dinî düşüncenin felsefî temelleri, materyalist düşüncenin esasları, yeterli tahlil ve delillerle reddi konulan aceleye getirilmiş ve yetersiz kalmıştır. Kendisinin de bunu farketmesine ve daha mükemmelini yazmayı vaad etmesine rağmen her halde buna vakit bulamamıştır. Kitabın ilk baskısı Haydarâbâd- Dekken’de yapılmıştır (1298/1881). Daha sonra Urduca, Türkçe, Fransızca ve İngilizce’ye de çevrilen kitap Albert Kudsîzâde’nin bibliyografyasına göre bu dillerde otuz iki baskı yapmıştır. Muhammed Abduh tarafından yapılan ve baş tarafına on dört sayfalık biyografi ilâve edilen Arapça tercümenin {er-Red cale’d-dehriyyîn) ilk baskısı 1886’da Beyrut’ta yapılmış ve bunu birçok baskı takip etmiştir. Abduh bu çeviriyi, Efgânî’nin uzun yıllar hizmetinde bulunmuş olan Arif Ebû Türâb’ın yardımıyla yapmıştır. Kitabın, Yâ-kubefendizâde Muhammed Münîr’in basılmamış tercümesinden sonra Aziz Akpınarlı tarafından Tabiatçıhğı Red adıyla yapılan çevirisi yayımlanmıştır.
5- el-Uive-tui-vüşkö. 1883-1884 yıllarında on sekiz sayı olarak çıkarılan aynı isimdeki gazetenin kitap haline getirilmiş şekli olup Kahire ve Beyrut’ta birkaç defa basılmış, bazı kısımları Urduca. İngilizce ve Fransızca’ya tercüme edilmiştir. Bütünü İbrahim Aydın tarafından Türkçe’ye de çevrilmiş ve Seyyid Hâdî Hüsrevşâhî’nin bir takdimiyle basılmıştır.
6- Hâtırâtü Cemâliddîn el-Eiğânî el-Hüseynî. Beyrutlu gazeteci ve Meclis-i Maârif üyesi Muhammed Paşa el-Mah-zûmî tarafından yazılıp düzenlenmiştir. Efgânî’nin son yıllarındaki özel sohbetlerinde bulunan Mahzûmî, sorular sormak suretiyle aldığı cevaplan ve yaptığı açıklamaları yazıya geçirmiş ve kitabı adına varıncaya kadar Efgânî’nin İznini alarak yayımlamıştır. Mahzûmî, Hâtı-rafın başında yer alan altmış dört sayfalık girişte eserin hikâyesini anlatmakta ve Efgânî’nin hayatıyla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Geri kalan 350 sayfada ise Efgânî’nin gayesi, metodu, çeşitli konulardaki görüşleri kaydedilmiştir. Mahzûmî, başta eI-cUrvetü’l-vüskâ olmak üzere bazı gazetelerde neşredilmiş olan makalelerden de faydalanmıştır. Kitap siyasî baskı sebebiyle uzun zaman yayımlanmadan kalmış, nihayet ilki 1931’de Beyrut’ta olmak üzere birkaç defa basılmıştır.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi