Charlemagne (Şarlman) Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

CHARLEMAGNE (742-814)

Frank kralı ve Kutsal Roma-Cermen imparatoru. Batı Avrupa’daki iktisadi, siyasi ve kültürel dağınıklığa son vermeye çalışmıştır.

2 Nisan 742’de doğdu, 2S Ocak 814’te Aix-la-Chapelle’de (şimdiki Aachen) öldü. Asıl adı I.Charles’dır. Gerçekleştirdiği büyük fetihler ve imparator olması nedeniyle Latince’de Büyük Kral anlamına gelen Carolus Magnus (Charlemagne) adıyla anılmaya başlamıştır. Kral Kısa Pepin’in ikinci oğludur. Annesi Laon Kontu Caribert’in kızı Bertrade’dır. Charlemagne Saint-Denis manastırı başrahibi Foulard tarafından saray okulunda eğitildi. Çocukluğu babasının yönettiği savaşlara katılmakla geçti. Kısa Pepin 24 Eylül 768’de ölünce, kardeşi Carloman’la birlikte kral ilan edildi. Charles kendisine düşen Neustria, Austra-sia ve Aktinya’nın bir bölümünün yönetimini üstlendi, Carloman ise Aktinya’mn diğer bölümüyle, Alsa-ce Bourgogne ve Septinya’yı yönetmeye başladı. Carloman’a düşen topraklar Charles’mkiierden çok daha geniş ve zengin olduğundan iki kardeş arasında çekememezlik başladı. Aktinya’da başgösteren bir ayaklanmayı bastırmak için 769’da düzenlediği bir seferde Charles’a Carloman’m vardım etmeyi reddetmesiyle aralarındaki gerginlik daha da arttı. Anlaşmazlık bir kardeş kavgasına dönüşmek üzereyken, Carloman 4 Aralık 771 ’de aniden öldü. Charles annesinin, Lombardiya Kralı Desidarius’un ve Bavyera Dükü Tassilo’nun desteğini alarak Carloman’m çocuklarını saf dışı bıraktı ve tüm Frank Krallığı’nın yönetimine el koydu.

Charlemagne Franklar’m kralı olduktan sonra krallığının sınırlarını genişletme hareketine başladı. Amacı iktidarım tehdit eden öğeleri yoketmek, gücünü tüm kıtaya, özellikle de İtalya’ya yaymaktı. Frank İtalya’sını, oğlu Pepin’in yönetimine vermeyi ve Benerento Vasal Düklüğü’nü Bizans ile Frank Krallığı arasında tampon bir devlet yapmayı düşünüyordu. Bu yolda ilk olarak Lombard Kralı Desidarius’a karşı harekete geçti. Desidarius Roma’yı işgal ederek Papalık’ı tehdit etmeye, Frank yandaşlarını öldürtmeye başlamış, Carloman’m kendisine sığman dul eşinin çocuklarına taç giydirmeye kalkışmıştı. Charlemagne 77 l’de evlendiği Desidarius’un kızını boşayarak Lombardiya’yı işgal etti ve başkent Pavia’yı kuşattı. Bu arada Papa I.Andrian ile birlikte bir ayine katılarak papadan sağladığı yardım karşılığında İtalya’nın kuzeyindeki toprakları Frank Krallığı’na bağışlamasını istedi. Papa Charlamagne’ın isteğini kabul etti. Bunun üzerine Charlemagne Lombardiya savaşını tamamladı. Desidarius’u tutsak aldı ve 5 Haziran 774’te Lombardlar’m demir tacını giydi. Böylece Lombard toprakları Frank topraklarına eklenmiş ve Kutsal Deniz’in bağımsızlığım tehdit eden tüm öğeler ortadan kaldırılmış oldu.

Charlemagne, İtalya seferi sırasında Aşağı Rhine bölgesinde Franklar’a saldırılar düzenleyen Sakson-lar’la 772’den başlayarak savaştı. Putperest Saksonlar’ la Franklar arasında 30 yıl süren kanlı savaşların ilki Aşağı Saksonya ve Westphalia’da oldu. Charlemagne 775-777 arasında Sakson kabilelerini kitle vaftizleri yoluyla Hıristiyanlaştırmaya çalışarak onları krallığına bağlama siyaseti güttü. Saksonlar 777’de Pader-born’da toplanan, Arap ulaklarla Kuzey İspanyalı elçilerin de hazır bulunduğu bir kurultayla Frank Krallığı’na bağlandılar. Ancak, Widukind yönetimindeki Saksonlar bir süre sonra Westphalia’da yeni bir ayaklanma başlattılar ve Franklar’ın yandaşı olan Hıristiyan rahip ve soyluları öldürdüler. Charlemagne bunun üzerine Saksonya’ya yeni bir sefer düzenle-diyse de Süntelgebirge yakınlarında ağır bir yenilgiye uğradı. 779-780 arasında, bir süre önce sığındığı Danimarka’dan geri dönen Widukind ile yeniden savaştı ve 782’de Saksonlar’ı yendi; 4.500 Sakson’u öldürttü. Widukind’in 785’te teslim olmasının ardından, Saksonya’da yeni ayaklanmalar baş gösterdi. Charlemagne bu ayaklanmaları bastırmak amacıyla, 799-804 arasında Saksonlar’ı toplu halde sürgünlere yolladı, acımasız sindirme yöntemleri kullandı. Tüm bu mücadelelerin sonunda 804’te Saksonlar, . Franklar’a boyun eğdiler ve kayıtsız şartsız teslim oldular.

Charlemagne, Saksonlar’ı ezmek için yapılan savaşların en şiddetli döneminde, sınırlarını genişletmek amacıyla başka seferler de düzenledi. Bu seferlerin en ünlüsü Kordoba Emiri Abdurrahman-Ul Gafikî’ye:’ karşı ayaklanan Barcelona Valisi’ni desteklemek amacıyla yapılan İspanya seferidir. Charlemagne 778 yazında Saragpssa’yı kuşattı. Bu sırada başka bir Frank ordusu Katalonya’ya doğru ilerlemekteydi, isyan eden valinin safdışı bırakılması Emir’in Frank-lar’ı tehdit etmeye başlamasına neden oldu. Franklar Saragossa’dan geri çekilmek zorunda kaldılar. Geri çekilme harekâtı’ sırasında Roland Kontu ve Breton March komutasındaki Frank orduları Roncesvalles yakınlarında ağır bir yenilgiye uğradı. Bu yenilginin öyküsü Rolland Türküsü adlı epik şiirle destanlaşmış-tır. Charlemagne’ın İspanya seferinin ardından 785’te Frank Gaul’ü ile Müslüman İspanya arasında askeri bir tampon bölge kuruldu.

Charlemagne 778’de yeğeni Bavyera Dükü III. Tassalio’yu tahttan indirerek Bavyera Düklüğü’nü topraklarına kattı. Düklük’ün batısını kontluklara böldü ve herbirinin yönetimini Frank Krallığı’na bağlı bir konta verdi. Düklük’ün doğusundaki Ost Mark (Avusturya) ise bir askeri dük ya da sınır valisi tarafından yönetilen bir sınır bölgesine dönüştürüldü.

Bu uygulamaların sonucunda Batı Cermen kabileleri ilk kez siyasi bir birlik oluşturdular. Charlemagne 789-790 arasında Bretagne’da bir sınır beyliği kurarak başına küçük oğlu Charles’ı getirdi.

Frank Krallığı için doğudaki en büyük tehlike Yukarı Tuna bölgesinde yaşayan Asyalı kabilelerdi. Regensburg’u Bavyera Düklüğü’nün merkezi yapan Charlemagne bufadan Avarlar’a karşı birçok sefer yöneltti. 791’de Avar Başbuğu Kağan Tudun’un ordugâhını basarak Avarlar’a ağır bir darbe indirdi.

795, 796 ve 805 yıllarında yaptığı saldırılarla Avarlar’ın gücünü kırdı ve krallıklarım haraca bağladı Avar başbuğu Hıristiyanlık’ı kabul ederek Charlemagne’a boyun eğdi. Franklar’ın Avarlar’a karşı kazandıkları bu zaferle bütün Tuna Ovası’nın egemenliği Franklar’a geçti.

Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu
800’e gelindiğinde Charlemagne Büyük Britanya Adaları dışında kalan tüm Hıristiyan Batı dünyasının yöneticisi haline gelmişti. Bizans imparatoriçesi İrina ile kilisede resim kullanılması konusunda arası açık olan Papalık, Charlemagne’ı Hıristiyanlık’ın M koruyucusu siyasi bir önder olarak görüyordu. Bütün bunlara ek olarak Papa Andrian, Charlemagne’ın koruyuculuğuna sığınarak merkezi İtalya’da Papa-lık’a ait özerk bir devlet kurmak istiyordu. Charlemagne’ın, Roma’yı ikinci kez ziyaret ederek, papadan, oğullarının Lombardiya ve Aktinya kralları olarak taçlandırılmalarını istemesi, Bizans imparatoriçesi Iri-na’nm İtalya’nın yeni konumunu kabul etmek zorunda kalmasına neden oldu. Papa III.Leo, Mayıs 799’da düşmanları tarafından saldırıya uğrayınca Roma’dan kaçarak Charlemagne’a sığındı. Charlemagne’m 800’de papayı Roma’ya geri götürerek yeniden papalık makamına oturtması saygınlığını büyük ölçüde artırdı.. Aynı yılın Noel günü, Charlemagne, papa tarafından Kutsal Roma İmparatoru ilan edildi. Böylece Charlemagne 476’da yıkılan Batı Roma İmparatorluğunun ardılı ve Kutsal Roma- Cermen İmparatorluğumun kurucusu oldu. Bu olayla, aynı zamanda,

324 yıldır Avrupa’daki tek imparatorluk olan Bizans’ m nüfuzu kırıldı, Hıristiyanlık’ın merkezi İRoma’ mn denetimi Bizans’tan Franklar’a geçti.

Charlemagne, yeni konumundan kaynaklanan ve savaşa yol açabilecek sorunları diplomasi yoluyla çözmeyi başardı. En ciddi rakibi olan Bizans İmparatoru I.Michael, 812’de Aachen’a yolladığı elçileri aracılığıyla, Charlemagne’ı Basileus (Doğu Roma İmparatoru) olarak tanıdığım bildirdi. Charlemagne Abbasî Halifesi ile de barışçıl ilişkiler sürdürdü ve bunun sonucunda Kudüs’te ayrıcalıklı bir konum elde etti.

Toprak ve yönetim düzeni
Frank geleneği gereğince, iktidar, miras yoluyla, babadan oğula geçiyordu. Yönetim temel olarak kişisel olmakla birlikte siyasi hizmetleri karşılığında maddi çıkarlarla ödüllendirilmiş olan lordlar ve kontlarla paylaşılıyordu. Charlemagne’m imparatorluğunun güçlenmesi ve genişlemesinde getirilen yeni toprak düzeninin önemli katkısı oldu. Bu yeni toprak düzeni, daha sonra Avrupa’da gelişecek olan feodal sistemin önemli öğelerini içermekteydi. Frank Krallı-ğı’nm sosyal yapısında krala bağlılık yemini etmiş ve bu yemine karşılık olarak da kendilerine toprak verilmiş soyluların (vasal) önemli bir yeri vardı. Vasallar kendilerine verilen topraklarda yaşayan köylülerden vergi toplama ve yargı erkini kullanma hakkına sahiptiler. Toprakları büyük olan vasallar, topraklarının bir bölümünü “valvensor” denilen başka soylulara devredebiliyorlardı. Vasala bağlılık yemini eden bu kişilerin kendi topraklarında vasalinkine benzer hakları vardı. Valvensorlar ise aynı hakları “valvasin” demlen başka soylulara verebiliyorlardı. Bağlılık yeminiyle toprak verilen soyluların, kralın savaşlarına askeri güçleriyle katılma yükümlülükleri de vardı, imparatorun merkezi otoritesi, birbirlerine yeminlerle bağlanmış soylular aracılığıyla sağlanıyordu. Charlemagne bu kişilerin kendi otoritesine karşın güçlenmelerini engellemek ya da aralarında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümünü sağlayabilmek için bir denetleme sistemi geliştirdi. “Missi dominici” denilen ve biri sivil diğeri dini iki kişiden oluşan özel denetleme memurları aracılığıyla denetimi sağladı. Bu memurlar Charlemagne’a düzenli olarak raporlar sunarlardı. Charlemagne ayrıca seçkin savaşçılardan oluşan “vassi dominici”lerle de otoritesini güçlendirdi.

Charlemagne kiliseye danışmanlık yapar ve disiplin konularında müdahale edebilirdi. Yılda bir ya da iki kez toplanan genel kurula imparatorluğun her yanından gelen soylular ve en yetkili devlet memurları katılırdı. Bu toplantılarda, tüm askeri, hukuki ve dini sorunlar görüşülürdü.

Charlemagne’dan önceki dönemde toplumun hukuk sistemi yazılı ya da sözlü, geleneklerden kaynaklanan ya da merkezi otoritenin yürürlüğe koyduğu yasalardan oluşurdu. Ticaretin yaygınlaştığı Charlemagne döneminde aynı bölgede yaşayan topluluklarda farklı yasalar uygulanmaya başlamış, bu da birçok çatışmalara neden olmuştu. Charlemagne’m herbiri yasa gücünde olan Capitulaire’leri (kararnameler) imparatorluk sınırları içinde hukukun tekleşmesini sağladı. İlk başlarda sözlü olan bu kararnameler zamanla yazılı hale geldiler. Charlemagne’m ceza konularıyla ilgili yasaları da Capitulaire’ler içinde yer aldı. Ancak Thüringen Kontu’nun Eranklar’m merkezileştirme hareketine karşı 786’da başlattığı ayaklanma ile soyluların Charlemagne’ın oğlu Pepin’i tahta geçirmek üzere 792’de başkaldırmaları hiçbir zaman kayıtlara geçirilmedi.

Charlemagne’ın ordusunun örgütlenişi feodal nitelikteydi. Savaş başladığında imparator toprak sahibi vasallara ve diğer soylulara bir çağrı yaparak ordularını toplamalarım isterdi. Çağrıyı haber alan soylular kendilerine bağlı kişilerden oluşturdukları ordularıyla imparatora yardıma giderlerdi. Toprak verilen soyluların orduya hizmet vermelerinin zorunlu olması, imparatorluk yönetimi için giderek bir engel oluşturmaya başladı. Charlemagne bu nedenle savaşmak istemeyen lordlardan alabildiğince çok kaynak alarak devleti mali yönden güçlendirmeye çalıştı.

Charlemagne’a göre, imparatorluk ekonomisinin güçlenmesi tarımda büyük işletmelerin egemen olmasına bağlı idi. Tarımsal verimi artırmak için küçük mülkleri birleştirerek büyük tarım alanlarına dönüştürmeye çalıştı. Tarımın örgütlenmesine ilişkin yasalar ise kendisine gelir ve siyasi güç sağlayan kendi topraklarından başka hiçbir yerde uygulanmadı.

Charlemagne imparatorluk sınırları içindeki farklı ölçü ve ağırlık birimlerini tekleştirerek pazarın bütünleşmesi yolunda önemli bir adım attı. Ayrıca bozuk ayarlı paraları dolaşımdan kaldırdı.

Kültürel yaşam
Charlemagne’dan önceki Merovenjler döneminde kralların sürekli bir ikametgâhları yoktu. Frank kralları yazın yolculuk ederler, askeri seferler yaparlar, kışın ise saraylarından birinde yaşarlardı. Charlemagne kral olduktan sonra kendisine Aachen’da bir saray yaptırdı. Seferleri dışında kalan tüm zamanım burada geçirmeye başladı. Sarayda ailesi, “capella” denilen özel din adamları ve geçici memurlarıyla birlikte otururdu. Charlemagne sarayının siyasi, idari ve kültürel bir merkez olmasını istediğinden buraya dünyanın dörtbir yanından ünlü bilim adamları getirtti. Bu bilginlerin en ünlüleri York Okulu’nun hocası Alcuin, Einhard, Ispanyol Teodulfa, Italyan Paolu Diacono ve Pietro di Pisa’ydı. Bilginlerin yardımıyla bir saray kitaplığı, din adamlarıyla devlet memurlarının yetiştirilmesi için bir saray akademisi kurdu. Charlemagne döneminde Latince resmi dil oldu ve karolin küçük harfleri denilen tek bir yazı kullanıldı. Ders kitapları admda kitlelere yönelik kitaplar çıkarıldı, okul sayısı artırıldı ve mesleki eğitimin niteliği geliştirildi. Sarayın kültürel etkinlikleri edebiyat ve şiir dünyasını da kapsadı. Manastırlardaki eski ve kutsal elyazmaları çoğaltılarak saray kitaplığına taşındı.

Charlemagne, merkezileşmeyi kolaylaştırmak amacıyla imparatorluğun her yerinde tek bir kilise düzeni sağlamaya çalıştı. 784-785 arasında kendi adına Alcuin tarafından kaleme alman “Epistula de litteris colendis” ile Latin dili ve edebiyatının tüm kilise okullarında yoğun biçimde öğretilmesini istedi. Okumayı ve öğrenmeyi seven bir kişi olduğu için ilerlemiş yaşında Latince, Grekçe, matematik ve astronomi öğrendi. Biyografisi, 817 -836 arasında Einhard tarafından Vita Karoli Magni başlığı altında kaleme alındı.

Charlemagne imparatorluğunun son yıllarında artan güçlüklerle karşı karşıya kaldı. Bu güçlüklerin en önemlisi imparatorluk yönetiminin tek bir kişinin iradesine bağlı olması, ücretli memurluk sisteminin ve sürekli bir ordunun bulunmaması, iktisadi kaynakların yetersizliği, imparatorluk sınırlan içinde ulaşım ağının kurulmamış olmasıydı. Bunlara ek olarak açlık ve veba salgınlarının ortaya çıkması ve halkın hoşnutsuzluğunun artması imparatorluğun geleceğini tehlikeye sokuyordu. 81 l’de vasiyetini açıklayarak mirasının büyük bir bölümünü imparatorluğun çeşitli yerlerinde bulunan kiliselere bıraktı.

Charlemagne, önce Frank kralı, 800-814 arasında da Kutsal Roma-Cermen imparatoru olarak Batı Avrupa’daki tüm Hıristiyan ı topraklarını: ele geçirdi. Kiliseyi, misyonerleri ve feodal kurumlan kullanarak Papalık ile dayanışma içinde din ve yönetim reformları yaparak Orta Çağ başındaki siyasi ve kültürel dağınıklığa son vermeye çalıştı. Alpler’in kuzeyinde güçlü bir merkezi yönetimin temellerini attı.

• KAYNAKLAR: E.M.Almedingen, Charlemagne: A Study, 1968; J.Bryce, The Holy Roman Empire, 1904; D.A.Bulkragh, The Age of Charlemagne, 1965; K.J.Co-nant, Carolingian and Romanesque Architecture 800-1200, 1959; S.C.Easton-H.Wieruszowski, The Era of Charlemagne: Frankish State and Society, 1961; L.Halp-hen, Etudes critiques sur l’histoire de Charlemagne, 1921; H.Fichteau, Das Karolingische İmperium, 1949; T.Hodg-kin, Charles The Great, 1897; A.J.Kleinclausz, L’empire carolingien, ses origines et ses transformations, 1902; M.L.Laistner, Thought and Letters in Western Europe, AD. 100 to 900, 1931; H.Lamb, Charlemagne: The Legend and the Man, 1954; E.Mühlbacher, Deutsche Geschichte unter den Karolingern, 1896; R.E. Sullivan, The Corona-tionof Charlemagne:What Did It Signify?, 1959; S.E.Tur-ner, The Life of Charlemagne, 1860; J.L.Weston, The Romance Cycle of Charlemagne and His Peers, 1901; R.Winston, Charlemagne: From the Hammer to the Cross, 1954.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski