PLATNER, Ernst (1774-1818)
Alman filozof ve doğa bilgini. Biri tine, öteki duyulara dayalı iki bilme yetisinin bulunduğunu ileri sürmüştür.
11 Haziran 1774’te Leipzig’te doğdu, 20 Aralık 1818’de aynı kentte öldü. Babası bir hekimdi. Ortaöğrenimini bitirdikten sonra, Leipzig Üniversitesi’nde tıp ve felsefe okudu, her iki dalda da doktor sanını kazandı. Bir süre Belçika ve Fransa’da kalarak çalışmalarım sürdürdü. Leipzig Üniversitesi’nde tıp, 1801’de felsefe profesörü oldu.
Platner’ın felsefeyle ilgili çalışmaları Wolff ve Leibniz’in yapıtlarını incelemekle başladı. Bu arada metafizik, ahlak, psikoloji ve fizyoloji alanlarında araştırmalara girişti. Ona göre felsefe teorik ve pratik olmak üzere ikiye ayrılır. Teorik felsefe mantık ve metafiziği içerir. Mantık ise tinin özü, duyulara dayanan bilme yetisi ve bilginin en yüksek bir yetiler düzeyini biçimlendiren ustan oluşur. Tin özü gereği etkindir, seçici, ayırt edici bir güçtür. Bu özelliği dolayısıyla da tözdür, kişilik duygusunun kaynağıdır. Kendini bilir, öteki varlık türlerini birbirinden ayırır, içinde bulunduğu gövdeyi kavrar, düşünür. Duyulara dayanan bilme yetisi ise salt düşüncelerin, ilkelerin duyu verileriyle geliştiğini açıklamaya yarar. Us yalnız insanda bulunur ve uslamlamayı gerçekleştirir. Bu niteliği dolayısıyla da bir mantık yetisidir.
Platner’a göre duyularla sağlanan düşünceler iki türlüdür. Birincisi bütün nesnelerin var olduğu duygusunu oluşturur, İkincisi de nesnelerin bulunmadığı süre içinde tinde ortaya çıkar. Birinci bölüme giren düşünceler duyarlıkla, İkinciler ise düş gücü ve bellekle ilgilidir. Duyularla dıştan izlenimler sağlanır, bunlar dolaysızdır. Bir de düşünme yetisinin ürettiği, gene dış etkilerden kaynaklanan, dolaylı izlenimler vardır. Bütün içsel izlenimlerin nedeni dış etkilerdir ve sinir dizgesine bağlıdır. Bilginin ve kavramların oluşmasında başlıca etken ustur. Usun ürettiği ürünlerle özü, birbirinden ayrıdır. Usun ürünleri soyut ve genel kavramlar, usavurmalar, yargılar, varsayım, kanı ve kuşkudur. Özü ise önsel ilkelerin ışığı altında gerçekleşen bir eylem, gerçekliğin yasalarının oluşturduğu bir dizgedir.
Tin yalın bir tözdür, bu nedenle yok olmaz. Ancak tinin bu özelliği bireysel ölümsüzlük anlamına da gelmez. Ahlak bakımından ölmezlik vardır ve Tanrı’nın bilgeliğiyle doğruluğundan kaynaklanır.
• YAPITLAR (başlıca): Neue Antropologie, 1790, (“Yeni Antropoloji”); Philosophische Aphorismerı, 1793-1800, 2 cilt, (“Felsefe Özdeyişleri”); Lehrbucb der Logik und Metaphysik, 1795, (“Mantık ve Metafizik Elkitabı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi