Etkinlik-Edilginlik
Descartes ’ın töz ikiciliği fiziksel ve tinsel alanlar arasındadır. Varolan her şey ya fiziksel ya da tinsel tözdür. Bu tözler, birbirlerinden tam anlamıyla bağımsız olarak varlık taşırlar. Bunun nedeni, tözlerin özniteliklerinin (attribu-tum) hiçbir bağlam ve boyutta çakışmamasıdır. Fiziksel tözün birinci özniteliği uzama (extensio) sahip olmak, yani uzayda yer kaplamak, tinsel tözün birinci özniteliği ise düşünmek (cogitare) veya bilinçtir. Tinsel töz için uzam söz konusu değilken fiziksel töz için de düşünmek söz konusu değildir. Descartes’çı ikiciliği temellendiren bu ayrım birçok felsefi görüşte bugün için bile canlılığını sürdürmektedir. Öte yandan, aynı görüş, daha henüz Descartes’ın yaşadığı dönemde, kimi düşünürlerce eleştirilmiş ve yadsınmıştır. Bu eleştiriler çeşitlidir. Örneğin Spinoza, iki özniteliği bir tek tözün değişik boyutları olarak yorumlarken, daha sonraları Leibniz, uzamın bir öznitelik olarak görülmesine karşı çıkmıştır. Ona göre uzam doğası yalın olan bir ilke değil, bir bileşiktir. Bu, onun parçalara ayrılabilmesinden bellidir. Bundan ötürü öznitelik güç (force) ya da erktir (enerji). Descartes’ ın 21 yaş genç bir çağdaşı olan Cudworth, bu büyük düşünürden derin bir biçimde etkilenmiş olması yanı sıra, onun öğretileri üzerinde kimi değişiklikler de yapmıştır. Cudworth ikiciliği kabul eder, ancak öznitelikleri değiştirir. Ona göre fiziksel olanın, yani özdeğin özniteliği uzam değil edilginliktir. Bu yine Descartes’m felsefe dizgesiyle tutarlı bir görüştür. Çünkü bu dizgenin fiziğinde özdeksel evrendeki devinim niceliği değişmezdir. Bundan ötürü hiçbir özdeksel varlık devimden durağanlığa, ya da durağanlıktan devime kendiliğinden geçemez. Çarpma ya da basınç gibi bir dış etki gereklidir. Edilgin olan fiziksel nesnelere karşılık tin etkindir. O, kendiliğinden düşünür, ister.
Varlığı bu etkinlik-edilginlik karşıtlığıyla ikiye ayıran Cudvıorth, böylece Berkeley’e esin kaynağı olmuştur. Berkeley’’ için, algılayan ve algılanan olmak üzere iki tür varlık bulunur. Algılayan etkin, algılanan ise edilgindir. Ona göre nesneler ide, yada algı öbekleri olarak edilgindir. Çünkü onlar algılananlar arasındadır. Algılayan tin ise etkindir, işte bundan ötürü, Berkeley’e göre Descartes ve Locke’un düşündükleri gibi fiziksel dünyadaki nesneler algılara neden olamazlar. Edilgin olan özdek, etkin olan tin üzerinde etkili olamaz. Tinde oluşan bir şeyin nedeni algılananlar arasında değildir. Bu neden olsa oha yine etkin olan bir ilkedir. Berkeley sonuçta algının nedenini Tanrı olarak belirler.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi