COUPERIN, François [ Büyük ] (1668-1733)
Fransız, besteci. Fransa’da Barok tarzın ve klavsen müziğinin önde gelen temsilcilerindendir.
10 Kasım 1668’de Paris’te doğdu, 12 Eylül 1733’te aynı kentte öldü. Couperin ailesi, 17. yy’m ilk yarısından başlayarak 200 yılı aşan bir dönem boyunca Fransa’nın önde gelen müzikçilerini yetiştirmiştir. François Couperin’in amcası Louis Couperin, 1653’te Saint-Gervais Kilisesi’nin orgculuğuna getirilmişti. Bu görev, izleyen 173 yıl boyunca hemen hemen kesintisiz olarak aynı ailenin üyeleri tarafından yürütüldü. François’nın babası Charles da ağabeysinden sonra bu göreve getirildi. 1679’da ölümüne değin, oğluna org dersleri verdi.
Babası öldüğünde görevi François için saklı tutulmak üzere geçici olarak bir başkasına verildi. François’nın eğitimini, dönemin önemli orgcu ve bestecilerinden Jacques Thomelin üstlendi. Couperin, ondan sağlam bir kontrpuan bilgisi edindi. Fransa Sarayı’ndan da destek gören sanatçı, 1693’te XIV. Louis’nin saray orgculuğunu yapmakta olan Thomelin’ in ölümü üzerine açılan yarışmayı kazandı ve onun yerine, Kral’ın dört orgcusundan biri oldu. Ancak, o sıralarda Versailles Sarayı’nda henüz org bulunmuyordu. Saray orgcularının görevi de, daha çok, yeni besteler hazırlamak ve konserler sunmaktı. Saray’la ilişkisi, Couperin’in kısa zamanda saygın ve varlıklı bir kişi olmasını sağladı. Bir yıl sonra krallık ailesinin çocuklarına ve Burgonya Dükü’ne müzik dersleri vermeye başladı. Couperin, bu ayrıcalıkları benimsemiş, bir soylu olarak yaşamaya özen göstermiştir.
1701’de Kral’ın özel klavsenciliğine getirildi. 1710 dolaylarında artık Fransa’nın en önemli müzik-çisi sayılmaya ve “le Grand” sanıyla anılmaya başlamıştı. Çok yaygın bir saygı görüyor, dönemin önde gelen müzikçileriyle sürekli ve yoğun ilişkiler içinde bulunuyor, birçok genç besteci onun tekniğini ve üslubunu izlemeye çalışıyordu.
1715’te XIV. Louis’nin ölümünden sonra Saray’ daki çalışmalarının giderek ağırlık kazanması üzerine 1723’te, Saint-Gervais’deki orgculuk görevini kuzeni Nicolas’ya aktardı.
Ününün yaygınlığına karşın, Couperin’in yaşamının son on yılı pek bilinmemektedir. 1730’da Versailles’daki görevinden de ayrıldı. Bu tarihten sonra beste yapmadı. Yaşamının son üç yılı yalnızlık içinde geçti.
Couperin’in yapıtları, tür olarak, belirgin sayılabilecek dönemlerde yoğunlaşmıştır. Saint-Gervais Kilisesindeki ilk yıllarında, org müziği yazmış, bu görevden ayrıldıktan sonra solo org için müzik yazmamıştır. Versailles döneminde ise vokal müzik ve oda müziği yapıtları bestelemiştir. Buna karşılık, klavsen için yazmış olduğu, Ordres adını verdiği 27 süitte toplanan 230’a yakın parça, hemen hemen bestecilik yaşamının bütününe yayılmıştır.
Couperin’in müziği, geleneksel yöntem ve tekniklerin yetkinlikle kullanımı bakımından, J.S. Bach’1 la kıyaslanabilir. Bach’la, müzik üzerine uzun bir süre yazıştığı bilinmektedir, ancak bu mektuplar kaybolmuştur. Couperin’in müziğine hayran olan Bach, onun kimi bestelerinin notalarını kendisi için kopye etmiştir. Bununla birlikte, Couperin, gelişmekte olan biçim ve tarzdan yoğunlukla yararlanması ve yenilik arayıcı tavrıyla, Bach’tan farklılaşır.
İlk önemli yapıtı olan Pieces d’orgue cons’ıstantes en deux messes (“İki Missa Olarak Org Parçaları”), eski dinsel müzik geleneklerinden ayrılmaz. Protestan ülkelerde org, bağımsız bir gelişme göstererek çok önemli bir çalgı durumuna gelmiş, oysa Fransız Katolik Kilisesi’nde, Gregor melodilerine küçük katkı ve çeşitlemelerle eşlik etmekle sınırlı kalmıştı. Couperin’in org missaları bu işleve uygun olarak, basit bir yapıdadır. Bununla birlikte, yetkin bir kontrpuan ve armoni yazısını ve bazı yenilik izlerini de taşırlar.
O dönemde gelişmekte olan yeni biçimlerin başında, İtalya’dan çıkmış olan “üçlü sonat” (sonata a tre) gelir. Özellikle Lully’den kaynaklanan Fransız Barok operasının teknikleriyle Corelli’nin öncülük ettiği üçlü sonat arasında yakın ve yapısal bir ilişki vardır. Couperin oda müziği yapıtlarında bu biçime yönelmiş ve Italyan tarzını Fransız müziğiyle kaynaştırmaya çalışmıştır. Aslında besteci, üçlü sonatın iki türünden sonata da camera’yı (süit, ordre ya da partita olarak da adlandırılıyordu) zaten daha çok Fransız müzik geleneğinin bir parçası olarak görmüştür.Bu türdeki yapitiarmdanZ.es İVı*tıoras(“Uluslar”) dizisinde, Fransız ve İtalyan gelenekleri bir arada, yan yana bulunur; Apotheose de Lulli (“Lulli’nin Yüceltilmesi”) ve La Parnasse ou L’Apotheose de Corelli (“Şiir ya da Corelli’nin Yüceltilmesi”) adlı sonatlarda ise birbiri içinde bütünleşmiş, kaynaşmıştır.
Bestecinin vokal müzik alanındaki yapıtları görece, az tanınır. Oysa, dinsel türde olanları, veriminin oldukça önemli bir bölümünü oluşturur. Bunlar, üçlü sonatlarla yaklaşık aynı yıllarda bestelenmiştir ve yine İtalyan etkisi taşırlar.
Couperin, dört kitap halinde yayımladığı klavsen için yazılmış parçalarda da, İtalyan ve Fransız geleneklerinin bir bileşimine gitmiştir. Fransız klavsen ve lavta bestecileri, halk şarkıları ve çoksesli dans müzikeri ile İtalyan operası ve Corelli’nin etkisi, Couperin’ in klavsen müziğinin başlıca kaynakları olmuşlardır. Bu etkiler, klavsen parçalarının toplandığı dört kitapta da belirgindir ve son kitapta olgun bir bütünlüğe ulaştırılmıştır.
Couperin’in 1717’de yayımlanan L’Art de tou-cher le davecin (“KlavsenÇalma Sanatı”) adlıkuram-sal yapıtı, sistemli bir kitap olmamasına karşın, uzun süreli bir etki yapmış ve dönemin Fransız müziği üzerine önemli bir kaynak olarak kalmıştır.
Couperin’in müziğinin en önemli özelliklerinden biri de anlatımcı yönüdür. Birçok yapıtı, belli duyguları, kişileri, hatta nesne ya da algılamaları betimleyici niteliktedir ve buna uygun başlıklar taşır. Kendisi de, bestelerken, her zaman yaşadığı olaylardan esinlenen bir amacı, hedefi olduğunu ve kullandığı başlıkların bunu yansıttığını belirtmiştir. Bu bakımdan, Couperin, programlı müziğin de ilk öncülerinden sayılabilir.
Döneminde, Rameau ile birlikte Fransız Barok müziğinin en önemli temsilcilerinden olan, bilgi, teknik ve yaratıcılığıyla büyük bir usta sayılan ve birçok bestecinin yetişmesinde rol oynayan Couperin, klavye yazısına ve tekniğine, anlatımcı müziğe katkılarıyla da Ravel ve Debussy’ye kadar uzanan bir etki yapmıştır.
« YAPITLAR (başlıca): Org müziği: Pieces d’orgues consistantes en deux messes, 1690, (“İki Missa Olarak Org Parçaları”). Vokal müzik (dinsel): Leçons des Tenebres, ykş. 1714-1715, (“Karanlıkların Dersleri”); Elevations. Oda müziği: La Steinquerque, ykş. 1692, 2 keman ve sürekli bas için üçlü sonat; La Sultane, ykş. 1695, 2 keman, 2 viyola de gamba ve sürekli bas için dörtlü sonat; L’Imperiale, ykş. 1710-1715, 2 keman ve sürekli bas için üçlü sonat; Concerts royaux, ykş. 1714-1715, (“Krallık Konserleri”); Apotheose de Lulli, 2 keman ve sürekli bas için üçlü sonat, (“Lulli’nin Yüceltilmesi”); La Parnasse ou L’Apotheose de Corelli, 2 keman ve sürekli bas için üçlü sonat, (“Şiir ya da Corelli’nin Yüceltilmesi”); Les Nations, 2 keman ve sürekli bas için üçlü sonat, (“Uluslar”). Klavsen müziği: Premier Livre de davecin, 1713, (“Birinci Klavsen Kitabı”); Second Livre de davecin, 1717, (“İkinci Klavsen Kitabı”): Troisieme Livre de clavecin, 1722, (“Üçüncü Klavsen Kitabı”); Quatrieme Livre de clavecin, 1730, (“Dördüncü Klavsen Kitabı”). Kitap: L’Art de toucher le davecin, 1717, (“Klavsen Çalma Sanatı”).
• KAYNAKLAR: P. Brunold, François Couperin, 1949; E.Harich-Schneider, Zartlıche Welt: François Couperin in seiner 7,eıt, 1939; W. Mellers, François Couperin and the French Classical Tradition, 1950; M.H. Reimann, Unter-suchungen zur Formgeschichte der französischen Klavier-suite mit besonderer Berücksichtigung von Couperins Ordres, 1940.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi