İnsan Anlığının İlerlemesi ve Filozoflar
Ünlü kitabı Esquisse’de, Condorcet, insanlık tarihini şu on döneme ayırır: 1) Ailelerin kabilelere dönüşmesi; 2) Hayvancılık ve tarım; 3) Yazının bulunması; 4) İskender’e değin Yunan kültürünün filizlenmesi; 5) Roma’nınparlaması ve çöküşü dönemlerinde bilginin gelişimi; 6) 476’dan Haçlı Seferleri’ne değin karanlık çağlar; 7) Haçlı Seferleri ile matbaanın bulunması arasında bilimin büyümesi; 8) Gütenberg’den, yetkeyi alaşağı eden Bacon, Galileo ve Descartes’a; 9) Descartes’tan Amerikan ve Fransız cumhuriyetlerinin kuruluşuna; 10) Özgürlüğe kavuşmuş anlığın çağı. Bu yapıtın amacı insan anlığının gelişim ve ilerleyişini çizmek olduğuna göre bilim ve düşünceyi önpla-na alması doğaldır. Onuncu bölüm geleceğe yönelik düşünceleri içerir, ilk üç bölüm ise Condorcet’nin uygarlığın başlangıç dönemleri üzerine genel değerlendirmeleridir, insan yeti ve doğasının, ileriki aşamaları olanaklı kılacak, hangi koşulları yerine getirmiş olması gerektiğini inceler. Beşinci bölümde Roma’nın uygarlığa katkısının başlıca hukuk alanında olduğunu belirtir. Altıncı ve yedinci bölümlerde Orta Çağ kilisesinin Avrupa düşüncesi üzerinde kurduğu bu baskıyı bir gözbağlama olarak değerlendirir. Azizlerle kilisenin, çoktanncılığı hortlattığım düşünür. Kilisenin gücünün kırılmasıyla; bilginin ilerlemesiyle Tanrı’ya gerçekten yaklaşmanın olanaklı olacağı kanısındadır. Bununla birlikte ahlak da gelişecektir. Yedinci bölümde bilimin yeniden uyanışım Araplar’ın eski bilgileri Batı’ya yeniden kazandırmasına bağlar. Condorcet’ye göre, uygarlığın ve insan anlığının tarihte ulaştığı en yüksek düzeyler, dördüncü bölümde ele aldığı Yunan kültürü ile sekizinci ve dokuzuncu bölümlerdeki Avrupa ve özellikle Fransız uygarlıklarıdır. Yunan bilgeleri arasında Pitagoras, Demokritos ve Sokrates’i över. Ona göre, Demokritos’ta Descartes’m sistemi vardır. Evrende meydana gelenleri özdek ve devim ile açıklamak bu iki düşünürün ortak yönüdür. Pitagoras ise Newton* ile benzerlikler gösterir. Doğa yasalarını bir evren dizgesi biçimine ulaştırışlan bu benzerliklerin temelindedir. Sokrates, felsefeyi, yeniden doğru yola sokan, aşırı kurgu eğilimleri yerine olguya yönelten düşünürdür. Onun yöntemi yalnızca ahlaka uygulanır gibi görünse de felsefenin her alanında geçerlidir. Platon bir açıdan kuşkuculuğa düşme eğiliminde öte yandan da boş soyutlamalar peşindedir. Stoacılar’a saygılı, Epikuros’a ise hayrandır. Condorcet’ye göre doğanın sağladığı olanakları, bazları, belirli bir dengeli-lik içinde değerlendirmek ahlakın baş ilkesi olmalıdır.
Orta Çağ’ı yermesine karşılık, skolastiğin, sağladığı felsefi ayrımlar ve geliştirdiği uslamlama yöntemleriyle yararlı olduğunu düşünür. Descartes ’ı ise yüceltir. Düşüncedeki tutsaklığın gerçek anlamda onunla yıkıldığını söyler. Bilginin ve bilimin belitlerini oluşturan doğruların aranışında da, yine o önder olmuştur. Condorcet’ ye göre Locke ve Condillac ilerlemeyi sürdüren, Voltaire ise anlığı genişleten düşünürlerdir. Rousseau insanlığa daha hakça bir toplumsal yapı kurmak olanağını sağlamıştır.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi