CROUSAZ, Jean Pierre (1663-1750)
İsviçreli filozof ve matematikçi. Estetikle deney bilimleri arasında bir bağlantının kurulması görüşünü savunmuştur.
12 Nisan 1663’te Lausanne’da doğdu, 22 Mart 1750’de, gene bu kentte öldü. Ortaöğrenimini Lausanne’da gördükten sonra, 1682-1684 arasında Hollanda ve Fransa’da felsefe ve matematik konularında çalıştı. 1684’te Lausanne Üniversitesi’ne dönerek aynı alanlarda öğrenimini sürdürdü. Daha sonra, bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1700’de matematik ve felsefe profesörü, 1706’da rektör oldu. Ardından Hollanda’nın Gröningen kentine giderek, buradaki üniversitede felsefe ve matematik okuttu. 1725’te Paris Bilimler Akademisi’ne seçildi. 1732’de Lausanne’a döndü, 1737’de yeniden felsefe profesörlüğüne getirildi.
Crousaz’m felsefeye yaklaşımı, Kuşkuculuk konusundaki çalışmalarıyla olmuştur. İlkin Sekstos Empeirikos ve Bayle’in yazılarını okudu, sonra Leibniz ile Wolff’u inceledi. Hepsinin de görüşlerine karşı çıktı. Descartes ve Locke’un görüşlerine yakınlık duydu. Felsefeye ilişkin düşüncelerini, daha çok, mantık ve estetik konularında yoğunlaştırdı. Ona göre mantık yalnız, doğru düşünmek, yanlıştan kurtulmak için gerekli kuralları öğretme bilgisi değil, gerçeği kavramada uygulanacak ilkeleri ortaya koyma bilimidir. Bu nedenle mantığı, uygulamaya elverişli olmayan bilgilerden arındırmak gerekir.
Estetik ise belli ölçülere, uyuma dayanan güzelin bilgisidir. Güzellik, yalnız bir “görünüş” değil, bütünü oluşturan bölümlerinin uyumudur, “çoklukta birlik”tir. Bu nedenle, güzel olmadığı ileri sürülen bir nesnede bile, bölümler arasındaki genel uyum yüzünden gerçek güzellik bulunabilir. Sanatçının ortaya attığı düşüncelerle yapıtı arasında bir genel uyum varsa, o yapıt, güzeldir. Güzel yalnız duygulara dayanılarak nitelendirilmez, us ölçülerine bağlanma gereği de vardır. Duyguyla us arasında bir uyum sağlamak gerekir. Bu uyumu sağlayacak ilkeler şunlardır: Oran, birlik, düzen, diziliş (sıralılık), türlülük.
Estetikle ilgili ilkeler bilimler için de geçerlidir. Çünkü güzellik doğada vardır ve doğanın bütününe yayılmıştır. Bu nedenle fizik, gökbilim, matematik, tarih gibi bilimlerin güzellik sorunlarıyla ilgilenmesi gereklidir, doğaldır. Öte yandan, bütün bilimler “güzeP’dir. insan davranışlarının, insanın özü ve davranışlarının amacıyla uyumu erdemin güzelliğini gösterir. Retorikteki güzellik, anlatım ve ses uyumundan, anlam bütünlüğünden doğar.
Ruh gövdeden ayrı bir tözdür, evrende Tanrı istenci egemendir. Gövdeye dirilik ve devinme olanağı sağlayan ruhtur ve Tanrı istencine bağlıdır.
• YAPITLAR (başlıca): La logique ou systeme de reflexion, 1712, (“Mantık ya da Düşünme Sistemi”); Traite dubeau, 1715, (“Güzellik Üstüne Deneme”);De T’Esprithumaine, 1741, (“insan Ruhu Üzerine”); Traite de Teducation des enfants, 1721, (“Çocuk Eğitimi Üstüne Deneme”); Examerı du pyrrhonisme ancierı et moderne, 1733, (“Eski ve Yeni Pyrrhonculuk Üstüne İnceleme”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi