CONSTABLE, John (1776-1837)
İngiliz, ressam. 19. yy İngiliz resminin en büyük manzara ustasıdır.
11 Haziran 1776’da Suffolk’ta doğdu, 30 Mayıs 1837’de Londra’da öldü. Bir arkadaşının etkisiyle küçük yaşta resim yapmaya başladı. Koleksiyoncu ve amatör bir ressam oian Sir George Beaumont’un (1753-1827) ve annesinin isteklendirmesiyle 1799’da Londra’ya giderek Kraliyet Akademisi’ne girdi. 1802’de yağlıboyaya başladı. 1815’e değin Ingiltere’ nin çeşitli bölgelerini gezerek manzara resimleri yaptı. 1816’da babasının ölümüyle büyük bir mirasa kondu. Bunu izleyen yılları Stour Nehri dolaylarında manzara resimleri yaparak geçirdi. 1819’da Kuzey Londra’nın Hempstead bölgesine yerleşti. Yapıtları, Fransız ressam Gericault’un aracılığıyla Fransa’da tanınmaya başladı. 1824’te Fransa’daki Salon sergisinde yer alan Saman Arabası ve Dedham Yakınlarında Stour Nehri Görünümü adlı resimleri büyük bir hayranlık uyandırdı ve geniş tartışmalara yol açtı. Saman Arabası bu sergide altın madalya ile ödüllendirildi.
Constable aynı yıl Ingiliz Krallık Akademisi üyeliğine seçildi. 1830’da gravürcü David Lucas’ın yardımıyla Ingiliz Manzaraları adlı bir dizi metal baskı (mezzotint) yaptı. Eşinin 1829’daki ölümüyle yedi çocuğunun sorumluluğunu yüklenmesi, ölümüne değin bunalım içinde yaşamasına neden oldu.
Constable, John Crome (1768-1821), Thomas Girtin (1775-1802) ve Turner gibi 19. yy’ın ilk yarısında yaşamış Ingiliz manzara ressamlarının en büyüğüdür. Özellikle renk kullanımı açısından manzara resminde yaptığı devrimle 19. yy resmini yönlendirmiştir. Böylece İngiliz resminde 18. yy Rokoko’ sunu temsil eden Gainsborough’nun hoşa gitmeyi amaçlayan süslemeci anlayışı da son bulmuştur.
Constable’ın sanatı, daha başlangıçta bile, İtalya’ daki Antik kalıntıları, Hollanda’nın deniz kıyılarını ve Almanya ormanlarım görüntülemek gibi o günlerde geçerli olan konuların dışındadır. Onun manzaraları hiçbir başka kaynağı çağrıştırmayacak kadar İngiliz’dir. Constable çoğunlukla alçak tepeler, bulutlu gökyüzleri, düz otlaklar, resmi andıran köy evleri, at arabaları vb. gibi Ingiltere’nin kırsal kesiminden görüntüleri konu almış ve doğal olmayı amaçlamıştır.
Ancak bu doğallık, olgunlaşma aşamasında Constable’m resim sanatının büyük ustalarına karşı ilgisiz kalmasına da yol açmamıştır. Bu döneminin güçlü ve canlı renkleri, Rubens’in Steen Şatosu adlı resminin incelenmesinden kaynaklanır. Öte yandan bulutlarının biçimlerini ve gölgelenişlerini Ruisdael’e ışığın atmosfer etkisi yapacak biçimde kullanılışını da Claude Lorrain’e borçludur. Klasik manzara resmindeki simetrik kuruluşlara karşı çıkmakla birlikte, kompozisyonunu belirleyen uyum, denge, düzen kaygısı, onun Claude Lorrain ve Poussin gibi sanatçıları özümlediğini gösterir. Doğalcı (naturalist) ayrıntılarındaki şiirsel yorumunun temeli ise Gainsborough’dur.
Constable bu etkileri özümleme aşamasında, genelde ileri sürüldüğünün tersine, picturesque kuramının etkisi altında değildir. Bu kurama göre resimsel değerlerin ve kompozisyona ait öteki özelliklerin yüzeysel dokuda ve biçimde birbirinden kesin olarak ayrılması gerekir. Constable ise picturesque kuramının gereklerini uygulamak yerine, doğa karşısında Wordsworth’ün doğaya yaklaşımını çağrıştıran bir tutumla hareket eder. Ona göre doğadaki her şey, doğayı biçimlendiren ve yönlendiren ruh ya da gücün özelliklerini taşımaktadır. Bu yüzden en basit bir doğa olayını anlamak, o olaya egemen olan bütüne ait niteliği korumak demektir. Constable’m “resme şiirsel bir yaklaşım” sözüyle anlatmak istediği şey, bu niteliğin yakalanması ile ilgilidir. Bu bağlam içinde Constable’ın doğalcılığı, gözün gördüğünü saptamanın ötesinde, doğanın bir bütün içinde ya da bütünleştirilmiş bir biçimde sunulmasına dek uzanan, geniş bir boyutu kapsar. Başlangıçta, Yeni-Klasikçiler’le Romantikler arasındaki çekişmede Romantikler’den yana bir tutumla hareket eden Constable, bu nitelikteki doğa anlayışıyla Doğalcılık’ı da aşan bir boyuta ulaşır.
Constable’ın manzaranın bütünlük içindeki çeşitliliğini sağlamak için kullandığı araç, ışıktır. Bu bakımdan konunun, ressamın ilgisini çekecek bir bakış açısının seçilmesi dışında bir başka önemi yoktur. Bir nesnenin ya da görüntünün biçimi ne olursa olsun, ışık ve gölge ile renklerin ve nesnelerin gözden uzaklaştıkça silikleşmesi, onu güzelleştirmeye yetecektir. Constable, ışığı daha iyi ve canlı bir biçimde vermek için sıcak renkler, gölgelere ve biçimlere çeşitlilik ve dirimsellik kazandırmak için de kesik fırça vuruşları kullanır. Bu yöntemle elde ettiği görsel sonuçla İzlenimciler’den (Empresyonistler) önce izlenimci bir dil geliştirmiştir.
Constable’ın doğrudan doğa karşısında yaptığı taslaklarla, atölyesinde bunlardan yaptığı bitmiş resimler arasında belirgin bir fark vardır. Taslakları daha az ayrıntılı, ancak daha canlıdır. Atölye yapıtları ise bu taslakların arındırılıp daha yetkin hale getirilmesine dayandığı için bir ölçüde donuk bir görünüm almışlardır. Taslaklarda, doğa karşısındaki ilk katışıksız izlemini yansıtan heyecanlı bir fırça işçiliği göze çarpar.
Günün geçerli ölçülerine uymak zorunluluğunu duyarak, çoğunlukla Kraliyet Akademisi’ndeki yıllık sergiler için büyük boyutlu resimler yapmıştır. Büyük boyutun yarattığı boşluk duygusunu önlemek için de alt ve son kat tonlarını özellikle saydamlaştırmıştır.
Eşinin ölümünden sonra geçirdiği bunalımlı döneminde, gününün geçerli ölçütlerini bir yana bırakarak manzaralarını alabildiğine özgür bir tutumla işlemeye yönelmiştir. En etkileyici yapıtları da bu dönemin ürünleridir.
Constable 19. yy Fransız Romantikler’i ve Do-ğalcılar’ını derinden etkilemiş bir sanatçıdır. Delacro-ix ve Barbizon Okulu ressamları renk kullanımında büyük bir oranda Constable’dan etkilenmişlerdir. Pissarro ve öteki izlenimciler üzerinde ise dolaylı bir etki yapmıştır.
• YAPITLAR (başlıca): Luivenhoe Parkı, 1816, Ulusal Galeri, Washington D.C; Stour Nehri Üstünde Flatford, 1817, Tate Galerisi, Londra; Beyaz At, 1819; Stour Nehri Üzerinde Stratford Değirmeni, 1820; Saman Arabası, 1821, Ulusal Galeri, Londra; Dedham Yakınlarında Stour Nehri Görünümü, 1822, Huntington Sanat Galerisi, California; Sıçrayan At, 1825, Victoria ve Albert Müzesi, Londra; Mısır Tarlası, 1826, Ulusal Galeri, Londra; Salisbury Katedralinin Çayırlıktan Görünüşü, 1831; Wa-terloo Köprüsünün Açılışı, 1832.
• KAYNAKLAR: K. Badt,]ohn Constable’s Clouds, 1950; R.B. Beckett, John Constable and the Fishers, 1952; A. Fontainas, Constable, 1927; C.J. Hoimes, Constable and His Influence on Landscape Painting, 1902; E.V. Lucas, John Constable, the Painter, 1924; C. Peacock, John Constable, the Man and His Work, 1965.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi