CHERUBINI, Luigi (1760-1842)
İtalyan, besteci. Klasik dönemden Romantizm’e geçişte etkili olmuştur.
14 Eylül 1760’ta Floransa’da doğdu, 15 Mart 1842’de Paris’te öldü. İlk müzik derslerini, altı yaşındayken, müzisyen olan babasından aldı. Dokuz yaşında, kompozisyon öğrenmeye başladı. Bu eğitim yılları boyunca, çeşitli dinsel yapıtlar besteledi. 17-18 yaşlarında, ünlü bir opera ve dinsel müzik bestecisi olan Giuseppe Sarti’nin yanında çalışmak üzere Venedik’e gönderildi. Burada dört yıl kalarak geleneksel İtalyan kontrpuan tekniğini ve çoksesli (polifonik) müzik yazısını öğrendi.
1780 başlarında ilgisi operaya yöneldi. Aynı yıl sahnelenen bu türdeki ilk yapıtı Quinto Fabio’nun başarısızlığına karşın, çabasını sürdürdü. 1784’te İngiltere’ye çağrıldı. Operaları orada da fazla beğenilmedi. Ancak, Galler Prensi’nin dikkatini çekti ve Krallık Bestecisi görevine getirildi.
1786’da Londra’dan Paris’e giden besteci, burada yaklaşık bir yıl kaldı ve gördüğü yakın ilgi üzerine 1788’de bu kente yerleşti. Önemli operalarının birçoğunu bu dönemde besteledi, opera yöneticisi olarak çeşitli görevler aldı. Ancak kazandığı başarı ve saygınlığa karşın, para durumu iyi değildi. 1795’te kurulan Conservatoire de Musique’e müfettiş olarak atandı.
Cherubini, 1805’te Viyana’daki imparatorluk tiyatrosu için bir opera yazma önerisi aldı. Temmuz başlarında gittiği bu kentte, en önemli operalarından Les Deux Journees (“İki Gezi”), Der Wassertrager (“Saka”) oynandı. Ayrıca, müziğine hayranlık duyan ve özellikle vokal müzik alanında etkilenmiş olan Beethoven’la tanışma olanağı buldu. Aynı yılın Kasım’ında, Fransa orduları Viyana’yı işgal etti ve Cherubini, Schönbrunn’da Napoleon için müzik geceleri düzenlemekle görevlendirildi.
Fransa’ya döndükten sonra Cherubini’nin gördüğü ilgi arttı ve para durumu iyileşti. Elbe Adası’n-dan kaçarak yeniden imparator olan Napoleon, ona Legion d’Honneur Şövalyelik unvanını verdi. Daha sonra da, yüksek maaşlarla önemli görevler aldı. 1822’de Conservatoire de Musique’in müdürlüğüne getirildi ve bu işi yaklaşık yirmi yıl sürdürdü. Bütün bunlara karşın, Fransa’daki bu son döneminde bir kırgınlık duygusu ve içe kapanıklık egemendir. Özellikle son yıllarını inzivada geçirdi.
Cherubini’nin besteci olarak gelişimi, oldukça belirgin üç döneme ayrılabilir. Opera çalışmalarına başladığı 1780’den 1791’in ürünü Lodoiska operasına kadar süren ilk evrede, İtalyan geleneklerine bağlı kalmıştır. Eşliksiz koro için (a cappella) yapıtlar ve Napoliten tarzdaki hafif operalar, bu dönemin başlıca ürünleridir.
Sanatçının, Paris’e yerleştikten sonra Gluck ve Rameau’nun operalarıyla Flaydn’m senfonilerinden etkilendiği ve opera alanında yeni bir anlayışa yöneldiği görülür. 1788’de sahnelenen Demophon’da ilk belirtileri görülen bu eğilim Lodoiska’ân kesinleşmiştir. Bu yapıtta Cherubini, opera seria (ciddi opera) geleneğinde solo sesin sahip olduğu ağırlığı azaltmış, koro bölümlerini vurgulayıp dramatik bir orkestra kullanımına başvurarak güçlü bir anlatıma ulaşmıştır. Bestecinin belki de başyapıtı sayılabilecek olan Les Deux Journees de benzer özellikler taşır. Konusu Fidelio gibi bir “kurtuluş” temasına dayanır ve Beethoven, Fidelio üzerinde çalışırken bu yapıtı incelemiştir.
Cherubini’nin üçüncü dönemi ise, dinsel koro yapıtlarının yeniden ağırlık kazandığı, Fransa’da görece yalnızlık içinde geçen yılları kapsar. 1809’da tamamlanan Fa Majör Missa, bu dönemin başlangıcını oluşturur. Bu tarihten sonra da opera bestelemeyi sürdürmüş olmakla birlikte, dinsel müzik, asıl ilgi alanı durumuna gelmiştir. Bestecinin dinsel koro yapıtları, kontrpuan yazısının en yetkin örneklerindendir. Bestecinin görmüş olduğu eğitim, kilise müziği geleneklerine dayandığı halde, bu yapıtlarda tören müziğinin mistik havası pek görülmez; klasik üsluba yaklaşan görkemli bir anlatıma yer verilmiştir.
Cherubini’nin müziği, armonik yapısının ve orkestrasyonun zenginliği bakımından Gluck’u andırır. Bu ağırbaşlı müzik, hemen her zaman, düşüncenin anlatımına yönelmiştir. Klasik biçimleri dramatik anlatım yönünde geliştirme çabası, Cherubini’yi Kla-sizm’den Romantizm’e geçiş konumunda görmeyi gerektirir. Bu bakımdan da Beethoven’a benzer ve hem onu hem de kimi Alman romantik bestecilerini doğrudan etkilemiştir. Operaları ve konservatuvardaki çalışmalarıyla da 19. yy’ın ilk yarısında Fransız müziğinin gelişiminde hazırlayıcı bir rol oynamıştır.
• YAPITLAR (başlıca): Opera: Quinto Fabio, 1780; La finta principessa, 1785, (“Sahte Prenses”); Artaserse, 1785; Ifigenia in Aulide, 1788; Demophon, 1788; Lodoiska, 1791; Medee, 1797; Les Deux Journees, 1800, (“İki Gezi”); Ali Baba, ou Les Quarante Voleurs, 1833, (“Ali Baba ve Kırk Haramiler”). Vokal müzik: 17 kantat; 11 missa; 2 requiem. Orkestra müziği: 11 marş; 11 dans; Re majör Senfoni. Oda müziği: 6 yaylı çalgılar dörtlüsü; Miminör Yaylılar Beşlisi, 1837. Piyano müziği: 6 sonat; Grand Phantasia; Chaconne.
• KAYNAKLAR: E.Bellasis, Cherubini: Memorials Illus-trative of His Life, 1912; G.Confalonieri, Prigionia di un artista: il romanzo di Luigi Cherubini, 1948; P.Esprii, Les Voy ages de Cherubini, ou VEnfance de Mozart, 1946.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi