CHAMBERLAİN, Owen (1920 – 28 Şubat 2006 , Berkeley, ABD)
ABD’li fizikçi. Antiprotonun varlığını deneysel olarak kanıtlayan fizikçilerden biridir.
10 Temmuz 1920’de California Eyaleti’nin San Francisco kentinde doğdu. Babası bir radioloji uzmanıydı. 1941’de Dartmouth College’dam fizik diploması aldı. 1942-1945 arasında “Manhattan projesi” adıyla bilinen atom bombası yapımına yönelik çalışmalara katılmak üzere lisansüstü eğitimine ara verdi. Savaştan sonra eğitimini sürdürerek 1949’da Chicago Üniversitesi’nde Enrico Fermi’nin öğrencisi olarak
doktorasını bitirdi. Berkeley’deki California Üniversitesi’nde öğretim üyesi, 1958’de de profesör oldu. 1959’da Emilio Segre ile Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştı. 1960’da ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne üye seçildi. Halen Berkeley’de Lawrence Radyasyon Laboratuvarları’nda yüksek enerji fiziği üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Chamberlain’m en önemli çalışmaları, varlığından yirmi yıl söz edilmesine karşın bir türlü bulunamayan antiprotonu Segre ile üretmesi ve beklenen özelliklerini doğrulamasıdır. Her temel parçacığın, karşı elektrik yüklü, fakat eşit kütleli bir antiparçacığı olduğu 1930’da İngiliz teorik fizikçisi P.A.M. Dirac tarafından ortaya atılmıştı. Bu fikrin elektron için doğruluğunu 1932’de C.D.Anderson kozmik ışınlardan gelen parçacıklar arasında antielektronu (pozit-ron) bularak gösterdi. Protonun antiparçacığı ise elektrondan 1800 kez ağır olduğundan ancak 6.3×10 elektron-Volt (eV) gibi çok daha yüksek bir çarpışma enerjisinde üretilebilecekti. Laboratuvarlarda bu enerjilere ancak 1950’lerde ulaşılabildi; bu yıllara gelinceye değin kozmik ışınlarda da antiprotonun bulunamaması, bu parçacığın varlığı konusunda kuşkuların doğmasına yolaçmıştı.
1950’lerin başlarında Berkeley’de parçacıkları 6 milyar eV dolaylarında enerjilere çıkartabilen “Bevat-ron” adlı hızlandırıcı yapılınca, Chamberlain ve Segre bir grup deneysel fizikçiyle birlikte sabit nötronların hızlandırılmış temel parçacıklarla bombardımanı yoluyla antiproton üretmek üzere çalışmalara başladılar. Çarpışmalar sonunda üretilenlerin yalnızca 30.000’de birinin antiproton olması beklendiğinden, çok karmaşık bir “ayıklama” gerekiyordu. Chamberlain ve Segre’nin grubu milyonlarca parçacığı, yük ve kütle ölçütleri ile ayıkladıktan sonra, yirmi ayrı antiproton adayı buldular. Bunların antiproton oldukları konusunda kuşku kalmaması için, proton ve nötronlarla çarpıştıkları zaman yok olarak mezonlara dönüştüklerini fotoğraf emülsiyonlarındaki çarpışma izlerinden gösterdiler. Böylece 1955’te antiprotonun, bir yıl sonra da antinötronun gerçekten var olduğu gösterildi. Chamberlain’ın bunun dışındaki başlıca araştırmaları kendiliğinden fisyon, proton saçılmaları ve anti-nükleonlarm özellikleri üzerinde oldu.
Antiproton’un bulunuşu antiparçacıkların varlıkları konusundaki inancın güçlenmesini sağlaması bakımından önemlidir. Bu inanç, Einsteın’ın görelilik kuramının ve kuvantum kuramının temel ilkelerine dayandığından bu parçacıkların bulunmaması fizikte derin bir kriz doğuracaktı. Bu temel soruna çözüm getirmenin yanı sıra, Chamberlain hızlandırıcılarla “gariplik” (strangeness) diye adlandırılan yeni bir kuvantum sayısına sahip parçacıklar üretmek ve bunları diğerlerinden ayırmaya dayanan deneyleri geliştirmekte de öncülük etmiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi