PİNEL, Pnilippe (1745-1826)
Fransız, hekim. Akıl hastalıklarının tedavisine bilimsel ve insancıl bir yaklaşımla eğilerek çağdaş psikiyatrinin öncüsü olmuştur.
20 Nisan 1745’te Tarn yönetim bölgesindeki Saint-André kasabasında doğdu, 25 Ekim 1826’da Paris’te
öldü. Hem anne, hem baba tarafından pek çok hekim ve cerrah yetiştirmiş bir ailenin çocuğu olmasına karşın, ilk gençlik yıllarında tüm ilgisini edebiyata ve felsefeye yönelten Pinel, 15 yaşındayken, büyük bir sevgiyle bağlı olduğu annesini yitirince, din adamı olmaya karar vererek bir manastıra girdi. 1767’de de Toulouse Üniversitesi’nde tanrıbilim öğrenimine başladı. Ancak, iki yıl sonra bu isteğini yitirip, aynı üniversitenin Tıp Fakültesi’ne yazıldı ve 1773’te doktora derecesini aldı. Dört yıl kadar Montpellier’de çeşitli hastanelerde çalışarak deneyim kazandıktan sonra 1778’de Paris’e yerleşti. Ne var ki, Paris Tıp Fakültesi’ nden mezun olmadığı için, bu kentte hekimlik yapma hakkı tanınmamıştı. Özel matematik dersleri vererek geçimini sağladığı bu yıllarda Locke ve Condillac’ın duyumcu öğretilerinin etkisinde kalan Pinel, 1783’te, deliren bir arkadaşının ormanda kurtlar tarafından parçalanması üzerine akıl hastalıklarıyla ilgilenmeye başladı ve ertesi yıl Gazette de santerim (Sağlık Gazetesi) editörlüğünü üstlendi. Fransız Devrimi sırasında siyasal bir etkinlik göstermemekle birlikte, Condorcet gibi gizlenmek zorunda kalan ya da kovuşturulan kişilere yardım etmeye çalıştı. 1793’te, Devrim Hükümeti’ndeki dostlarının yardımıyla bir düşkünler yurdunun, akıl hastalarının ve kimsesiz yaşlıların kabul edildiği Bicetre Hastanesi’nin yöneticiliğine getirildi. İki yıl sonra Salpetriere Hastanesi’nde yaşamının sonuna değin sürdüreceği başhekimlik görevine atanan, aynı yıl Paris Üniversitesi’nde patoloji ve sağlık bilgisi profesörü olan Pinel, 1822’de siyasal gerekçeyle ve hükümet eliyle bu görevden uzaklaştırıldıysa da, kısa bir süre sonra aynı üniversitenin onursal profesörlük unvanını aldı.
Pinel, her ne kadar günümüzde psikiyatrinin kurucularından biri olarak bilinirse de, çağdaşları arasında iç hastalıkları uzmanı olarak tanınmıştı. Bunun en önemli nedeni, 18.yy sınıflandırma geleneğinin, özellikle Linnaeus’un etkisiyle yazdığı ve 1798’de yayımladığı Nosographie philosopbique (“Hastalıkların Felsefi Yönden Sınıflandırılması”) adlı yapıtıdır. Oysa, Pinel’ in akıl hastalıklarına yaklaşımı, bu alanda gerçek bir devrim sayılacak kadar köklü değişiklikler yaratmış ve gerek hastalık nedenlerinin kavranmasında, gerek bu tür hastaların bakım ve tedavisinde yeni bir çığır açmıştır. İlk kez klinik olayları kaydetme geleneğini başlatan Pinel, akıl hastalıklarının nedeninin anlaşılmasına, toplumsal ve kalıtsal etkenlerin saptanmasına katkısı olacak bir yöntem geliştirmiştir. Akıl hastalıklarının kökeninde şeytani ya da büyülü güçlerin bulunmadığını öne sürmüş, ruhsal bozuklukların, kalıtımın ve bireysel duyarlığın rolü üzerinde durmuştur.
Bicetre Hastanesi’nde göreve başlar başlamaz, zincire vurulmuş hastalan çözdüren Pinel’in en büyük katkısı, akıl hastalarının bakımına ilk kez. insanca bir yaklaşım getirmesidir. Kan almak, soğuk suyasokmak, dövmek ve zincire vurmak gibi şiddet yöntemlerinin yerine konuşma, ılık banyo, kültür-fizik vc atölye çalışması gibi yöntemler uygulamış, akıl hastanelerine bağlı olarak hastaların çalışabileceği çiftlikler kurulmasını ve hastaların ailelerinin yanına gönderilmesini savunmuştur. Hastaların hücrelere kapatılmasına da karşı çıkan Pinel, hastaneyi bölümlere ayırarak hastaları rahatsızlıklarına göre bu bölümlere yerleştirmiş ve tedavinin de rahatsızlığın tipine göre değişmesi gerektiğini belirtmiştir. Hastanelerde gerçekleştirdiği bir başka yenilik de hastaların bakımını çoğu kez cahil olan hastabakıcıların yerine doktorların yapmasını sağlamak olmuştur. Pinel’in görüşleri Salpetricre’de yetiştirdiği doktorlar tarafından Avrupa’ya yayılmış ve yavaş da olsa giderek benimsenmiştir.
• YAPITLAR (başlıca): La nosographiephilosophique ou la methode de l’analyse appliquee a la medecine, 1798, (“Hastalıkların Felsefi Yönden Sınıflandırılması ya da Analiz Yönteminin Tıbba Uygulanması Üzerine”); Le traite medico-philosophique sur l’alienation mentale, ou la manie, 1801, (“Akıl Hastalıkları ya da Mani Üzerine Tıbbi-Felsefi Bir İnceleme”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi