CASTILLA, Ramon (1797-1867)
Perulu asker ve devlet adamı. Başkanlığı sırasında siyahların köleliğini yasaklamış ve Kızılderililer’den alınan haracı kaldırmıştır.
13 Ağustos 1797’de Tarascapa’da (bugün Şili’de) doğdu, 25 Mayıs 1867’de Arica’da öldü. Kızılderili, Avrupalı melez bir aileden gelmekteydi. 1812’de genç yaşta Şili’deki İspanyol sömürgecilerle birlikte bağımsızlıkçılara karşı savaşan kralcı güçlere katıldı. 1817’de Şilili yurtseverlerce tutsak edildi ve Buenos Aires’deki bir tu sak kampına yollandı. Kamptan kaçan Castilla Peru’yu geçti ve burada da kralcı güçlerle birlikte savaşmaya başladı. Jose de San Martin komutasındaki bağımsızlık orduları Şili’ye girince, 1820’de taraf değiştirerek San Martin’in yanına geçti. Sömürgecilere karşı verilen bağımsızlık savaşı sona erinceye kadar San Martin ve Simon Bolivar güçlerine büyük destekler sağladı. Peru, 1824’te Bağımsızlığına kavuştuktan sonra, 20 yıl boyunca orduda ve zaman zaman da sivil yönetimde görevler üstlendi. Başkan Agustin Gamara’nm 1841’deki ölümünü izleyen siyasi karışıklık ortamında yönetime el koydu. 1845-1851 ve 1855-1862 arasında Peru’yu yönetti.
Castilla’nın yönetimini üstlendiği Peru’da siyasi yaşam 20 yıldır kargaşa içindeydi. Bolivar’m ülkeyi özgürlüğüne kavuşturmasını izleyen dönemde ülkede bir iktidar boşluğu doğmuştu. 1828 liberal anayasasının yürürlükte olmasına karşın darbeler birbirini izlemekte, siyasi partiler birbirlerine karşı keskin bir mücadele vermekteydi.
Castilla, 1845’te iktidara geçtikten sonra bir dizi toplumsal reform başlattı. İlk ve ortaöğretimi yaygınlaştırdı, eğitim alanına önemli maddi destek sağladı. Peru ordusunu yeniden örgütledi, asker sayısını azalttı, donanmayı güçlendirdi. Castilla bu alandaki uygulamalarından dolayı Peru Silahlı Kuvvetleri’nin ilk kurucusu sayılır. 1847’de telgraf sistemini kurduran Castilla, 184 v de bütçe ve kamu harcamaları uygulamalarını, 18ai’de Peru’da demiryollarının yapımını başlattı. Yeni açılan Guano ve Gühercile madenlerinin işletmesini Avrupalılar’a verdi ve bu madenlerden önemli gelirler elde edilmesini sağladı.
1855’te yeniden başkan olan Castilla 1862’de, Kızılderililer’den yüzyıllardır alınmakta olan haracı kaldırdı. Ayrıca siyahların köleliğini yasakladı. Bu uygulamalar nedeniyle Peru, ulusal gelirinin % 10’unu oluşturan haraç gelirlerinden yoksun kaldı. Köle sahiplerine kölelerin bedellerini ödemesi buna eklenince, hükümetin mali kaynaklarında önemli bir daralma baş gösterdi. Castilla gerekli fonları maden işletmelerini vergilendirme ve maden gelirleriyle sağlamaya çalıştı. Köleliğin yasaklanmasıyla ortaya çıkan ucuz işgücü gereksinimi, 1849’dan sonra Çinliler’in ülkeye getirilerek kıyı plantasyonlarında çalıştırılmalarıyla giderildi.
Castilla, kilisenin güçlü bir destekçisi olmasına karşın kilise mahkemelerini ve kilisenin topladığı ayni toprak vergisini kaldırdı. 1860’ta devlet başkanma geniş yetkiler veren, Katoliklik’i resmi mezhep olarak kabul eden, siyasi örgütlenme hakkını koruyan bir anayasayı kabul ettirdi.
1862’de devlet başkanlığı görevinden emekliye ayrılan Castilla bu tarihten sonra da ülkenin siyasi yaşamında etkin oldu. 1864’te Ispanya ile ulusal onura aykırı olduğunu ileri sürdüğü Vivanco-Pareja Antlaş-ması’m imzalayan yeni başkan Juan Antonia Pezet’yi sürgüne yollattı. Ardından Pezet’nin yerine başkan olan Mariano Ignacio Parado’ya karşı 1867’de bir ayaklanma başlattı. Ancak, ayaklanma sonucuna ulaşmadan öldü.
• KAYNAKLAR: S.C.Markham, Travels in Peru and India, 1862; B.Pike, Modern History of Peru, 1967; G.H.Stuart, The Government System of Peru, 1925.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi