DALI, Salvador (1904 – 1989)
İspanyol, ressam. Veriştik Gerçeküstücülüğün en başta gelen temsilcisidir.
11 Mayıs 1904’te Barcelona yakınlarındaki Figueras’ta doğdu ve 23 Ocak 1989’te aynı yerde öldü. 1921-1924 arasında Madrid Güzel Sanatlar Okulu’nda resim eğitimi gördü. 1925’te Barcelona’da, 1926’da Madrid’de iki kişisel sergi açtı. 1928’de Versailles Sarayı ile Grevin Wax Müzesi’ni görmek ve Picasso ile tanışmak üzere Paris’e gitti. Gerçeküstücü çevrelerle yakınlık kurdu, giderek bu akımın öncülerinden oldu. Uluslararası Gerçeküstücüler sergilerine katıldı. 1929’da Paul Eluard’ın eski karısı Gala ile evlendi Aynı yıl Galerie Geamans’da açtığı sergi büyük bir başarı kazandı. Yönetmen Bunuel ile birlikte 1929’da Un Chien Andalou (“Endülüs Köpeği”), 1931’de de L’age d’or (Altın Çağ) adlı filmler üstünde çalıştı. 1934’te Lautreamont’un Chants de Maldoror adlı yapıtını resimledi. 1937’de İtalya’yı gezdi. Rönesans dönemi yapıtlarını ve barok üslubun örneklerini inceledi. 1940’ta ABD’ye yerleşti. 1941’de New York Modern Sanatlar Müzesi’nde büyük bir toplu sergi açtı. Ertesi yıl La vie secrete de Salvador Dali (“Salvador Dali’nin Gizli Yaşamı”), 1948’de de Fifty Secrets of the Art of Magic (“Büyü Sanatının Elli Sırrı”) adlı kitaplarını yayımladı. II.Dünya Savaşı sonrasında Ispanya’ya dönerek Katalonya bölgesindeki Cadagues’e yerleşti. Buradaki eski bir kiliseyi Salvador Dali Müzesi’ne dönüştürmeye girişti.
Gerçeküstücülüğe yönelmesi
Dali’nin ilgiyi üstüne çekmek için yaptığı olağandışı davranışlar sanatını ve gerçek sanatçı kişiliğini zaman zaman gölgelemiştir. Ama o yine de Batı resim geleneğini yakından tanıyan, dikkatli ve titiz bir resim ustasıdır. Öğrenciliğinde akademik resmin yöntem ve kurallarını büyük bir kolaylıkla kavramış, çeşitli sanat dergileri aracılığıyla Kübizm, Fütürizm (Gelecekçilik) ve Metafizik resim gibi eğilimleri yakından izlemiştir. Özellikle 1928’e değin Chirico başta olmak üzere metafizik ressamların düşsel gerçekçiliğinden ve nesnelerin gizemsel dünyasına gösterdikleri ilgiden etkilenmiştir. Düşsel bir Gerçekçilik (Realizm) anlayışıyla Fütürizm arasında orta bir yol aramıştır. Ancak Freud’un kuramlarını öğrendikten sonra bilinçaltı imgelerin akıldışı dünyasını olduğu gibi betimlemeye yönelik bir üslup geliştirmeye başlamıştır. Biyomor-fik ya da Mutlak Gerçeküstücülük’ün karşı seçeneği olan bu eğilim Veriştik Gerçeküstücülük olarak adlandırılır. Biyomorfik Gerçeküstücülükle salt biçim ve renkler, Veriştik Gerçeküstücüiük’te ise gerçekçi bir biçimde işlenmiş, birbiriyle bağlantısız imgeler otomatik yöntemler aracılığıyla bir araya getirilir.
Dali daha ilk yapıtlarında geliştirdiği kendine özgü bir mitolojiye ve bilinçaltı dünyasının imgelerine sonuna dek bağlı kalmıştır. Bu resim dünyasında Katalonya kıyılarının görüntüleri, bir de Dali’nin çocukluk yaşamıyla ilgili anılar büyük bir yer tutar. Dali bu değişik nitelikteki görüntü ve imgeleri, Max Ernst’in frottage yönteminden esinlendiği ve paranoi-accritical activity (paranoyak-eleştirel etkinlik) adını verdiği bir yöntemle işler. Bu yönteme göre zihni ve bilinçaltını sürekli heyecan ve taşkınlık halinde tutmak temeldir. Bu yolla üretilen anısal ve düşsel imgeler dış dünya gerçeğinden bağımsız bir bağlam içinde bir araya getirilerek şaşırtıcı görüntüler elde edilir. Gerçeküstücüler, olaylar ya da imgeler arasında beklenmedik bağlantılar kurarak akıldışı olayların kendiliğinden oluşmasını sağlarlar. Aklın denetimi olmadan bilinçaltmdan kaynaklanan imgelerin akılcı ve aşırı gerçekçi bir yöntemle işlenmesi, Dali’nin Veriştik Gerçeküstücülük’ünün etkileyici yanlarından biridir. Onun resimlerinde neyin gerçek, neyin düşsel olduğunu ayırmak olanaksızdır.
İkili imgeler
Dali’nin aynı anda iki ayrı şeyi temsil eden ikili imgeleri kullanma tutkusu da resminin temel niteiik-lerindendir. Örneğin, bir resminde masa üstüne yerleştirilmiş bir vazonun her iki yanında kalan boşluklar, aynı zamanda karşılıklı iki profil portre görünümünde düzenlenmiştir. Gene Voltaire’in Büstünün Yok Olduğu Esir Pazarı adlı yapıtında siyah şapkalı kadınların başları, bir yandan da Voltaire’in büstünün gözlerini oluşturur.
Dali’nin resimleri, hadım edilmekten ve boşluktan duyulan korku, mastürbasyon, doğum öncesi yaşama duyulan özlem gibi cinsel imgelerle doludur. Ancak Dali yapıtlarım en ince ayrıntısına dek kendisi yorumlar ve izleyicinin bilinçaltı dünyası ile akılcı bir yorum arasında bölünmesine yol açar. Bu bölünme resminin çarpıcı etkisini daha da artırır.
Genelde Dali’nin sanatı, akim gerçeklerin üstüne örttüğü örtüyü kaldırmak olarak tanımlanabilir. Bu örtünün altındaki dünya, zaman kavramını dışlayan erimiş saatler, bozulmaya başlamış vücut parçalan, yanan zürafalar, gövdesinde çekmeceler taşıyan insan figürleri gibi onun kendi yaşantısından kaynaklanan imgelerle biçim bulur. Örneğin – bir hadım etme olayı olarak yorumladığı – Guillaume Teli efsanesini konu alan bir dizi resmini, babasıyla bozuşması üzerine yapmıştır. Yiyeceğe karşı aşırı düşkünlüğünü Gala’yı omuzlarında parça etlerle gösteren bir resimle betimlemiştir.
Dali emperyalizmi öven sözleri ve parasal çıkar sağlama eğilimi nedeniyle, burjuva ahlakına karşı çıkan Gerçeküstücülük’ün devrimci tutumuna giderek ters düştü ve 1939’dan başlayarak Gerçeküstücüler’ce hareketin dışında görülmeye başlandı. Oysa, Dali de 1937’de İtalya’ya yaptığı geziden sonra İtalyan Rönesans sanatından etkilenmiş, özellikle Raffaello’dan kaynaklanan bir tür çağdaş Klasizm (Klasikçilik) arayışı içine girmişti. II.Dünya Savaşı sonrasında barok geleneğin izlerinin açıkça duyumsandığı mistik bir sanat anlayışı geliştirmiştir. Gene de bu değişim bütünüyle gerçeküstücü bir bakış açısının dışında değildir. Onun bu dönem resimleri, özellikle imgelerin bir araya getirilişiyle hâlâ gerçeküstü bir hava taşır. Ancak Dali bu yapıtlarda 16.yy İspanya’sının yayılmacı ruhunu ve Katolik hareketin militan tavrını övmüştür.
Dali resmin dışında, şiir ve heykelle de uğraşmıştır. Ayrıca karnavallar düzenlemiş, giysi ve vitrin tasarımları yapmış, bu konularla kuramsal düzeyde de ilgilenmiştir.
• YAPITLAR (başlıca): Resim: Aydınlatılmış Hazlar, 1929, Modern Sanatlar Müzesi, New York; Leniriin Bir Piyano Üstündeki Altı Görünüşü, 1931-1933, Modern Sanat Müzesi, Paris; Belleğin Israrı, 1931, Modern Sanatlar Müzesi, New York; Sıvı Arzuların Doğuşu, 1932; Delfli Vermeer’in Bir Masa Olarak da Kullanılabilen Hayaleti, 1934, Salvador Dali Müzesi, Cleveland; Guillaume Tell’in Anlaşılamazlığı, 1934, Ulusal Müze, Stockholm; Mae-West, 1934-1936; Sanat Enstitüsü, Chicago; Haşlanmış Fasulyelerle Yapılmış Yumuşak Konstrüksiyon: İç Savaş Sezgisi, 1936, Sanat Müzesi, Philadelphia; Narkissos’un Değişimi, 1936-1937, Tate Galerisi, Londra; Yanan Zürafa, 1936-1937, Sanat Müzesi, Basel; Afrika İzlenimleri, 1938, Tate Galerisi, Londra; Voltaire’in Büstünün Yok Olduğu Esir Pazan, 1940, Salvador Dali Müzesi, Cleveland; Çarmıha Geriliş, 1951, Sanat Galerisi, Glasgow; Son Yemek, 1955, Ulusal Sanat Galerisi, Washington D.C. Film: Un chien Andalou (J.Bunuel ile), 1928, (“Endülüs Köpeği”); L’age d’or (J.Bunuel ile), 1931, (Altın Çağ). Kitap Resimleri: Lautreamont’un Chants de Maldoror’u. Kitap: La femme visible, 1930, (“Görünen Kadın”); Conquest of Irrational, 1935, (“Akıldışının Fethi”); La vie secrete de Salvador Dali, 1942, (“Salvador Dali’nin Gizli Yaşamı”); Fifty Secrets of the Art of Magic, 1948, (“Büyü Sanatının Elli Sırrı”); Journal d’un genie, 1964, (“Bir Dahinin Günlüğü”).
• KAYNAKLAR: F.Cowles, The Case of Salvador Dali, 1959; J.A.Gay, Salvador Dali, 1950; A.R. Morse, Dalı, a Study of his Life and Work, 1958; J.T. Soby, Salvador Dali, 1941.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi