CHANDRASEKHAR, Subrahmanyan (1910 – 21 Ağustos 1995, Chicago)
Hint asıllı ABD’li fizikçi. Astrofiziğin gelişmesine, yıldızların evriminin anlaşılmasına önemli katkısı olmuştur.
19 Ekim 1910’da şimdi Pakistan’da bulunan Hindistan’ın Lahor kentinde doğdu. Madras Üniver-sitesi’nden 1930’da mezun olduktan sonra öğrenimini İngiltere’de sürdürdü. Doktorasını 1933’de Cambridge Universitesi’nde tamamladı ve Trinity College’in üyesi oldu. 1937’de ABD’deki Chicago Üniversitesi’ ne giden Chandrasekhar, 1943’te profesör oldu. 1952’de de Morton D.Huil adına kurulmuş bir üstün hizmet profesörlüğüne getirildi. Gene 1952’de As-trophysical Journal adlı bilimsel derginin editörü oldu ve bu görevi derginin tarihinde en uzun süre yürüttü. 1955’te, ABD Ulusal Akademisi’ne, ardından da Londra’da Royal Society’ye üye seçildi, birçok bilimsel ödül kazandı. Bunlardan başlıcaları 1953’te Ingiltere’de Royal Astronomical Society’nin altm madalyası, 1957 Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi’nin Rumford madalyası, 1962’de Londra’daki Royal Society’nin madalyası ve 1983’te kazandığı Nobel Fizik Odülü’dür.
Chandrasekhar genç bir öğrenci iken, kendisine Hintli matematikçi Ramanujan’ı örnek aldı. Çevresindeki bağımsızlıkçı düşünce ve eylemlerden etkilendi. Yirmi yaşında Cambridge’e gittiğinde, Dirac ve Eddington gibi ünlü bilim adamlarının bulunduğu bir ortamda çalışma fırsatı buldu. Kuvantum kuramı ve Einstein’m görelilik kuramının fizikte yeni yerleştiği o dönemde, Chandrasekhar bu kuramları yıldızların evrimini incelemek üzere astrofiziğe uyguladı. Çalışmaları, yıldızların geleceğini belirleyen kritik bir parametre olan Chandrasekhar limitini ortaya çıkardı. Ancak bu önemli sonuçları içeren makaleleri Eddington’m karşı çıkması nedeniyle beklediği kabulü görmedi. Eddington’ın şiddetli eleştirilerine karşın Chandrasekhar, Bohr ve Fauli’den destek buldu; ancak onların da Eddington’a açıkça karşı çıkmak istememeleri üzerine çalışmalarının astronomlar tarafından benimsenmesi 20 yıl gecikti. Chandrasekhar bu dönemde kendi açtığı bu ilginç alandaki araştırmalarına ancak sürekli mücadele ederek devam edebileceğini anlayınca, 1939’da yıldızların iç yapısını konu alan An Introduction to the Study of Stellar Structure (“Yıldızların Yapısının İncelenmesine Giriş”) adlı kitabını yazarak bu alandaki çalışmalarını noktaladı. Bundan sonra çalışmalarını yeni bir konuya yöneltti.
Eddington gibi bir otoritenin etkisiyle kendi kendine bilimsel yaşamını sürdüren Chandrasekhar çalışmalarında derin anlaşmazlıklara yol açabilecek konulardan uzak durmaya çalışmış ve matematiksel formalizme ağırlık vermiştir.
Chandrasekhar 1940’tan başlayarak yaklaşık 40 yıllık bir sürede, beş değişik konuda birer önemli kitap yazmasına olanak sağlayan çalışmalar yaptı. Seçtiği konuların tümü, teknik düzeyde farklılıklarına karşın, bir şekilde gökcisimleriyle ilgilidir. Chandrasekhar yıldızlar üzerine çalışmalarından sonra gökadaların (galaksilerin) yapısını ele aidi. O sıralarda gökadalarım fotoğraflardaki görüntülerine göre ayırt etmekten öteye pek gelişmemiş olan bu alanda, gökadaların fiziksel özelliklerini ön piana çıkartan sınıflandırma yöntemleri geliştirdi. Ardından yıldızların atmosferlerini incelemeyi olanaklı kılan ışığın, atmosferden geçişinde beklenebilecek fiziksel etkileri konu alan ışınsal transfer konusunu inceledi. 1950’de Radiative Transfer (“Işınsal Transfer”) adlı kitabını yayımlayarak noktaladığı bu araştırma dönemini Chandrasekhar yaşamındaki en mutlu yıllar olarak tanımlamıştır. Chandrasekhar bu dönemde Chicago yakınlarındaki Yerkes Gözlemevi’nde o güne değin ancak çok genel hatlarıyla bilinen bir konuyu ele alarak, sonunda ortaya yeni bir bilim çıkardı.
Yıldızların evrimindeki en önemli konulardan biri de denge durumlarının kararlı olup olmadığıdıy-dı. Chandrasekhar hidrodinamik ve hidromanyetik kararlılık problemlerini tek bir çerçeve içinde incelemek üzere yüksek mertebeden Virial teoremleri geliştirdi. Bu çalışmalarını 1961’de Hydrodynamic and Hydromagnetic Stabdity (“Hidrodinamik ve Hidromanyetik Kararlılık”) adlı kitabında topladı. Chandrasekhar’ın bundan sonra türbülans konusunda yaptığı, ancak bir kitapta toplamadığı birçok çalışması vardır. 1969’da yayımlanan Ellipsoidal Figures of Equilibrium (“Denge Durumunda Elipsoid Şekiller”) adlı kitabında Chandrasekhar, Nevvton’m zamanında dünyanın kutuplarının basık olduğunun anlaşılmasıyla başlayan ve MacLaurin, Riemann, Dedekind ve Jacobi gibi ünlü matematikçi ve fizikçilerin önemli katkıda bulundukları bir konuyu, yani gökcisimleri gibi, kendi kütleçekimieri altında dönen sıvı kitlelerinin denge ve kararlılık durumlarını inceledi. Chandrasekhar ve yakın çalışma arkadaşı Lebovitz’in araştırmaları ile açıklığa kavuşan ve gelişen bu konu matematiksel açıdan olduğu kadar, gökcisimlerinin şekillerine uygulanması bakımından da ilgi çekmiştir. Chandrasekhar’m yakın zamanlardaki çalışmaları, ilk başta düşünüp tartışmaları önlemek amacıyla girmediği bir konuda, Einstein’ın genel görelilik kuramı, özellikle de “kara delikler” üzerinde yoğunlaştı. 1983’te yayımlanan The Mathematical Teory of Black Holes (“Kara Deliklerin Matematiksel Kuramı”) adlı yapıtında Einstein denklemlerinin, Schwarschild ve Kerr çözümleriyle verilen kara deliklerin kararlılığının araştırılmasında uygulanmasıyla matematiksel fizikte yeni bir alan açıldığını göstererek konuyu ayrıntılarıyla inceledi.
• YAPITLAR (başlıca): An Introduction to the Study of Stellar Structure, 1939, (“Yıldızların Yapısının İncelenmesine Giriş); Principles of Stellar .Dynamics,, 1942, (“Yıldızların Dinamiğinin İlkeleri”); Radiative Transfer, 1950, (“Işınsal Transfer”); Hydrodynamic and Hydromagnetic Stahility, 1961, (“Hidrodinamik ve Hidromanyetik Kararlılık”); Ellipsoidal Figüre of Ecjuilihrium 1969, (“Denge Durumunda Elipsoid Şekiller”); The Mathematical Theory of Black Holes, 1983, (“Kara Deliklerin Matematiksel Kuramı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi