CAROTHERS, Wallace Hume (1896-1937)
ABD’li kimyacı. Başta naylon olmak üzere sentetik elyaf ve polimer konusunda buluşlarıyla tanınır.
27 Nisan 1896’da Iowa Eyaleti’nin Brulington kentinde doğdu, 29 Nisan 1937’de Philadelphia’da öldü. 1915’te Missouri Eyaleti’nde Tarkio College’da kimya öğrenimine başladı. 1920’de lisans diplomasını aldıktan sonra Illinois Üniversitesi’nde lisansüstü çalışmalarına başladı. 1924’te doktorasını aldıktan sonra aynı üniversitede iki yıl daha kalarak organik kimya dersleri verdi. Bu sırada aldehitlerin platin katalistleri ile indirgenme tepkimelerini inceledi. 1926’da Harvard Universitesi’ne geçen Carothers burada iki yıl öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra asıl ilgisinin araştırma olduğunu anlayarak 1928’de Du Pont Firması’nda çalışmaya başladı. Zaman zaman ruhi bunalımlara giren Carothers, 1937’de intihar etti.
Carothers, Du Pont Firması’nda organik kimyanın temel konularında araştırma yapan özel bir araştırma grubunun yönetmenliğine getirilince, uzun zincirler oluşturan polimerleri incelemeye başladı. 19. yy’ın sonlarında yapay elyaflar bilinmekteydi. 1885’de daha sonraları “rayon” diye adlandırılacak olan elyafın eririmi ile ilgili bir patent bile alınmıştı. Ayrıca doğal elyaflar üzerinde yapılan X-ışınları analizi, bunların dar, uzun ve tekrarlanan birimlerden oluştuklarını göstermişti. Carothers yapay olarak küçük ünitelerin birleştirilerek yeni özelliklere sahip polimerlerin yapılabileceğine inanmaktaydı. Du Pont’daki ilk başarısı kloroprenin sentezi oldu. 19. yy’da doğal kauçuğun izopren molekülünün polimerleşmesi ile oluştuğu bilinmekteydi. Ancak laboratuvar koşullarında polimerleştirilen izoprenden ticari değeri olmayan yapışkan bir madde elde edilmekteydi. Carothers uzun çalışmalardan sonra izoprenin yakın bir benzeri olan kloroprenin polimerleştirilmesi ile doğal kauçuktan çok daha üstün özelliklere sahip olan neopreni elde etti.
Carothers’in en önemli başarısı, aynı kimyasal birimin (monomerin) tekrarıyla üretilen uzun zincirlerin yerine, değişik bileşiklerin aralarındaki su ya da benzeri bir basit bileşiği açığa çıkararak birbirlerine bağlanmasıyla oluşturulan polimerler üzerine yaptığı çalışmalardır. Polikondansasyon diye adlandırılan bu yöntemle amaçlanan, maddenin elyaf haline getirilebilir olmasıydı. Carothers bu tür maddelerin üretilmesinde, iki ucunda karboksil asidi bulunan karbon zincirinin, iki hidroksilli alkol ile kondansasyonunu denedi. Polyester diye bilinen bu tür maddelerin erime noktaları düşük olduğundan istenen elyaf yapabilme özellikleri yoktu. Ancak bu çalışmalar ileride “Dacron” ve “Terylene” ticari adları ile bilinen elyafların üretilmesi için gerekli temel araştırmaların başlangıcı olmuştur.
İstenen özellikleri oluşturacak monomer aramalarına devam eden Carothers 1935’te adipik asit ile heksametilendiaminin kondansasyonu ile oluşan poli-amid reçinesini gerçekleştirdi. Her iki farklı monome-rinde altışar karbon atomu bulunan bu maddeye “Naylon-66” adı verildi. Naylon-66 özellikle gerilim altında elyaflaştırıldığında çok daha dayanıklı duruma gelmekteydi. II. Dünya Savaşı yıllarına rastladığı için Naylon-66 üretimi açıklanmadı ve yalnız askeri amaçlar için kullanıldı. Hafif ve dayanıklı bir malzeme olması nedeniyle çok geniş uygulama alanı bulan naylonun geliştirilmesi II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni tür yapay elyafların hazırlanabilmesi için bir adım oldu.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi