CROOKES, William (1832-1919)
İngiliz, kimyacı. Spektroskopi alanında ve elektrik boşalım tüpleriyle yaptığı çalışmalarıyla tanınır.
17 Haziran 1832’de Londra’da doğdu, 4 Nisan 1919’da aynı kentte öldü. On altı kardeşin en büyüğü olan Crookes, babasının mimar olması için yaptığı önerilere karşın 1848’de Londra Kraliyet Kimya Koleji’nde okudu. 1850-1854 arasında organik kimya profesörü A.W.von Hofmann’m asistanlığını yaptı. Bu dönemde tanıştığı Faraday’ı kendisine örnek aldı. Crookes’un ilk yayınının 1851’de organik kimya bilim dalında olmasına karşın, sonraki yıllarda bu konudan uzaklaştı. Eğitimini tamamladıktan sonra 1854’te Radcliffe Gözlemevi’nde meteoroloji asistanlığına, 1855’te de Chester’de kimya hocalığı görevine atandı. Bu sırada babasından önemli bir servet kalınca, Londra’daki evinde özel bir laboratuvar kurarak zamanının önemli bir bölümünü bilimsel araştırmalara ayırmak olanağını buldu.
Crookes 1850’lerden başlayarak yaklaşık 60 yıllık bir dönemde kimya, fizik, fotoğrafçılık, tarım ve hatta ispiritizma üzerine araştırmalar yaptı, yüzlerce makale ve birçok kitap yazdı. 1859’da çıkarmaya başladığı Chemical News (“Kimya Haberleri”) adlı derginin yayımlanmasını yaşamının sonuna değin kendi sürdürdü. Fotoğrafçılıkla da ilgilenerek, 1850’lerden başlayarak bu alanda da bir derginin yayımlanmasına katkıda bulundu. 1861’de talyumu buldu. 1863’te bu buluşu nedeniyle Royal Society üyeliğine seçildi. 1897’de de bilime katkılarından dolayı “Sir” unvanını aldı.
Crookes’un kimya dalındaki belki de en iyi bilinen çalışması olan talyumun keşfi, Almanya’da Kirchhoff ve Bunsen’in spektroskopiye ilişkin buluşlarından esinlenmişti. Daha önceki organik kimya araştırmalarında selenyum ve bileşiklerini inceleyen Crookes, bu elementi yeni geliştirilen spektroskopi yöntemleriyle araştırırken, selenyum ve sülfürik asit içeren bir çökelek örneğinde o güne değin bilinen elementlerinkine uymayan yeşil tayf çizgileri gözledi. Yaptığı analizler sonucu bulduğu yeni elemente bu yeşil tayf çizgilerinden dolayı Grekçe’de “yeşil çubuk” anlamına gelen “talyum” adını verdi. Talyumun ağırlığını çok duyarlı bir biçimde saptayabilmek amacıyla, tartma işlemini kendi geliştirdiği yöntemlerle vakumda gerçekleştirdi. Diğer kimyacılara da örnek olan bu yöntemle 200.04 g olarak bulmuş olduğu atom ağırlığı çağdaş yöntemlerle saptanan değerinden (204.37 g ) çok az farklıdır.
Crookes vakumda ağırlık ölçümleri yaparken terazisinde zaman zaman anlam veremediği sapmalar gözledi. İlgisini çeken bu olayı incelerken elde ettiği bulgularla 1875’te radyometre adını verdiği aracı geliştirdi. “Işık değirmeni” olarak da bilinen radyometre, birbirlerine çapraz şeklinde bağlanan çok ince cam çubukları içeriyordu. Cam çubukların uçlarına aynı tarafları siyaha boyanmış dört mika kanat bağlanmıştı. Bir yel değirmenini andıran bu sistem, dönme hareketini yapabilecek bir eksen ile birlikte havası boşaltılmış cam bir tüpe yerleştirilmişti. Kanatların siyaha boyalı yüzleri, Güneş ışığına ya da benzer bir ısınıma tutulduğunda, ısınımın şiddetine göre dönmeye başlıyordu. Crookes önceleri ışığın harekete dönüştüğünü düşündüyse de daha sonra olayın cam kapta kalan az miktarda hava moleküllerinden kaynaklandığını anladı. Dönme, hava moleküllerinin kısmi basınçta kanatların siyaha boyanmış ve daha fazla ısınan yüzünden daha hızlı olarak zıplamalarından kaynaklanmaktaydı. Bu ilginç gözlem daha sonra Maxwell’in gazların kinetik teorisini açıklamasında önemli bir rol oynamıştır.
Bu dönemde vakum çalışmaları daha farklı alanlarda da sürdürülmekteydi. 1869’da J.W.Hittorf, vakum tüpünde ilk kez elektrik boşalım deneyini gerçekleştirmişti. Bu deneylerden haberi olmayan Crookes, on yıl sonra Hittorf’unkiyle aynı doğrultuda, ancak çok daha kapsamlı deneyler yaptı. Bu deneylerde Goldstein’ın daha sonra katot ışınları diye adlandıracağı ışınımın düz bir hatta gittiğini, yoluna yerleştirilen maddelerde flüorışıma olayına neden olduğunu ve manyetik alan etkisi ile saptırılabildiğini gözledi. Bu deneyler sonucunda, katot boşalımı ile oluşan ışınımın elektromanyetik ışıma olmayıp, eksi yüklü parçacıkların düz bir hatta hızla hareket etmelerinden kaynaklandığını kanıtladı. Bu parçacıkların niteliği Crookes’u yeni yorumlar yapmaya zorladı. Deney tüpünün maddenin “dördüncü hali” diye tanımladığı parçacıklarla dolu olduğunu ileri sürdüğü gibi, bu parçacıkları, bilinen gazlardan daha seyrek ve dokunulması olanaksız “olağanüstü” gazlar olarak tanımladı. Meslektaşlarından kimileri bu açıklamaya, karşı bir görüş öne süremedikleri için kabullenmiş görünmelerine karşın diğerleri yoğun eleştiride bulunmaktan geri kalmadılar. Bu açıklamadan yirmi yıl sonra Crookes’un yorumunda tümüyle yanılmadığı anlaşılacak ve J.J.Thomson’un deneyleri ile “elektron”un yüklü bir parçacık olduğu kanıtlanacaktı.
Röntgen ışınlarını da ilk kez gözleyen Crookes olmuştur. Crookes, bir atmosferlik basıncın milyonda biri kadar düşük bir basınca indirebildiği boşaltım tüpü ile yapmakta olduğu deneyler sırasında, tüpün yakınında bulunan fotoğraf kâğıtlarının etkilendiğini gözlemiş, ancak olaya herhangi bir yorum getirememişti. On yıl sonra Röntgen aynı tür çalışmalar sonucunda, boşaltım tüpünden çevreye, niteliğini tümüyle anlayamadığından X-ışınları diye adlandırdığı bir ısının-yayıldığını gözleyince, kısa bir süre içinde, tıpta ve fizikte önemli kullanım alanları bulan bu ışınlar yoğun araştırma konusu oldu.
Crookes, Becquerel’in radyoaktifliği keşfetmesinden sonra uranyum tuzları üzerinde de araştırmalar yaptı. Bu alandaki çalışmalarında bazı yorum hataları bulunmakla birlikte, 1903’te alfa parçacıklarının incelenmesinde kullanılan spintariskop adlı aygıtı geliştirmesi önemli bir adımdı. Bu aygıt çinko sülfit kaplı bir ekranda alfa parçacıklarının çarpması ile oluşan parlamayı saptıyor, ekrana mikroskop ile bakıldığında bu parlamanın sayısız kıvılcımlardan oluştuğu gözleniyordu. Her kıvılcım tek bir alfa parçacığının ekrana çarpmasından kaynaklanıyordu. Crookes bu aygıtı bazı elementleri eser miktarlarda tanımlayabilmek için kullandı.
Crookes, elementlerin atom yapısının tanımlanabilmesi amacıyla yürüttüğü çalışmalarının yanı sıra, çeşitli bilimsel bulgularının uygulamaları ile de ilgilendi. Spektroskopi alanındaki çalışmaları sonucunda, cam sanayiinde çalışan insanların gözlerini mutlaka korumaları gerektiğini vurguladı. Erimiş camdan yayılan morötesi ve sıcak ışınların göz sağlığı için çok zararlı olduğunu saptayarak gözleri bu tür ışınımdan koruyacak özel bir gözlük geliştirdi. Sağlık konularına özel bir ilgi göstererek fenol ve türevlerinin antiseptik olarak benimsenmesinde önemli bir rol oynadı. Dünyanın sürekli artan nüfusunu doyurabilmek için tarımda verimliliğin artması gerektiğini ve bunun da ancak tarımda azotlu gübrelerinkullanılması ile mümkün olabileceğini savundu.
• YAPITLAR (başlıca): Select Methods in Chemical Analysis, 1871, (“Seçilmiş Kimyasal Analiz Yöntemleri”); Researchs in the Phenomenaof Spiritualism, 1874,(“İspiTitizin a Olayları Üzerine Araştırmalar”); The Wheat Problem, 1899, (“Buğday Sorunu”).
• KAYNAKLAR: E.E.F.d’Albe, The Life of Sir Wm Crookes, 1923.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi