Alman Edebiyatında Coşkunluk Akımı (Sturm und Drang)
Alman edebiyatında 1770’ten 1787’ye değin süren Coşkunluk akımının adı, Alman yazar Friedrich Maximilian Klinger’in (1752-1831) bir oyunundan kaynaklanır. 1750’lerde .doğmuş Alman yazarları 1770lerde verdikleri ilk gençlik ürünleriyle bu akımın oluşmasına yol açmışlar, Aydınlanma düşüncesinin karşısına yepyeni bir insan ve sanat anlayışıyla çıkmışlardır.
Özellikle “özgürlük”, “doğa” ve “dahi sanatçı” gibi üç kavram bu akımda önem kazanmıştır. İnsanları birbirine benzer kıldığı için usa karşı çıkılmış, her insanın başkasından ayrı bir birey olduğu savunulmuştur. Birey olarak insan, kendi kişiliğine özgü nitelikler geliştirebildiği, bunlar doğrultusunda davranabildiği ölçüde, “özgür” sayılmıştır. Sanat alanında ise kendi kurallarını kendi koyan, önceden var olan biçimlere gereksinmesi bulunmayan, üstün yetenekli “dahi sanatçı” kavramı oluşmuştur. Bu yetenek usun üstündedir, us yoluyla açiklanamayacak bir güçtür. Böylece deha ve duygu, Coşkunluk akımında, özgürlüğün hemen yanı başında yer verilen değerler olmuştur.
Bu dönemde önem kazanan üçüncü kavram da “doğa’dır. Yazarlar, içinde yaşadıkları doğayı büyük bir içtenlikle algılayıp yapıtlarında dile getirirken, Rousseau’nun “doğaya dön!”çağrısını benimsemişlerdir.
Coşkunluk akımının ürünleri şiir, kuramsal yazı ve tiyatro yapıtı olmak üzere üç alandadır. Akımın şiir alanındaki önderleri Hainbund (Orman Birliği) adlı bir birlik oluşturmuşlardır. Bu birliğin adı Alman yazar Friedrich Gottlieb KJopstockün (1724-1803) “Hügel und Hain” (“Tepeler ve Ormanlar”) adlı bir şiirinden gelmektedir. Bu adda yer alan “Hügel” (tepe) sözcüğü Antik Yunan sanatçılarının dağı sayılan Pamas’ı, “Hain” (orman) ise Almanlar’ m kendi yurtlan diye benimsedikleri ormanlan simgelemektedir. Bu şairlerin işledikleri başlıca konu insanın kendi içinde duyumsadığı, algıladığı doğadır. İtalyan kökenli bir tür olan balad, Alman edebiyatında bu dönemde yaygınlaşmış, Goethe ve Schiller de bunun başarılı örneklerini vermişlerdir. Eski halk şarkilarının toplanması ve bunlar doğrultusunda yapıtlar verilmesi de Coşkunluk akımının başka bir yönüdür.
Akımın sahne sanatına getirdiği yenilik, gezginci olmayan yerleşik tiyatroların Almanya’da ilk kez bu yıllarda kurulmasıdır. Bu dönemde tiyatroya gösterilen aşırı ilgi bir tutkunluk düzeyine yükselmiştir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi