RODİN, Auguste (1840-1917) Fransız, heykelci. Anlatıma ve harekete verdiği ağırlıkla çağdaş heykel sanatını etkileyen en önemli heykelci olmuştur.
12 Kasım 1840’ta Paris’te doğdu, 17 Kasım 1917’de Seine-et-Oise yönetim bölgesindeki Meudon’da öldü. On dört yaşındayken orta dereceli Petite Ecoie’e (sonra Eco-le Nationale des Arts Decoratifs) girdi. Horace Lecoq de Boisbaudron’dan desen, heykelci Carpeau’dan da mod-laj (biçimlendirme) öğrendi. Üç yıllık bu öğrenim döneminden sonra üst üste üç kez girdiği Ecole des Beaux- Arts’ın sınavlarını kazanamadı. 1864’te Sevres Porselen Fabrikaları’nda heykelci Albert E. Carrier-Belleuse’ün yardımcısı olarak çalışmaya başladı. 1870-1871 Fransa-Prusya Savaşı nedeniyle askere alındıysa da bir süre sonra yaralandığı için terhis edildi. Savaştan sonra Brüksel’ de bir yıl kadar Belleuse ile birlikte çalıştı. Belluese’ün 1872’de Paris’e dönmesi üzerine heykelci Antoinejoseph van Rasbourg ile bir ortaklık kurdu. Aralarında Borsa ve Akademi Sarayı gibi yapılar da bulunan bazı önemli yerlerin dekorasyon işlerini gerçekleştirdi.
1875’te İtalya’yı ziyaret ederek Rönesans’ın büyük ustalarının yapıtlarını inceledi. 1877’de Salon Sergisi’ne verdiği Bronz Çağı adlı heykeli, doğrudan doğruya canlı modelden alınmış kalıplarla gerçekleştirmekle suçlandı. Bu sav büyük tartışmalara yol açtı, sonunda Rodin yapıtını böyle bir yöntemle oluşturmadığını kanıtladı. Bu olay ünlenmesini sağladı. 1880’de Fransız hükümeti tarafından, Seine Nehri kıyısında inşa edilmesi düşünülen Dekoratif Sanatlar Müzesi’nin kapılarının yapılmasıyla görevlendirildi. 1900 sonrasında Paris’te açtığı toplu sergiyle sanatı tartışmasız olarak benimsendi. 1916’da tüm yapıtlarını Fransız hükümetine bağışladı. Bugün bu yapıtlar Paris’teki Rodin Müzesi’nde sergilenmektedir. Ayrıca ABD’de Philadelphia Sanat Müzesi’ne bağlı bir Rodin Müzesi daha vardır.
Rodin’in yapıtları bireysel yaratıcılığa dayanan biçimsellikleri ile geleneksel heykel anlayışının dışında kalır. Örneğin 1864’teki Salon Sergisi’ne kabul edilmeyen Kırık Burunlu Adam, geleneksel büst kavramının gerektirdiği simetrik biçimlenmeden yoksundur. Buna karşılık, yüzey dokusu üstünde oluşan ışık-gölge etkileri nedeniyle benzerlerinden çok daha canlı bir anlatıma sahiptir.
Bronz Çağı
Öte yandan Rodin’in ilk büyük çaplı yapıtı sayılan Bronz Çağı adlı boy heykeli, İtalya gezisi sırasında bir hayli etkilendiği Michelangelo’nun Tutsak heykellerinin havasını yansıtır. Yüzey dokusunun izlenimci (empresyonist) bir anlayışla işlenmiş olmasına karşın doğalcı (na-türalist) anlayışın en çarpıcı örneklerinden sayılan heykel, ilkel taş araçlardan kurtulan Bronz Çağı insanının uyanışını simgeler. Yapıtın ayrıca, Rodin’in kendi sanat ve ruh uyanışını temsil ettiğini ileri süren görüşler de vardır.
Silahlara Çağı
Rodin 1877-1879 arasında kendini kanıtlamak için çeşitli yarışmalara girmişse de başarılı olamamıştır. Bu amaçla gerçekleştirdiği ve Paris’in Almanlar’a karşı savunulmasını simgeleyen Silahlara Çağrı adlı anıt tasarımında François Rude’ün Marseillaise adlı grup heykelinden esinlenmiştir. Bu çalışma, Rodin’in yüzey biçimlerini sürekli olarak değişen ışığa göre ayarlama anlayışının ilk önemli örneğidir. Zamanında geri çevrilen Silahlara Çağn mn büyütülmüş bir modeli, I.Dünya Savaşı’ndan sonra Ver-dun’daki savaş alanına dikilmiştir.
Hareket kavramı
Rodin’in yarışmalara katılmak için yaptığı anıt projelerine koşut olarak ele aldığı Torso, Yürüyen Adam ve Aziz Yahya Vaaz Veriyor adlı dizi çalışmalar, onun gelişimi açısından önemli örneklerdir. Hazırlık çalışmaları olarak gerçekleştirdiği bu heykeller, daha sonra bağımsız parçalar olarak benimsenmiştir. Rodin bu dönemde, hareket nedeniyle sürekli değişen biçimleri yakalamaya çalışmış, sanatın, durmadan değişen bir oluşumun anlamlı bir bütün içinde ortaya konması olduğunu savunmuştur. Örneğin yürüme eylemi sırasında insan vücudunun değişik biçimler almasının yanı sıra, yüzey dokusu üstünde ortaya çıkan ışık kırılmalarını da yansıtmıştır.
Rodin sık sık, insan vücudunun bir parçasını ele aldığı çalışmalar yapmış ve bunları kendi başlarına bağımsız birer yapıt olarak değerlendirmiştir. Onun, sanatçıyı modele bağımlı kılmaktan kurtaran bu tutumunun ortaya çıkmasında, İtalya gezisi sırasında gördüğü Antik heykel kalıntıları da etkili olmuştur.
Cehennem Kapıları
Rodin’in otuz yedi yılını alan ve ancak ölümünden sonra bronza dökülebilen Cehennem Kapılan, yalnızca onun değil, 19. yy heykel sanatının da başyapıtlarından sayılır. 650 x 400 x 90 cm boyutlarında olan bu kapılarda 180 tane figür betimlenmiştir. Konusu Orta Çağ, Incil ve Dante’deki cehennem kavramlarından kaynaklanır. Ancak gerçek esin kaynağı Ghiberti’nin Floransa Vaftiz -hanesi’ndeki Cennet Kapısı dır. Ancak Ghiberti’nin dinsel konuları programlı bir biçimde, birbirinden ayrı çerçeveler içinde, sırasıyla ele alan yaklaşımına karşı, Rodin kapıların üstünde adeta bir kargaşayı sergilemiştir. Bu da genelde Ghiberti’den çok Gotik dönem katedrallerinin kabartmalarla süslü ana kapılarının yarattığı karmaşıklık duygusunu çağrıştırır. 180 figür içinde Adem, Havva ve Savurgan Evlat gibi İncil kökenli kahramanların yanı sıra Ugolino, Paola ve Francesca gibi Orta Çağ’ın dramatik tarih ve destan kahramanları, ayrıca kimlikleri belirsiz sıradan günahkârlar da vardır. Bu bütün içinde yer alan Düşünen Adam, Öpüş, Savurgan Evlat, Kaçak Aşk, Sonsuz Bahar gibi figürleri Rodin sonradan bağımsız heykellere dönüştürmüştür.
Rodin’in Cehennem Kapılan’nâza sonraki en önemli yapıtı Calaisİiler adlı anıttır. Yapıt, 15. yy’daki Yüz Yıl Savaşları sırasında İngiltere Kralı III. Edward’ın ordularına karşı uzun bir süre direnen Calais halkının sonunda teslim oluşunu konu alır. Direnişe kızan kral şehri yakıp yıkmak istemiş, ancak halkın ileri gelenlerinden altı kişinin seçilip, idam edilmek üzere kendisine gönderilmesi koşuluyla bundan vazgeçeceğini ilan etmiştir. Rodin, yalınayak ve yırtık çuvallar içinde, boyunlarından zincirlenmiş bu altı kişiyi, birbirinin aynı altı simgesel figürle betimlemek yerine, her birini ayrı kişilikler halinde canlandırmıştır. Onları ölüme giden kahramanlar olarak göstermemiş, her birini kendine özgü, insanca bir duygu ve tepki içinde yansıtmıştır. Anıtı, halkla bütünleşmesini sağlamak düşüncesiyle yerle aynı düzeyde bir kaide üstüne yerleştirmek istemiş, ancak bu önerisi alışılmış anıt anlayışına ters düştüğü için benimsenmemiştir.
Aslında Rodin’in bütün anıtları, döneminde yeterince anlaşılmamış, tepkiyle karşılanmıştır. Victor Hugo ve Balzac için yaptığı anıtlar, onları sıradan insanlar gibi ele aldığı, dolayısıyla küçülttüğü gerekçesiyle ısmarlayan kurumlar tarafından geri çevrilmiş, hatta alay konusu olmuştur.
Rodin, 20. yy heykel sanatını,özellikle Bourdelle,Maillol, Epstein gibi heykelcilerle Picasso ve Matisse gibi ressamların heykel çalışmalarını derinden etkilemiş bir sanatçıdır.
• YAPITLAR (başlıca): Ktrık Burunlu Adam, 1864, Rodin Müzesi, Paris; Bronz Çağı, 1876-1877, Rodin Müzesi, Paris; Torso, 1877-1878, Petit Palais, Paris; Yürüyen Adam, 1877-1878, Ulusal Galeri, Washington D.C.; Aziz Yahya Vaaz Veriyor,1878, Modern Sanatlar Müzesi, New York; Silahlara Çağn, 1879, Rodin Müzesi, Paris; Düşünen Adam, 1880, Rodin Müzesi, Paris; Cehennem Kapıları, 1880-1917-, Rodin Müzesi Paris; Ugolino, 1882, Rodin Müzesi, Vzns\Jules Dalou’nun Büstü, 1883, Rodin Müzesi, Paris; Sonsuz Bahar, 1884, Rodin Müzesi, Philadelphia; Calais’liler, 1884-1886, Rodin Müzesi, Paris; Savurgan Evlat, 1886; Öpüş, 1886, Rodin Müzesi, Paris; Kaçak Aşk, 1887, Rodin Müzesi, Paris; Victor Hugo, 1890, Rodin Müzesi, Paris; Balzac, 1897, Rodin Müzesi, Paris; BemardShauıünBüstü,1906, Rodin Müzesi, Paris; Gus-tav Mahler’in Büstü, 1909, Rodin Müzesi, Paris; George Clemenceau’nun Büstü, 1911, Rodin Müzesi, Paris.
• KAYNAKLAR: B.Champigneulle, Rodin, 1967; R.Deschar-nes ve J.Chabrun, Auguste Rodin, 1967; A.E.Elsen (der.), Auguste Rodin: Readings on His Life and Work, 1965; D.Sut-ton, Triumphant Satyr: The Worldof Auguste Rodin, 1966.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi