Franklin D. Roosevelt Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

ROOSEVELT, Franklin Delano (1882-1945)

ABD’li devlet adamı. 1929 Büyük Dünya Bunalımı’nın aşılabilmesi için Yeni Düzen programını uygulamış ve II.Dünya Savaşı sırasında ülkesini yönetmiştir.

30 Ocak 1882’de New York’ta Hyde Park’ta doğdu, 12 Nisan 1945’te Warm Springs’te öldü. Varlıklı bir aileden gelmekteydi. İlk eğitimini özel öğretmenlerden aldı, 1900’de hukuk öğrenimi görmek üzere Harvard Üniversitesi’ne girdi. 1905’te uzak akrabası olan ABD başkanı TheodoreRoosevelt’in yeğeni Eleanor Roosevelt’le evlendikten sonra Columbia Üniversitesi Hukuk Okulu’ nda öğrenim gördü. New York barosunun sınavını verdi ve Wall Street’te bir firmada çalışmaya başladı.

1910 ve 1912 yıllarında Demokratik Parti’den New York Eyalet Senatosu’na seçilen Roosevelt, 1913’te Denizcilik Bakanlığı müsteşarlığına getirildi ve bu görevini I.Dünya Savaşı sırasında da sürdürdü. 1920 seçimlerine, Demokratik Parti’den başkan yardımcısı adayı olarak katıldıysa da seçimleri Cumhuriyetçi Parti adayı kazandı. 1920’de çocuk felcine yakalandı ve bir süre tümüyle felçli kaldı. New York valiliği için aday gösterildiğinde henüz yardımsız yürü yemiyordu. 1928 ve 1930’da iki kez New York valisi seçilen Roosevelt, 1932 başkanlık seçimleri için Demokratik Parti’den aday gösterildi.

Başkan seçilmesi ve Yeni Düzen
Seçimler, 1929 Büyük Dünya Bunalımı’nın etkilerinin sürmekte olduğu bir ortamda yapıldı. ABD’nin ulusal geliri yarı yarıya azalmış, bankaların yarısı iflas etmiş, sınai üretim 1929 düzeyinin % 56’sına düşmüş, işsizlik oranı % 25’e yükselerek işsiz sayısı 15 milyonu bulmuştu. Bunalımın, ABD dışındaki kapitalist ülkelerin sorunlarından kaynaklandığını ileri süren başkan Hoover, özel girişimin kendi sorunlarını yardımsız çözeceği kanısındaydı ve karşılaşılan sorunların aşılmasında başarısız kalmıştı. Roosevelt, daha sonra Yeni Düzen (New Deal) olarak adlandırılan programının hedeflerini bu seçim kampanyasında açıklayarak, 7 milyon oy farkla ABD’nin 32. başkanı seçildi.

Roosevelt, bunalımın tüm toplumsal kesimlerin desteğini alacak bir programla aşılabileceğini düşünerek siyasal dengelere önem verdi ve hükümete liberal ve muhafazakâr Demokratlar’ın yanı sıra Cumhuriyetçiler’i de aldı. ABD tarihinin en geniş kapsamlı iktisadi düzenlemelerine, tutarlı ve sistemli bir iktisat politikası uygulayarak değil, en uygun çözümlerin denenerek bulunacağı inancıyla, pragmatik bir biçimde girişti.

Öncelikle mevduat sahiplerinin buhran paniğiyle bankalardan paralarını çekmesini önlemek için, tüm bankalar bir süre için kapatıldı. Haziran 1933’te bankacılık reformuna ilişkin olarak kabul edilen yeni önlemler arasında, banka mevduatlarına devlet güvencesi getirilmesi ve açık piyasa işlemlerinin devlet denetimindeki Merkez Bankası Yönetim Kurulu’nun (Federal Reserve Board) yetkisine verilmesi en önemli yeri tutmaktaydı. Bu arada altın standardı bırakılarak, doların devalüasyonuna yönelik bir politika izlendi.

Yeni Düzen programının en önemli yasal düzenlemelerinden biri olan Ulusal Sanayiyi Canlandırma Yasası’ yla hem fiyatlarda düşüşü önleyerek kârlılığı sağlamak, hem de ücretleri yükselterek tüketicilerin alım gücünü artırmak, böylece talebi eski düzeyine getirmek hedefleniyordu. Her sanayi dalı için asgari ücret, en fazla çalışma saati ve en az fiyatlar saptanmaya başlandı, ancak yapılan kodlama sonucu uygulanması çok güç, karmaşık bir yapı ortaya çıktı.

Yeni Düzen’in öteki önemli yasal düzenlemesi, bunalımın fazla üretim nedeniyle ortaya çıktığı tarım kesimine yönelik olan Tarımsal Uyum Yasası’ydı. Yasanın temel amacı tarımsal ürünlerin fiyatını yükselterek ulusal gelirden tarıma giden payı yükseltmekti. Bu amaca ulaşmak için de aralarında mısır, buğday, pirinç, pamuk ve tütünün bulunduğu yedi temel ürünün üretiminin gönüllü olarak düşürülmesi karşılığında, çiftçilere mali destek sağlandı. Üretim kısıtlaması bazı tarımsal ürünlerde kıtlığa yol açarak 1934 ve 1935’te mısır ve buğday ithal edilmesini gerektirdiyse de, 1935 sonunda tarımsal fiyatları yükseltmek açısından başarı sağlandı. Ancak 1941’e değin 1929’daki tarımsal gelir düzeyine ulaşılamadı.

Sanayi ve tarıma ilişkin bu iki temel yasaya ek olarak ilk yüz gün içinde yatırım projelerine ve işletmelere devlet kredileri açıldı; ipoteklerden doğacak kayıpları önlemek, işsizliği azaltmak için çevreyi ağaçlandırmak ve dinlence olanakları sağlamak gibi yan önlemler de alındı.

1935’e gelindiğinde bunalım yumuşamış, üretim yeniden kârlı duruma gelmeye başlamıştı. İş çevreleri, önceleri fiyat düşüşlerini önlediği için olumlu buldukları üretim sınırlamalarının ve diğer önlemlerin, sendikacılığı güçlendirdiği ve grevlere yol açtığı gerekçesiyle kaldırılmasını istemeye başladı. Oysa fiyatların devlet tarafından yüksek bir düzeyde belirlenmesi, rekabeti engelleyerek sanayi ide kartelleşmeyi teşvik etmişti. Ayrıca gerçek ücretler düşmüştü. Düşük gelirleri artırmaya öncelik veren yeni düzenlemelere gidildi, işsizlik sigortası ve yaşlılık aylığı bağlanmasını sağlayan Toplumsal Güvenlik Yasası, 1935-1941 arasında hastane ve okul yapımı gibi işlerde 2 milyon kişinin istihdam edilmesini öngören İş Geliştirme Yasası, sendikalara yeni haklar tanıyan Ulusal îş İlişkileri Yasası çıkarıldı. Öngörülen programların finansmanı yüksek gelirlerle, şirket kârlarından alınan vergiler artırılarak sağlandı. Bu reform programlarının da katkısıyla 1936 seçimlerinde yeniden başkan seçilen Roosevelt, iş çevrelerinin baskısıyla 1935’te Ulusal Sanayiyi Canlandırma Yasası’nı, 1936’da da Tarımsal Uyum Yasası’m iptal etmiş olan Anayasa Mahkemesi’ni denetimi altına alabilmek için gerekli yasal düzenlemeyi gerçekleştiremediyse de sırada bekleyen yasaların iptal edilmesini önleyebildi.

Yeni Düzen serbest piyasa ekonomisine güvenin büyük ölçüde sarsıldığı 1929 Büyük Dünya Bunalımı koşullarında devlet müdahalesinin gerekliliğinin kavranılması ve bu müdahalenin gerçekleştirebileceklerinin sınanması açısından önemli bir deneyim oldu. Programın en önemli hedefi olan iktisadi canlanma, toplumsal reformıla kaynaştırılmaya çalışıldı. ABD’nin o dönemde Avrupa’nln gerisinde olduğu iş koşulları ve toplumsal hizmetler gibi alanlarda iyileştirmeler yapıldı.

Amerikan ekonomisi Ağustos 1937’de yeniden bir durgunluğa girdi. Üretim hızlı bir düşüş gösterdi ve işsizler ordusuna 4 milyon kişi eklendi. Bunalım ancak ekonominin savaş gereksinimlerine göre yeniden düzenlenme-
siyle aşılabildi. 1939’da Avrupa’da II.Dünya Savaşı’nın başlaması ve 194l’de ABD’nin savaşa girmesiyle savaş araç gereçleri talebinin hızla artması ekonomiye büyük bir canlılık getirdi.

Yeni Düzen yıllarında, ABD’nin dünyanın diğer bölgelerindeki savaş tehdidine karşı tavrı, yalnızlaşarak güvenliği sağlamak biçimindeydi.İtalya Etiyopya’yı işgale hazırlanınca, Kongre 1935’te iki tarafa da silah ambargosu koyan bir Tarafsızlık Yasası çıkardı. Almanya’nın saldırganlığı nedeniyle Avrupa’da savaş tehdidi baş gösterince Roosevelt batı yarımküresi ülkeleri arasında karşılıklı antlaşmalara dayanan bir toplu güvenlik siyaseti geliştirmeye çalıştı.

II.  Dünya Savaşı
II.Dünya Savaşı başlayınca, Roosevelt Kongre’yi, Tarafsızlık Yasası’nı gözden geçirmeye çağırdı ve Müttefikler’e nakit karşılığı savaş gereçleri satılmasını sağladı. 1940’ta Fransa’nın düşmesi üzerine, İngiltere’ye silah ve malzeme yardımı yapılmaya başlandı. 1940 seçim kampanyası sırasında ülkeyi savaşa sokmakta olduğunu ileri sürerek Roosevelt’e karşı çıkan “yalnızlaşma siyaseti” yanlıları ile, savaşa katılmak konusunda yeterince hızlı davranılmadığından yakınan “müdahaleciler” arasındaki tartışma ortamında Roosevelt, oyların % 54’ünü alarak ABD tarihinde üç kez üst üste seçilen ilk başkan oldu.

Eylül 1940’ta, Japonya’nın Fransız Çin Hindi’ne girmesi üzerine, ABD bu ülkeye hurda demir ve çelik ambargosu uygulamaya başladı. Aynı ay, Almanya ve İtalya’yla Üçlü İttifak Antlaşması imzalayan Japonya’nın 7 Aralık 194l’de Hawaii’deki Pearl Harbor hava üssüne saldırması, ertesi gün ABD’nin Japonya’ya, üç gün sonra da Almanya ve İtalya’nın ABD’ye savaş ilan etmesine yol açtı.

Pearl Harbor baskınından sonra savaş araçları üretimi büyük bir hızla artırıldı. Baskın olduğunda, Almanya ve İtalya’nın toplam üretimine denk olan ABD savaş sanayi üretimi, 1944’te Almanya, İtalya ve Japonya toplamının iki katına ulaşmıştı. Özellikle yeni tip silahların geliştirilmesine önem verildi. Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Bürosu’nun geliştirdiği yeni silahların ve füzelerin arasında yapımı için 2 milyar dolar harcanan ve ilk kez 6 Temmuz 1945’te denenecek olan atom bombası da bulunmaktaydı.

Roosevelt, Aralık 194l’te izlenecek ortak strateji konusunu görüşmek için İngiltere Başbakanı Churchill’le buluştu. Kasım 1942’de Kuzey Afrika’ya, Temmuz 1943’te Sicilya’ya ve Eylül 1943’te İtalya’ya İngiltere ile birlikte çıkarma yapıldı. Bu arada, Ocak 1943’te, Churc-hill ile Casablanca’da yapılan görüşmede, Avrupa’da ikinci bir cephe açılması görüşülmüş, Roosevelt, düşman ülkelerin koşulsuz teslim alınması önerisini ileri sürmüştü. Müttefikler’in savaşı kazanacakları inancının güçlenmesiyle birlikte, aralarındaki ilişki de yoğunlaşmaya başladı; Roosevelt, Churchill ve Stalin Kasım 1943’te Tahran’ da bir araya geldiler. 1944’te SSCB’nin Alman saldırısını durdurarak karşı saldırıya geçmesi, Batı’da Normandiya çıkarması ve ardından Fransa, Belçika ve Hollanda’ nin kurtarılması üzerine, Şubat 1945’te üç lider Kırım’ ın Yalta kentinde bit kez daha buluştular. Savaştan sonra Almanya ve Doğu Avrupa ülkelerinin siyasal konumlarının belirlendiği ve SSCB’nin Almanya’nın teslim alınmasından sonra Japonya’ya karşı sürdürülen savaşa katılmayı kabul ettiği bu zirvede, Çin ve Fransa’nın da katılmasıyla oluşturulacak Beş Büyükler’in kuruluş çalışmaları sürdürülen Birleşmiş Milletler Örgütü’nün Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip daimi üye olmaları kararlaştırıldı.

1944 seçimlerinde dördüncü kez başkan seçilen Roosevelt, sağlığının bozulması üzerine, Yalta’dan döndükten sonra dinlenmek üzere Warm Springs’e gitti. Avrupa’da savaşın bitmesinden kısa bir süre önce, yerini yardımcısı Truman’a bıraktı.

• YAPITLAR (başlıca): The Public Papers and Addresses of Franklin D.Roosevelt, (ö.s.), S.I.Rosenman (der.), 13 cilt, 1938-1950, (“Franklin D.Roosevelt’in Yazışmaları ve Söylevleri”); F. D. Roosevelt: His PersonalLetters, (ö.s. ),Elliott Roosevelt (der.),4 cilt,1947-1950, (“F.D.Roosevelt: Kişisel Mektupları”).

• KAYNAKLAR: J.M. Burns,Roosevelt, 2 cilt, 1956-1970; W.E.Leuchtenberg, Franklin D.Roosevelt and the Neu> Deal, 1932-1940, 1963; B.Rauch,Roosevelt:FromMunichto Pearl Harbor, A Study in the Creation of a Foreign Policy, 1950; R.G.Tugwell, The Democratic Roosevelt, 1957.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski