Gürıey Amerika Sineması
20.yy’trı başında ilk film göstericilerinin gelişinden hemen sonra Güney Amerika ülkeleri, Amerikan sinemasının egemenliği altına girmiştir. Çeşitli ülkelerdeki film yapımcıları da Hollyıvood yapımlarını kopya etmekten öteye gitmemişlerdir. Arjantinli Leopoldo TorreNilsson ve Brezilyalı Humberto Mauro gibi yönetmenlerin kendi toplumlanndan kaynaklanan temalara yönelme çabalan ise azınlıkta kalmıştır. Ancak 1950’lerde ve 1960’larda tümüyle farklı bir Güney Amerika sineması doğmuştur. Tüm kıtayı kaplayan ulusçu ve devrimci siyasal hareketlerin bir parçası olan ve Yeni Sinema diye anılan bu akım, Latin Amerika duyarlığını yansıtmaya, kıtanın kendi kültürel geleneğini sürdürerek toplumsal ve siyasal kurtuluşuna katkıda bulunmaya çalışmıştır. Yeni Sinema ilk kez 1950’lerin başlannda Brezilya’da ortaya çıkmıştır. Glauber Rocha, Ruy Guerra ve N.P. dos Santos gibi yönetmenlerin öncülük ettiği hareket, ülkenin toplumsal sorunlarıyla ilgilendiği kadar, yeni bir sinema estetiği yaratmaya da yönelmiştir. Kıta dışında oldukça başarı kazanan bu akımın ürünleri, Güney Amerika ülkelerinde fazla ilgi göremeyince ve sansürün de baskısına uğrayınca 1960’lann sonlarına doğru Yeni Sinema hareketi canlılığını yitirmiştir.
Bolivya’da da 1960’lann ortalannda aynı amaçlardan yola çıkan bir akım gelişmiştir. f.Sanjines’in öncülük ettiği ve Ukemau adıyla anılan bir grup, kıtanın en eski kültürleri olan Kueçua ve Aymara kültürleri üe çağdaş yaşam arasında bir bağ kurmaya, bu kültürlerin anlatım biçimlerine dayalı bir sinema dili oluşturmaya çalışmıştır.
Şili’de, 1970’lerin başında Raul Ruiz, M.Littin, Aldo Francia ve Charles Elsesser gibi yönetmenlerin filmleriyle Yeni Şili Sineması doğmuştur. Ailende yönetimi altında verimli bir gelişme gösteren bu akım, 1973 darbesiyle kesintiye uğramıştır. Yurt dışına kaçan yönetmenler, Patricio Kuzmanin dışarıda kurgulanan çarpıcı filmi La bataüa de Chile (“Şili Savaşı”) gibi, darbeyi ve cuntanın baskılarım yansıtan belgeseller yapmaya girişmişlerdir.
Arjantin sinemasının bugüne değin en önemli yapıtı F. Solarıasin 1968 tarihli, La bora de los homos’u (“Fırınların Saati”) olmuştur. General Ongania’nın diktatörlüğü döneminde gizlice çekilen film, Arjantin tarihinin etkili bir betimlemesini yaptıktan sonra köktenci siyasal önerilerde bulunur.
1970’lerin ortalannda, Güney Amerika’yı kaplayan sağa askeri diktatörlükler, yaratıa sinemaalann çalışmalannı engellemiştir. Sinemaalann bazıları öldürülmüş, bazıları hapse atılmış, bazılanysa ülke dışına kaçmak zorunda kalmışlardır. Bu koşullarda yalnızca Küba’da kıtanın özelliklerine dayalı film üretimi sürmüştür. Kübalı sinemaalar arasında Santiago Alvarez, Tomas Gutierrez Allea, Humberto Solas, Manuel Octavio Gomez ve Sara Yera Gomez gibi yönetmenlerin çalışmalan dikkati çekmiştir.
1980’lerde Brezilya’da rejimin yumuşamasıyla birlikte Yeni Sinema Sonrası olarak adlandınlabilecek yeni bir gelişme ortaya çıkmıştır. Babenco, Bodanski ve eskilerden N.P. dos Santos gibi yönetmenlerin öncülük ettiği bu akım, görece daha klasik anlatım ve kentsel temalara yönelen tutumuyla hem Brezilya’da, hem de ülke dışında yaygın ilgi görmüştür.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi