Hans Scharoun Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

SCHAROUN, Hans (1893-1972) Alman, mimar. Bir yapıdaki çeşitli işlevleri bir gövdenin parçalan gibi ele alan organımsı mimarlığın temsilcisidir.

20 Eylül 1893’te Bremen’de doğdu, 25 Kasım 1972’de Berlin’de öldü. 1912-1914 arasında Berlin Teknik Üniversitesi’nde öğrenim gördü. 1917-1925 arasında Doğu Prusya’daki bayındırlık etkinliği çerçevesinde görev aldı. Bu arada, 1918’den sonra bir süre B.  Taut’la çalıştı. 1920’de onunla birlikte November Gruppe’nin (Kasım Grubu) çeşitli etkinliklerinde rol aldı. 1925’te de ilerici Alman mimarlarından oluşan Der Ring (Halka) adlı gruba katıldı. Tasarımlarıyla kısa zamanda admı duyurdu. 1926-1932 arasında Breslau Güzel Sanatlar Akademisi’nde ders verdi. 1933’te Nasyonal Sosyalistler’in yönetime geçmesinden sonra, çalışmalarını sürdüremez oldu. II.Dünya Savaşı’nın ardından, yerleşim bölgelerinin onarımı işinde çalışmaya başladı. 1947’de Berlin Teknik Üniversitesi’ne girdi. 1956’da Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’nin başkanı oldu. 1960’tan sonra, yeniden uygulama alanına döndü.

Hans Scharoun 1919-1923 arasında, Almanya’da o günlerde gelişen ütopik akımın etkisindeki B. Taut, W. Gropius ve H. Hâring gibi, öznel bir davranışla estetiği ön plana alan yapılar tasarlamıştır. 1925’ten sonra ise I. Dünya Savaşı’nın yol açtığı toplumsal, iktisadi ve teknik olanaksızlıkların giderek çoğalması üzerine, bütün bu mimarlar gibi, akılcı, işlevci bir mimarlığa yönelmiştir. Bu anlayıştaki ilk önemli yapıtı 1927’de, dönemin tanınmış mimarlarının da katıldıkları Stuttgart’taki Weıssenhof örnek konut yerleşmesi için tasarladığı konuttur. Bunu izleyen yıllarda genellikle Berlin’in onarımı ve yeni yerleşim tasarımları üzerinde çalışmış, ama bir yandan da ilk yıllarındakilere benzer taslaklar çizmeyi sürdürmüştür. 1950’lerde Avrupa toplumlarında özellikle iktisadi alanda artmaya başlayan rahatlama, mimarlıkta da biçimsel arayışların yeniden canlanmasına yol açmıştır. Scharoun da bu bağlam içinde, Kassel ve Mannheim tiyatroları için açılan yarışmalara yolladığı önerilerinde izlendiği gibi, eski mimarlık anlayışına bir kez daha yönelmiştir.

Scharoun bundan sonraki bütün tasarımlarında Organımsı mimarlığın tümevarımcı anlayışı doğrultusunda davranmış, yapılarını içten dışa, işlevden biçime doğru geliştirmiştir. Yapıyı kullanacak insanların yapacaklarını varsaydığı hareketlerden yola çıkarak biçimlendirdiği bu tasarımlarında, insan eylemlerinin ve doğal verilerin gerektirdiği yerlerde dik açıyı bozmuş, irrasyonel olarak adlandırılabilecek planlar elde etmiştir. En önemli yapıtlarından Romeo ve Julie t adlı katevi grubu, farklı işlevleri olan bölümlerin, farklı gereçler ve farklı renkler yardımıyla tek tek dışa yansıtıldığı, oldukça hareketli iki kütleden oluşur. İç mekânlar arasındaki sürprizli geçişler, bir anlamda yapının dışına da yansıtılarak, insanın attığı her adımda değişen bir görüntü zenginliği elde edilmiştir. Avrupa’nın en büyük boyutlu ve dünyanın en iyi akustik düzenine sahip konser salonu olan Berlin Filarmonisi Konser Salonu da bütünüyle karşıladığı işleve, yani akustiğe göre biçimlendirilmiş bir tasarımdır. Orkestra ortaya alınmış, dinleyici sıralan ise, geleneksel kalıplara hiç uymayan ve bakışık olmayan bir düzenlemeyle, ama sesin geldiği yöne doğru, belirli gruplar halinde yerleştirilmiştir.

Scharoun bu tasarımlarıyla H. Hâring’in temellerini attığı Organımsı mimarlık anlayışının en önemli temsilcisi olmuştur.

• YAPITLAR (başlıca): Weissenhof örnek konut yerleşmesinde bir konut, 1927, Stuttgart; Siemensstadt Yerleşmesi, 1930, Berlin; Schminke Evi, 1932, Löbau; Geschwister Scholl Lisesi, 1955-1962, Lünen, Westfalya; Romeo ve Juliet Katevleri, 1963, Stuttgart; Berlin Filarmonisi Konser Salonu, 1963, Berlin.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski